HDK Kadın Konferansı: 2023’e mücadelemizle damga vuracağız

HDK Kadın Meclisi 12’nci Genel Kadın Konferansı’nda “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama” diyen kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” direnişinin sınırları aştığına dikkat çekerek, “2023’e mücadelemizle damga vuracağız” mesajı verdi.

İstanbul - Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama” sloganı ile Labella Davet Salonu’nda 12’nci Dönem Genel Kadın Konferansı'nı düzenliyor. Konferans salonuna “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama. Jin jiyan azadî” ana pankartının yanı sıra çok sayıda farklı pankart ta asıldı. Konferansa Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, milletvekilleri, Alevi kadınlar, HDK bileşeni siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı. Divan üyelerinin seçimi ile başlayan konferansta, kadınlar 4 farklı dilde selamlandı.

‘Hayatı özgürleştirmeye devam edeceğiz’

Konferansta divan adına Çilem Küçükkeleş konuştu. HDK’nin var olan düzene karşı birlikte mücadele hattının oluşturulması için önemli bir siyasi yapı olduğunu kaydeden Çilem Küçükkeleş, “Bugün 6’lı masa varsa, sol-sosyalist ittifak varsa HDK fikriyatından oluşmuştur. HDK, Türkiye gerçekliğinde yayılmış güçlenmiş bir siyasi yapılanma. HDK hakikati ifade etmek, peşine düşmektir. Türkiye kadın hareketinin birlikte durduğu yerdir HDK Kadın Meclisi. HDK toplumu büyütmeye, devleti küçültmeye devam ediyor. Hayatın her alanını tecride çevrilmeye çalışılmasına karşı hayatı özgürleştirmeye devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.

‘Kadınlar hayatta kalma mücadelesi veriyor’

Çilem Küçükkeleş’in açılış konuşmasının ardından özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar için saygı duruşunda bulunuldu. Ardından sözü HDK Eşsözcüsü Esengül Demir aldı. Afganistan, İran, Rojava'da dahil, direnen tam kadınları selamlayan Esengül Demir, kadınların faşist ve ırkçı saldırılara karşı hayatta kalma mücadelesi verdiğini dile getirdi. “Kadınlar dayatılan kıskacın içinden çıkmanın yolunu arıyor” diyen Esengül Demir, Afganistan, İran, Rojava ve Türkiye’de kadın direnişine dikkat çekti. 

‘Direnen kadınlardan ilham alıyoruz’

Esengül Demir, sözlerine şöyle devam etti: Afganistan’da 6 kadın gerici, faşist rejime karşı ölümü göze alarak sokaklara çıktı. İran’da Mahsa Emînî’nin direniş göstermesinden sonra kadınlar özgürlük talebiyle sokaklara yayıldı. Rojava’da kadınlar IŞİD barbarlığına karşı büyük bedellerle verdiği mücadele zafere ulaştı. Biz bu kadınlardan ilham alıyoruz. Biz bu kadınların yürüttüğü mücadelenin bu karanlık sağcı gerici ırkçı dispotik dünyadan çıkışımızın ışığı olacaktır. Türkiye’ye gelirsek AKP-MHP bloğuna karşı mücadeleyi yürütüyoruz.  Yaşamın başka seçenekleri olduğunu yaşamda başka hayatlar olduğunu bize dayatılan bu sistemle yaşamak zorunda olmadığımızı biliyoruz. Başka bir dünya mücadeleyle mümkün diyebiliriz.”

‘Mücadelemiz büyüyerek devam edecek’

Esengül Demir, iktidarın, Kürtlere karşı derinleştirdiği savaş siyasetine karşı toplumu sessiz kalmaya zorladığını ancak kadınların bu sessizliği kabul etmediğini ve hakları için sokaklarda mücadeleye devam ettiğini vurguladı. Esengül Demir, “Nefret söylemiyle kutuplaştırma siyasetinin içine hapsedilmeye çalışırsak da çalışalım buna karşı mücadelemiz büyüyerek devam edecektir. AKP-MHP iktidarının yaptığı bir başka yöntem, yönelim var. Kadınlar dönük özellikle özel savaş siyaseti çerçevesinde kolluk güçlerinin kadınlar, toplum ve bu ülkedeki muhalefet üzerindeki baskısını sıradanlaştırmaya normalleştirmeye çalışıyor. Dolayısıyla bu korkunç karanlık günler dünyanın başka yerlerinde yaşanırken bizim topraklarımızda daha katmerli ve sancılı bir şekilde yaşanmaktadır” ifadelerinde bulundu.

