HRW: Türkiye’nin kontrolü altındaki bölgelerde savaş suçu işleniyor

Kuzey ve Doğu Suriye'de özellikle Türk devletinin kontrolü altındaki Girê Spî’de ciddi hak ihlalleri ve savaş suçları işlendiğini tespit ettiklerini belirten HRW, binlerce Suriyeli mültecinin topluca sınır dışı edildiğine dikkat çekti.

Haber Merkezi- İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Kuzey ve Doğu Suriye'de Türk devletinin kontrolünde bulunan bölgelere ilişkin yaptığı araştırmayı 28 Mart'ta Lübnan’ın Beyrut kentinde açıkladı. HRW, Türk devleti yetkililerinin binlerce Suriyeliyi ülkenin kuzeyinde Türk devletinin denetimi altındaki Girê Spî'ye gönderilmek üzere sınır dışı ettiğini belirtti.

‘Suriyeli mülteciler topluca sınır dışı edildi’

2017’den bu yana Türk devleti güçlerince binlerce Suriyelinin tutuklandığı ve gözaltına alındığının ortaya çıktığının aktarıldığı raporda, Türk devletinin binlerce Suriyeli mülteciyi topluca sınır dışı ettiği ve “gönüllü” geri dönüş formlarını imzalamaya zorladığı vurgulandı. Raporda, Türk yetkililerin HRW'nin 1 Şubat'ta araştırma bulgularını paylaştığı ve bilgi talep ettiği mektubuna ise cevap vermediği aktarıldı.

‘Sınır şeridinden geçmek için tek seçenek tehlikeli yollar’

Bu bölgelerde başta Türk devletinin desteklediği yerel silahlı gruplar tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlalleri ve potansiyel savaş suçlarının belgelediğine dikkat çekilen raporda, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri ve istihbarat teşkilatı mensuplarının da ihlallerin gerçekleştirilmesinde rol oynadığı kaydedildi. Girê Spî'nin 2019'da Türk devletinin işgali altına girmesinden bu yana Suriye'nin diğer bölgelerine yönelik hiçbir geçiş noktası bulunmadığına işaret edilen raporda, sınır şeridinden geçmek için tek uygun seçenek olarak pahalı ve tehlikeli kaçakçılık yollarının olduğu ifade edildi. 

‘Bölge sakinleri iş bulmakta zorlanıyor’

Raporda, Girê Spî'de sınır dışı edilenlere geçici barınma sağlayan HRW’nin yardım görevlisinin "Bölge sakinleri iş bulmakta zorlanıyor ve birçoğu geçimlik tarıma bel bağlamak zorunda. Sınır dışı edilenlerin çoğu sınırlı dış yardıma mahkum" sözlerine de yer verildi. Sınır dışı edilen bir Suriyelinin de görüşlerine yer verilen raporda, “Burada günde bir öğün yemekle hayatta kalmaya çalışıyorum, tabii masrafları karşılayabilirsem. Günlerin çoğunda aç uyuyoruz" dediği aktarıldı.  HRW raporunda şu tespitler yer aldı: 

“ * İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'den Suriye'ye sınır geçiş istatistiklerinin konuya vakıf bir kaynak tarafından sağlandığını belirledi. Bu istatistikler, geri dönüşlerin sınıflandırılmasında üç operasyonel sınır geçiş idaresinin resmi Facebook sayfalarında yayınlanan verilerle tutarsız.

 * Sağlanan istatistikler, Ocak-Aralık 2023 arasında Türkiye yetkililerinin, 16 bin 652'si Girê Spî kapısından olmak üzere 57 bin 519 Suriyeli ve diğer uyrukluları sınır kapılarından sınır dışı ettiğini ortaya koyuyor.

