HRW Türkiye’yi 'işgalci güç' olarak tanımladı

HRW örgütü, Türkiye'yi "işgalci güç" olarak tanımladı. HRW’nin, BM’ye sunduğu raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de savaş suçu işlediğini belirterek, acil önlemler alınması gerektiği ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi- Birleşmiş Milletler (BM) İşkence Önleme Komitesi’nin 8 Temmuz’da Cenevre’de başlayan toplantıları sürüyor. 26 Temmuz’a kadar sürecek olan bu toplantılara ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW), 10 sayfalık bir rapor sundu.

Raporun büyük bir bölümünde Türkiye’nin yer aldığı ihlallere dikkat çekildi. 

Raporda Türkiye ‘işgalci güç’ olarak tanımlandı

Raporda, Türkiye cezaevlerinde yaşanan işkence, kötü muameleye ve Türkiye ve ona bağlı paramiliter güçlerin işgali altında olan Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşanan savaş suçlarına dikkat çekildi.

Raporda, Türkiye, “işgalci güç” olarak tanımlandı. 10 sayfalık raporda, Türkiye ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) güçleri tarafından kaçırma, keyfi gözaltı ve tutuklama, işkence ve gözaltında cinsel şiddet suçlarının işlendiğine dönük belgelere dayandırılan tespitler de yer aldı. Türkiye’nin işgal altındaki bölgelerdeki işkence ve zorla kaybetmeler de dahil olmak üzere, devam eden ihlalleri engelleme ve bu konuda hesap verebilmesi sorumluluğunun olduğuna dikkat çekilen raporda, şunlar yer aldı:

“Komite, Türkiye’den, askeri güçleri ve istihbarat personeli ile bunlara bağlı yerel milisler tarafından işlenen ve sadece insan hakları ihlalleri değil potansiyel savaş suçları da teşkil eden işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezalandırma eylemlerini durdurmak ve askeri personel ve silahlı gruplar da dahil olmak üzere kontrolü altındaki tüm bireylerin uluslararası insan hakları hukuku ve insancıl hukuka, özellikle de mutlak işkence ve insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağına uymalarını sağlamak için attığı adımlar hakkında ayrıntılı bilgi vermesini istemelidir. 

Komite, taraf devletten, işgal altındaki topraklarda faaliyet gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri ve istihbarat teşkilatlarının sivillere işkence ve tecavüzün yanı sıra, keyfi gözaltı ve yargısız infaz gibi hem ciddi insan hakları ihlalleri, hem de potansiyel savaş suçları teşkil edecek diğer ciddi ihlallere karıştığı iddialarına yönelik soruşturmaların sayısı ve sonuçları hakkında bilgi vermesini talep etmelidir."

‘Kapsamlı ve tarafsız bir soruşturma yürütülmeli’ 

HRW raporunda, işgal altında yaşanan ihlallere dönük BM İşkenceye Karşı Komitesi’nin Türkiye’ye acil önlemler alması için şu önerilerde bulunması gerektiği kaydedildi: "*Suriye'nin işgal altındaki topraklarında faaliyet gösteren TSK ve istihbarat teşkilatları ile bunlara bağlı yerel milislerin sivillere işkence ve tecavüzün yanı sıra keyfi gözaltı ve yargısız infazlar da dahil olmak üzere hem ciddi insan hakları ihlalleri hem de potansiyel savaş suçları teşkil edecek diğer ciddi ihlallere karıştığı iddialarına yönelik şeffaf, kapsamlı ve tarafsız bir soruşturma yürütmeli.

*Birleşmiş Milletler Soruşturma Komisyonu ve insan hakları örgütleri gibi uluslararası organlar tarafından işkence, tecavüz ve diğer yasaklanmış kötü muameleler de dahil olmak üzere iddia edilen insan hakları ihlalleri ve savaş suçları hakkında yürütülen bağımsız ve tarafsız soruşturmalarda tam işbirliği yapmalı.

*Uluslararası ve bağımsız gözlemcilerin, Askeri Polis ve çeşitli gruplara ait cezaevleri ve gözaltı merkezlerinin yanı sıra askeri mahkemeler de dahil olmak üzere Türk işgali altındaki bölgelere tam ve engelsiz erişimin sağlanmalı.

*Tüm Türk ve Türkiye'ye bağlı güçlerin davranışlarını izlemek ve bildirilen ihlalleri derhal ele almak için sağlam gözetim mekanizmaları kurulmalı.

*İhlallerin sorumluları açığa çıkarılmalı ve yargılanmalı.

*Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarına ait tüm geçici veya gayri resmi hapishanelerin ve gözaltı merkezlerinin ortadan kaldırılması sağlanmalı.

*Şeffaf ve katılımcı bir süreçle ve uluslararası standartlara uygun olarak, Türkiye'nin askeri harekat düzenleyip Suriye'nin kuzeyindeki toprakları işgal etmesinden bu yana Türk güçleri ve kontrol ettiği yerel güçler tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlallerinin tüm mağdurları için bir onarım programı geliştirmeli ve uygulamalıdır. Telafiler, mağdurların çektiği acıların kamuoyu önünde kabul edilmesini, tazminat ödenmesini, psikososyal ve fiziksel rehabilitasyonu içermelidir."