HDP milletvekilleri: Tecrit, savaş koşullarında seçime gitmek demektir

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin Kürt halkı üzerinde uygulandığını belirten HDP milletvekilleri, özellikle seçim sürecinde tecride karşı durulması ve Kürt halkıya birlik olunması çağrısında bulundu.

Ankara- Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle başlattığı adalet nöbeti, 18’inci gününde. HDP milletvekilleri Zeynel Özen, Feleknas Uca, Kemal Peköz, Musa Piroğlu, Dilan Dirayet Taşdemir, Dersim Dağ, Celadet Gaydalı, “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” dövizleriyle Meclis Dikmen Kapısı’nda açıklama yaptı.

‘Çözümün adresi İmralı’

İmralı Cezaevi’ndeki tecrit politikasının Kürt sorununa bakış ile doğrudan ilişkili olduğu ifade edilen açıklamada tecridin ağırlaşmasının aynı zamanda savaş siyasetinin ve çözümsüzlüğün derinleştirilmesi anlamına geldiğine dikkat çekildi. 

Açıklamanın devamında, “Kürt sorununda çözümün adresi İmralı’dır. Sayın Öcalan’a yönelik tecrit politikası demek aslında çözümden kaçmak yani savaşı derinleştirmek demektir. Nasıl ki tecritle Kürt sorunu arasında doğrusal bir ilişki varsa Kürt sorunuyla Türkiye’deki demokrasi arasında da doğrusal bir ilişki vardır. Çözümsüzlüğün derinleşmesi ve savaşın tırmanması, bu ülkede zorbalığın artması ve baskını çoğalması anlamına gelir” denildi.

‘Savaşın ortasında sandık kurulacak’

Açıklamada seçim sürecine değinilerek sandık güvenliği tartışmalarının yoğunlaştığı bu sürece tecrit ve savaş koşullarında gidildiği belirtildi. “Tecridin ağırlaştırılması Kürt halkına karşı savaş siyasetinin derinleştirilmesi, sandığın savaşın ve zorbalığın ortasında kurulması demektir. Ve Türkiye’deki bütün emekçiler, Türkiye'de bütün ötekileştirilenler, haksızlığa uğrayanlar şunu bilmek zorundalar: İktidar savaşı sürdürdüğü sürece bu ülkeye demokrasi gelmeyecek” denilen açıklamada savaş sürdüğü sürece kimsenin özgür olamayacağı ve yoksulluğun büyüyeceği dile getirildi.

‘Kürt halkıyla yan yana durmamız gerekiyor’

Açıklamada dayanışmanın ve iktidara karşı birliğin şart olduğu ifade edilerek şöyle denildi:

“Eğer bu iktidarı devirmek istiyorsan, bu zorbalığa ve sömürü düzenine son vermek istiyorsak, tutarlı bir şekilde demokrasiden ve özgürlüklerden yana olmak zorundayız. Ve eğer tutarlılıktan söz ediyorsak, Kürt sorununda çözümsüzlük siyasetinden vazgeçilmesi, adil ve demokratik bir çözüme ulaşması için çaba harcanmasını savunuyorsak Kürt halkıyla yan yana durmamız gerekiyor. Bunun bir tane yolu var. Tecrit politikalarına karşı çıkmak, tecrit politikalarının sona erdirilmesini sağlamak Kürt halkıyla adil demokratik bir masanın kurulması için omuz omuza gelmemiz gerekiyor. Tecride karşı çıkmak, savaşa karşı çıkmak demektir. Tecride karşı çıkmak, bu iktidarın zorbalığına sömürü düzenine karşı çıkmak demektir. Tecride karşı çıkmak, gerçekte tutarlı bir demokrasiyi savunmak demektir. Herkesi bu tecrit ve savaş politikalarına, çözümsüzlük siyasetine karşı demokrasi ve özgürlük adına yan yana durmaya çağırıyoruz.”