Hol Kampı’nda yaşayan Türkmen Xedîcê Nezîr IŞİD zulmünü anlattı
Aslen Türkmen olan 25 yaşındaki 3 çocuk annesi Xedîcê Nezîr, Hol Kampı’nda yaşanan IŞİD zulmüne dikkat çekerek, insanların katledilmediği bir gün olmadığına dikkat çekerek, çocukların da kaçırılıp organlarının satıldığını söyledi.

SORGUL ŞÊXO
Hasekê – Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri tarafında Hol Kampı’ndaki IŞİD hücrelerine dönük başlatılan İnsani ve Güvenlik Operasyonu’nun ikinci bölümü 25 Ağustos’ta başladı ve operasyona Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) destek veriyor. Operasyonun dördüncü gününde 12 şüpheli kişi yakalandı ve bunların 5’i IŞİD’li olduğunu itiraf etti. Diğer kişiler hakkındaki soruşturma ise sürüyor. Öte yandan IŞİD tarafından eğitim merkezi, mahkeme ve işkence yeri olarak kullanılan 37 çadır bulundu ve bu çadırlar kaldırıldı. İnsani ve Güvenlik Operasyonu bugün ise üçüncü aşamada devam ediyor. Irak’ın Til Efar Türkmenlerinden olan ve şuan Hol Kampı’nda kalan Xedîce Nezîr, çetelerin işlediği suçlar hakkında ajansımıza konuştu. 25 yaşındaki 3 çocuk annesi Xedîce Nezîr, 6 yıldır Hol Kampı’nda kalıyor.
“Kampta her türlü suç var”
Türkiye’ye geçmek için kampa geldiklerini ifade eden Xedîcê Nezîr, “Ancak Türkiye’ye geçemedik. Kampta kaldım ve daha sonra evlendim. Eşim Türkmen 3 yıldır kampta katletme, baş kesme ve kaçırma olayları yaşanıyor. Kampta hangi suçu ararsan var. Her yanlışın bir bedeli var. Ağızdan çıkan her sözün cezası var. Ya sessiz kalacaksın ya da onlara göre yanlış bir söz kullanmaman gerekiyor. Kampın durumu böyledir. Bir söz söylediğinde bunun bedeli yaşamın oluyor. Onları öldürüp, cenazelerini çöp, kuyu ya da kanalizasyonlara atıyorlar. Cenazeleri her yere atıyorlar diyebiliriz. Bu tür olaylar karşısında çok korkuyoruz. Yanlış bir söz kullanan bir kadından daha sonra haber alınmıyor, cenazesi bulunuyor” dedi.
“Birçok kişi suçsuz yere öldürüldü”
Suç işleyen çete ve hücreleri tanımadıklarını ifade eden Xedîcê Nezîr, “Nereden geldikleri ve nereden çıktıklarını anlayamıyorsunuz. Iraklı akrabalarımız eskiden bizi ziyaret etmeye geliyorlardı ancak şuan buda olmuyor. Kim ne yapıyorsa bedelini biz ödüyoruz. Bazen kavga çıkıyor. Bez çadırlarda kalıyoruz. Bir kurşun gelip çocuklarımızı ya da bizi vurabilir. Bir kurşunla çadır yanabiliyor. Hücreler bir kişinin sigara içtiğini tespit ettiklerinde o kişiden bir daha haber alamıyoruz. Eskiden burada huzur vardı ama Dêrazor’un Baxoz’undan gelenler olduğundan beri durum tamamen değişti. Birçok kişi suçsuz yere öldürüldü” şeklinde konuştu.
Çocukları da kaçırıyorlar
Artık kampta kalmak istemediklerinden de söz eden Xedîcê Nezîr, “Katliam yaptıkları araçların hepsi keskin. Öldürme için ipte kullanıyorlar. Her gün bir kişinin öldürüldüğü haberiyle uyanıyoruz. Ölümün olmadığı gün yok. Bu tehlikeli bir şey” ifadelerini kullandı. Çocuklarını okula ya da anaokuluna gönderemediklerini ifade eden Xedîcê Nezîr, “Kampta çocuk kaçırma olayları da yaşanıyor. Bu yüzden çocuklarımızı okula gönderemiyoruz. Bir kez burada bir çocuk kaçırıldı ve tüm organlarını çalmışlar. Daha sonra cenazesi bulundu. Çocuklarımı şuan anaokuluna gönderemiyorum” diye belirtti.
Akşam çıkamıyorlar
Xedîcê Nezîr, “Bir kişiyi öldürmek istediklerinde onu önce gözetliyorlar. Sonra pazarda öldürüyorlar onu. Eşleri öldürülen kadınlar kamp içerisinde çocuklarını öldürüyorlar ki gidip yeniden evlensinler diye. Saat 19.00’dan sonra ne olursa olsun dışarı çıkmıyoruz. Çadırlarımızda ölsek de doktora gidemiyoruz” diye konuştu. Xedîcê Nezîr, son olarak kendi ülkesine dönmek istediğinden söz etti.