‘Yeni bir dünya kurabilmek için dayanışmaya ihtiyaç var’

Yürütülen savaş politikalarını İpek Er’in katledilmesinden, Gülistan Doku’nun kaybedilmesinden, basın çalışanlarının uğradığı saldırılarda görülebileceğini belirten Esengül Demir, savaş siyaseti yürüten sistem aklına karşı seçimlerin bir araç olduğunu kaydetti. Esengül Demir, “AKP-MHP zihniyetinin bu faşist bloğun gitmesi için seçim aracının da iyi kullanılması gerekiyor. Kadınlar kendisine dayatılan ne yasaları kabul ediyor ne de bu yasalarla kendi haklarının gasp edilmesini. Anayasa değişikliği, ailenin korunması kanunuyla kadınların kazanımlarını kadınların birey olmaktan kaynaklı haklarını da aile kavramı içine sıkıştırmaya çalışıyor. Temel insan hakları bir yasa ile sınırlandırılamaz. Referandum konusu olamaz. Özgür gelecek günlere bizi götürerek yeni bir dünya kurabilmek için daha çok dayanışma, yana yana gelmeye, ittifaklar kurmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

‘HDK, erkek rejimine karşı güçlü bir alternatiftir’

Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da şu değerlendirmelerde bulundu: “Ezilenlerin ve kadınların ortak mücadelesini bir çatı altında örgütleyen HDK çok önemli bir misyona ve role sahiptir. Ayrıca HDK, faşizme karşı tekçi, erkek rejimine karşı güçlü bir alternatiftir. Bugün gerçekleştirilen kadın konferansından bütün kadınlar gibi bir kadın partisi olan HDP’de büyük bir güç almaktadır. Bu güçle yoluna devam edeceğini de özellikle belirtmek isterim. Bundan 12 yıl önce, umuda yolculuk sloganıyla yola çıktığımız HDK ile birlikte bugüne kadar kattettiğimiz mesafe bizleri umut etmenin çok daha ötesine taşımıştır, taşımaya devam edecektir. Biz kadınlar yeni yaşamın kurucu gücüyüz diyoruz. AKP-MHP erkek ittifakı da kadınların bu büyük yürüyüşünün ve cesaretinin elbetteki farkındadır. Bu nedenle geride bıraktığımız 2022 yılında da kadınlara açtıkları savaşa dört elle sarıldıklarını hep birlikte gördük ve deneyimledik.”

‘Kadına yönelik şiddet politiktir’

“2022 yılında da erkek failler erkek yargı tarafından korundu. İktidarın politikaları kadınların katledilmesine neden oldu. Kadınından siyasetçisine, gazetecisinden meslek örgütü temsilcisine kadar her kesimden kadın iktidar ve yandaş medyanın linçine ve saray yargısının tehdidine maruz bırakıldı. Aynı anlayış ve zihniyet devam ediyor. Bizler kadına yönelik şiddetin politik olduğunu biliyoruz. Demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürüten binlerce kadın yoldaşımız bugün cezaevlerinde esir tutulmaktadır. Kadınlar göç yollarına sürgünlere zorlanmaktadır. Politik kimliği sebebiyle kadına yönelik saldırılar her gün tırmandırılarak sürdürülmektedir. Genelde bütün kadınlar özelde Kürt kadınlar üzerinde özel bir şiddet ve kırıma uğratma politikası yürütülmüştür yürütülmeye devam etmektedir. Biz kadınlar kadın mücadele tarihimizi ne kadar sömürü baskı ve şiddet varsa ondan daha fazla direniş diyerek mücadele ortaya koyarak kazandık, kazanmaya da devam edeceğiz.”

‘2023 ortak kazanımlara dönüşecek’

“Bütün bu yaşananlara karşı 2022 yılı kadınlar açısından direniş ve mücadele yılı oldu. Kadınların mücadelesi geri adım atmadan devam edecek. Kadınlar olarak hakikatlerin izini sürmeye, adaletin arayıcısı olmaya devam ettik bundan sonra da bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Kadınlar hukuksuzluklara karşı adalet nöbetlerinde, savaşa karşı barış nöbetlerinde, tecride karşı hukuk ve adalet mücadelesinde ısrar etmeye devam edecek. Hep birlikte bu mücadeleyi büyüteceğiz. Ta ki bütün bu hukuksuzluklar ve tecrit politikası kırılana kadar. 2023 kadınlar açısından tüm bu mücadelelerin daha da büyüceği ve ortak kazanımlara dönüşeceği bir yıl olacaktır.”

