HDP’li vekil Oya Ersoy: Kadınlar örgütlü biçimde linçe uğradı

25 Kasım’da sokağa çıkan kadınların şiddete maruz kalması ve yükselen kadın cinayetleri Meclis gündemine taşındı.

Ankara- Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınların uğradığı şiddeti Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı. Oya Ersoy, “25 Kasım'da kadınlar örgütlü bir biçimde linçe uğradı” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde Türkiye’de bu yıl 11 Kasım’a kadar 327 kadının erkekler tarafından katledildiğine dikkat çekildi. Önergede kadın katillerinin cezasızlık politikaları ile üzerlerinde koruma zırhı ile ellerini kollarını sallayarak sokaklarda gezdiği ifade edildi.

‘Sokağa çıkan kadınlar şiddet gördü’

25 Kasım dolayısıyla sokağa çıkan kadınların şiddete maruz kaldığı belirtilen önergede şu ifadelere yer verildi;

”Polis, Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker’in bacağını kırarak gözaltına almış, kadın hakları aktivisti Avukat Fulya Dağlı ise Avukat olduğunu söylemesine rağmen polisler tarafından araya alınarak linç edilmiş ve sonrasında gözaltına alınmıştır. Eylemi takip eden Birgün muhabiri Yaren Çolak’ta zor kullanılarak gözaltına alınmıştır. Yine polis şiddeti nedeniyle İstanbul’da iki kadının bayıldığı basına yansımış, yabancı uyruklu iki kadın ise eyleme katılmaları gerekçe gösterilerek iki gün gözaltında tutulduktan sonra Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’nde sınır dışı edilmek üzere bekletilmektedirler.”

‘Gerçek rakamları açıklayın’

İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çıkılması ve 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmaması sonucu kadına yönelik şiddet vakalarında geçmiş yıllara oranla artışlar yaşandığı belirtilen önergede Türkiye’de kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddete ilişkin gerçek rakamların ortaya çıkarılması da istendi.

Önergede şu sorular yöneltildi:

“*25 Kasım günü İstanbul başta olmak üzere, kadınların gözaltına alınması, polis şiddetine maruz kalması “Kadına Yönelik Şiddet İle Mücadele’nin” neresinde durmaktadır?

*Kadın hakları aktivisti Avukat Fulya Dağlı, Avukat olduğunu söylemesine rağmen polisler tarafından linç edilmiştir. Linç eden polisler hakkında bakanlığın ayrıca suç duyurusunda bulunma girişimi olacak mıdır?

*Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker’in bacağını kıran polisler hakkında bakanlığın ayrıca suç duyurusunda bulunma girişimi olacak mıdır?

*İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı,  25 Kasım günün Beyoğlu'nda toplantı, yürüyüş, basın açıklaması yapılmasına müsaade edilmeyeceğini açıklamıştır. Kadınların bir arada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününde şiddete karşı olmaları bu kararın alınmasında nasıl bir tehdit oluşturmaktadır?

*Bakan olarak, İstanbul Kaymakamlığı tarafından, Taksim’de bir araya gelmek isteyen kadınlara yönelik getirilen yasaklara karşı herhangi bir tutum almamanız o alanda kadınlara yönelik şiddeti artıran bir duruma neden olmamış mıdır?

*Kadınların, evde, işte, sokakta, tüm toplumsal yaşamda şiddetsiz bir yaşam sürme hakları için bakanlığın acil eylem planı var mıdır?

*Her gün en az üç kadının katledildiği, bir o kadarın da şüpheli şekilde “öldüğü” ülkede kadınların 25 Kasım günü şiddete uğraması hakkında bakanlık olarak herhangi bir açıklama yapacak mısınız?

*25 Kasım’a katılma nedeni yabancı uyruklu iki kadının sınır dışı edilme gerekçesi oluşturur mu? Şu ana kadar sınır dışı edilen kadın sayısı kaçtır?”