 * Resmi sayfa verilerinin analizi, raporlama uygulamalarında farklılıklar olduğunu gösteriyor; tek geçiş olan Bab el-Hawa/Cilvegözü, geri dönenler ile sınır dışı edilenler arasında ayrım yapıyor ve bu da İnsan Hakları İzleme Örgütü ile paylaşılan istatistiklerle örtüşüyor. Bab el-Selam/Kilis ve Girê Spî/Gire Sîpi geçişlerinde ise durum böyle değil.

 * Her üç sınır idaresindeki personel geri dönen herkesle görüşüyor ve geri dönüş nedenleri de dahil olmak üzere veriler topluyor, ancak Türk yetkililer baskıyla Bab el-Selam/Kilis ve Gire Sîpi sınır idarelerinin sınır dışı sayılarını yayınlamalarını önledi.  Bu durum, Bab el-Selam/Kilis'in en azından Eylül 2022'den bu yana tüm geri dönüşleri basitçe ‘geri dönüş’ olarak kategorize etmesine, Girê Spî'nin ise en azından Ocak 2021'den bu yana tüm geri dönüşleri ‘gönüllü’ olarak sınıflandırmasına neden oldu. Eylül 2022'den önce Bab el-Selam/Kilis, genel geri dönüşlerin ne kadarının gönüllü olduğunu yayınlıyordu. Gire Sîpi, Haziran 2023'te geri dönüşlerle ilgili verileri yayınlamayı durdurdu.

* Türkiye, 2019'dan bu yana Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu'nun kontrolü altında olan Gire Sîpi üzerinden ‘güvenli bölgelere’ geri gönderdiği Suriyelilerin sayısını 2023'te artırdı. Türkiye, Gire Sîpi de dahil kuzey Suriye'deki bölgeleri kontrol altına almayı hedeflediğini söylüyor. Ancak gerçekte bu alanlar insan hakları ihlalleriyle dolu. Türkiye'nin Rakka ve Haseke illeri arasındaki 150 kilometrelik bölgede gerçekleştirdiği operasyon, yüzbinlerce insanı yerinden etti ve evlerini terk etmek zorunda bıraktı.”

Adam Coogle: Gönüllü denilen geri dönüşler zorla geri dönüşlerdir

Raporda görüşlerine yer verilen HRW Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Adam Coogle ise, "Türkiye'nin 'gönüllü' dediği geri dönüşler çoğunlukla tehlike ve umutsuzluk çukuru olan 'güvenli bölgelere' zorla geri dönüşlerdir. Suriyeliler Girê Spî'deki insanlık dışı koşullardan kaçmak için tehlikeli yolculuklara çıkmak zorunda kalırken, Türkiye'nin 'güvenli bölgeler' oluşturma taahhüdü de boşa çıkıyor” dedi.

‘Türkiye geri göndermeme ilkesine sayı göstermek zorundadır’

Raporda, Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) Haziran 2023 tarihinde buradaki insanî durumu "endişe verici" olarak nitelendirdiğinin hatırlatıldığı raporun devamında şöyle denildi:

"Girê Spî'deki işgalci güç olarak Türkiye'nin, kaynağı ne olursa olsun asayişi, kamu yaşamını ve oradaki Suriyelileri şiddetten koruma yükümlülüğü var. Türkiye, kendi yetkililerinin ve emri altındakilerin uluslararası hukuku ihlal etmemesini sağlamak, iddia edilen ihlalleri soruşturmak ve sorumluların uygun şekilde cezalandırılmasını sağlamak konusunda hem uluslararası insancıl hukuk hem de uluslararası insan hakları hukuku yükümlülüklerine uymakla yükümlü.

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS), Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne (ICCPR) ve 1951 Mülteci Sözleşmesi'ne taraf olması dolayısıyla ve uluslararası teamül hukuku gereği, herhangi biri kişinin gerçek bir zulüm, işkence veya diğer zalimane muamele riskiyle ya da kendisine yönelik bir tehditle karşı karşıya kalacağı bir yere geri gönderilmesini yasaklayan geri göndermeme ilkesine saygı göstermek zorundadır.”