Heidi Sequenz: Rojava sistemi Ortadoğu için bir modeldir
Avusturya'nın Viyana bölgesindeki Yeşiller Partisi'nin temsilcisi Heidi Sequenz, Rojava Devrimi’nden sonra hayata geçirilen sistemin Ortadoğu için bir model olabileceğini vurguladı.

SORGUL ŞÊXO
Hesekê - Avusturya'nın Viyana bölgesindeki Yeşiller Partisi'nin temsilcisi Heidi Sequenz, Avusturya'dan Kuzey ve Doğu Suriye'ye gelen heyet içinde yer alıyor. Heidi Sequenz, Kuzey ve Doğu Suriye'yi ziyaret amacını “Kadın Devrimi'ni, eşbaşkanlık sistemini ve bu sistemin kazanımlarını yakından tanımak, deneyimlerinden faydalanmak ve mevcut modeli daha iyi anlamak” olarak açıkladı.
'Rojava'da kadınların kazanımlarını korumak önemli'
Heidi Sequenz, öncelikle Kürtlerin adalet mücadelesine duyduğu derin bağlılığı dile getirerek, şöyle devam etti: "Şu an, önemli bir dönemden geçmekteyiz. Rojava'daki kadın kazanım ve başarıları yine feminist kazanımların korunması gerekiyor. Çünkü aynı anda Suriye’nin diğer bölgelerinde de nelerin yaşandığını görüyoruz; orada her şey İslamcı bir gücün kontrolüne geçmiş durumda. Bu yüzden bu dönemde Rojava’ya gelmek istedim. Daha önce birkaç kez davet edilmiştim ama bu dönemi en uygun zaman olarak gördüm."
'Eş başkanlık sistemiyle, kadınlar burada özgürce yaşayabiliyor'
Heidi Sequenz, Eşbaşkanlık sistemine vurgu yaparak, kadınların bu sistem nasıl dahil olduklarını ve birlikte nasıl yaşayabildiklerini dile getirerek, "Kadınların ve erkeklerin birlikte yer aldığı kurumlarda eşbaşkanlık sistemi var, bu benim için ilgi çekici, çünkü Almanya ve Avusturya’daki Yeşiller Partisi’nde de eşbaşkanlık sistemi var ve parti bir kadın ile bir erkek tarafından yönetiliyor. Belki biz de bunu Rojava’dan öğrendik. Burada gördüğüm ve Güney Suriye’nin diğer bölgelerinde bildiğim kadarıyla, kadınlar burada özgür ve bağımsız bir şekilde yaşayabiliyor. Kadınların mesleği var, çalışıyorlar ve yüksek seviyelerde eğitim alıp kendilerini geliştirmek istiyorlar. Bunun ne anlama geldiğini biliyorum. Kadınlar eğitimden uzaklaştırıldığında, Afganistan’da bugün yaşananlar gibi bir süreç ortaya çıkıyor" dedi. Heidi Sequenz, SDG Komutanı ile Colani arasında imzalanan anlaşmayı da hatırlatarak, "Bu anlaşmanın Suriye için yararlı olmasını umuyorum" diye belirtti.
'Türkiye'nin Tişrin Barajı'na yönelik saldırıları medyada iyi karşılanmıyor'
Heidi Sequenz, Türk devletinin Tişrin Barajı'na yönelik saldırılarını da değerlendirdi. "Tişrin Barajı'nın bombalanmasıyla ilgili bilgi aldık. Bunu uluslararası hukuk açısından bir sorun olarak görüyorum” diyen Heidi Sequenz, saldırıların basında yer almamasını eleştirdi.
'Rojava modeli Colani hükümetini geride bırakıyor'
Heidi Sequenz, Rojava’da inşa edilen modelin Colani hükümetini geride bıraktığını belirterek, bu modelin sürdürülebilirliğine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Bu modelin devam etmesi çok önemli, çünkü Colani hükümetini de geride bırakıyor. Gelecekte bu model, dünyanın diğer bölgeleri için de bir örnek olabilir. Eğer bu proje başarısız olursa, o dönem boyunca umutların suya düşmesi kaçınılmaz olur.”
'Dayanışmanın başarılar geliştirilebileceğine inanıyorum '
Heidi Sequenz ayrıca Rojava ile dayanışmanın önemli olduğunu söyleyerek, “Burada öğrendiğim ve tanık olduğum şeyleri kamuoyuyla paylaşacağım. Bunun sadece Rojava için değil, aynı zamanda tüm dünya için vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Kamuoyunda tepkiyi harekete geçirmek, elimizdeki bu en güçlü araçlardan biri. Bu nedenle bunu burada görevim olarak görüyorum, çünkü dayanışmanın başarılar geliştirilebileceğine inanıyorum” şekline konuştu.
Heidi Sequenz, Rovada’ki kadınların cesaretinden etkilendiğini söyledi. Heidi Sequenz, “Buraya gelmek beni çok derinden etkiledi. Tüm baskılara ve şiddete rağmen, kadınların cesaret ve direnişlerindeki bu kararlılık ve ısrar gerçekten etkileyici. Ailelerini de ikna ediyorlar ve mücadeleye dahil ediyorlar" dedi.
'Rojava modeli genel olarak Suriye ve Ortadoğu için bir modeldir'
Heidi Sequenz, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Kuzey ve Doğu Suriye'de neler olup bittiğini bilenlerin sayısı dünya genelinde karşılaştırıldığında çok az. Çoğu insan Rojava'nın özerk bir bölge olduğunu bilmiyor. Bunun için bunun tüm Ortadoğu ve özellikle Suriye için bir model olabileceğini açık ve net bir şekilde ortaya koymalıyız. Bizim gibi heyetler de önemli ve Avrupa'da çeşitli programlar yapabiliriz, özellikle Mala Jin ve Hîlala Zêrîn Yüksek Enstitüsü'ndeki kadınlarla daha diyalog ve dayanışma içerisinde bulunarak. Bu sistem her yönüyle tanınmalı.”