‘Irak’taki Türk varlığı büyük tehdit oluşturuyor’
Iraklı kadın aktivistler, Türk askeri varlığının Irak topraklarında devam etmesinin açık bir egemenlik ihlali olduğunu belirterek, “Irak’ın güvenliğine müdahale etmeyi bırakın” dedi.

RAJA HAMİD RAŞİD
Irak- Iraklı kadın aktivistler, Türk askeri ve siyasi varlığının Irak’ın egemenliği ve ulusal güvenliği açısından en önemli tehditlerden biri olduğunu vurguladı. Türk devletinin Federe Kürdistan bölgesinde Kürt halkına ve PKK gerillalarına dönük saldırıları nedeniyle Irak hükümeti ile sürekli gerilim ve ulusal egemenliğinde defalarca ihlali oldu. Ayrıca merkezi denetim zayıflığı, Irak’ı dış müdahalelere ve IŞİD gibi çetelerin saldırılarına ve hareketlerine açık bir alan hâline getirdi.
Hak savunucusu Anwar El-Khafaji, Türk askeri varlığının, Kuzey Irak’ta sabit üsler veya gerillayı hedef alan saldırıları aracılığıyla devam etmesinin, Irak egemenliğine ciddi bir ihlal teşkil ettiğini vurguladı. Türk varlığının, bölgesel güvenlik ve jeopolitik dengelerden bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Anwar El-Khafaji, Türkiye’nin Kuzey Irak’ı kendi iç güvenliğinin bir uzantısı olarak gördüğü “stratejik derinlik” projesi çerçevesinde işgal etmeye çalıştığını ifade etti.
Bölgesel ve diplomatik ilişkiler üzerindeki etkisi
Arap Hukuki ve Eğitim Kurumları Koalisyonu Başkanı Nidal Jihad El-Abidi, Türkiye’nin Irak topraklarındaki varlığının, özellikle kuzeyde, güvenlik, egemenlik ve bölgesel çıkarların kesiştiği karmaşık bir dosya olduğunu belirtti. Türk devletinin saldırılarının PKK’yi gerekçelendirerek yaptığını ve bu kapsamda birçok askeri üs kurduğunu ve karadan ve havadan saldırılar düzenlediğini söyledi. Nidal Jihad El-Abidi, ancak bu üslerin ve saldırılarının devam etmesinin, Irak egemenliğinin açık ihlali anlamına geldiğini vurguladı.
Nidal Jihad El-Abidi, “Türk askeri varlığının yaratığı güvenlik boşlukları, IŞİD gibi çete grupların yeniden konumlanmasına yol açtı ve yerel halkın yerinden edilmesine neden oldu” dedi.
Türk devletinin saldırılarının bazı bölgelerde istikrarsızlığı artırdığına dikkat çeken Nidal Jihad El-Abidi, Türkiye’nin Irak’ı kendi stratejik nüfuz alanı olarak gördüğünü ve İran’ın bazı bölgelerdeki etkisinin azalmasıyla bu boşluğu doldurmaya çalıştığını belirtti. Ayrıca Ankara’nın “yumuşak güç” diplomasisi aracılığıyla Musul ve Kerkük’te eğitim, kültür ve hayır projeleriyle Osmanlı etkisini yeniden kurmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
Fırat’ın sınırında
El-Anana Ajansı Editörü Alaa El-Mousawi, Türkiye’nin bu müdahalesini “Fırat sınırında kurşun” ifadesiyle tanımlayarak şunları söyledi: “Türkiye, Irak’ın kanayan bedenine müdahale ediyor; kuzeyden uzanan komşu olarak sınırları ihlal ediyor. Her atılan kurşun, her yapılan saldırı ülkenin beline yeni bir hançer.”
Alaa El-Mousawi, sınır bölgelerinin savaş alanına dönüştüğünü ve masum halkın, çiftçilerin, çocukların mağdur olduğunu belirtti. Bu örtülü işgalin Irak devletinin denetimini de zayıflattığını ve IŞİD’in doğmasına yol açan güvenlik güvenlik boşluğunu yeniden yarattığını ifade etti.
Son olarak Alaa El-Mousawi, Türkiye’ye ve uluslararası topluma seslenerek: “Egemenlik pazarlık konusu olamaz, kırmızı çizgidir. Irak’ın güvenliğine müdahale etmeyi bırakın, hayatımızla alay etmeyi sonlandırın” dedi.