‘Yeni bir dönem yeni bir yüzyıl diyoruz’

“Gerçekleşecek olan seçimler sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi olarak ele alınmaması gerekiyor. Yapılacak seçim tarihi bir seçimdir. Bu seçimin sonuçlarını belirleyen de kadınlar olacak. Ortak mücadele birikimimizin ışığında seçimlere taşıma vaktidir. Bizler demokratik tutum belgemizi açıklayarak seçimlerin startını bir buçuk yıl önce Ankara’da verdik. Emek ve Özgürlük İttifakımızı ve Kürt ittifakımızı kurduk. Bu ittifaklarımızı daha da genişleteceğiz, büyüteceğiz. Zaman eşitsizlikle üzerinden saltanatlarını sürdürenlerin sefasına, buyurganlığına, tekçi anlayışına son verme zamanıdır. 2023 seçimleri bu açıdan tarihi bir fırsattır. Bu fırsatı zafer ile buluşturmak için HDP olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalığın yanı sıra tarihsel sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizi belirtmek isterim. Bu mücadelemizin adı elbette  3’üncü Yol’dur. Ne statüko ne de restorasyon, yeni bir başlangıç, yeni bir dönem yeni bir yüzyıl diyoruz. Bu iddialarla seçimlere kadar ve ondan sonra da bu yolun yürüyeceğiz.”

‘Şimdi iradeyi ortak bir seste buluşturma zamanı’

“Erkek egemen iktidarın yürüttüğü siyaset ile demokratik bir dönüşüm sağlanamaz. Demokratik düzenin kurucu gücü kadınlardır. Kadınlar değiştirecek, dönüştürecek. Gücümüze inanalım daha fazla örgütlenelim mücadele ortaklığımızı daha fazla büyütelim. Tüm kadınların sesi olmak için daha fazla yol alalım. Üreten kadınlar, direnen kadınlar, yaşamı var eden kadınlar, hakça eşitçe kadınca bir yeni düzeni kurabilecek güce ve iradeye sahiptir kadınlar. Şimdi bu iradeyi ortak bir seste HDP’de, Emek ve Özgürlük İttifakımızda buluşturma zamanıdır. Bileşenlerimizle, ittifaklarımızla, bu yolda yürümenin zamanıdır. Bu seçimler bizimdir sevgili kadınlar. Bayların, beylerin söz kurduğu bir düzende değil kadınların inşa ettiği, kadınların sözünü kurduğu ve yönettiği bir sistemde yaşamak istediğimizi özellikle belirtmek istiyorum.”

‘Jin, jiyan, azadî ile büyük bir yol aldık’

“14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım. Zaman 8 Mart’tan, Newroz’dan, 1 Mayıs’tan alınan güç ve ortak irade ile seçimleri zafer ile buluşturma zamanı. Erkek saltanatına son vermek için 14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım. Her bölgeden her köyden, her evden her işyerinden kadınlarla elbirliği yürek birliği içerisinde olalım. Hep söyledik yine söylüyoruz, bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. İlham kaynağımız motivasyonumuz ve şiarımız tabi ki Jin, jiyan, azadî’dir. Jin diyerek yola çıktık, jiyan diyerek büyüdük, direndik, büyük bir yol aldık. Azadî diyerek büyük özgürlüğü mutlaka kazanacağız.”

Salonda bulunan kadınlar alkışlar eşliğinde Pervin Buldan’ın konuşmasına “Jin jiyan azadi” sloganı ile karşılık verdi.

Pervin Buldan’ın ardından söz alan kadınlar şu ifadelerde bulundu:

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce: “Kadınlar her geçen gün yeni bir saldırı ile karşı karşıya. Yürütülen bir savaş var bundan Kürdistan’da ve Rojava’da kadınlar olarak yine biz etkileniyoruz. Savaş politikalarının kadınlar üzerinden yürüdüğünü görebiliyoruz. Savaşa, sömürüye, baskıya karşı biz kadınlar susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Ne zaman bir kadın arkadaşımıza bir zulüm olduysa biz orada olduk olmaya da devam edeceğiz. AKP faşizmini kurumsallaştıramadıysa bunun en büyük nedeni kadınlar. O yüzden iktidar en çok kadınlara saldırıyor. Bunlara karşı kadınlar olarak birleşik mücadelemizi yürütmemiz lazım. Bugün buradan Sakine’leri, Sêvê’leri de anmak istiyorum. Mutlaka biz kadınlar kazanacağız. Eşit ve özgür dünyayı kuracağız.”

‘Sokağa çıkmaya devam edeceğiz’

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Kezban Konukçu: “HDK toplumsal örgütlenme açısından önemli. Biz diyoruz ki sadece seyrederek kazanamayız. Örgütlenmeliyiz. Bu faşizm bize nefes aldırmıyor. Faşizmin en çok yapmak istediği bize nefes aldırmamak, yapamazsınız demek. Biz kadınlarda buna karşı kendi sesimizi yükseltmek için sokağa çıktık ve çıkmaya devam edeceğiz, sesimizi yükselteceğiz.”

‘2023 yılında kadınlar kazanacak’

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu: “Gerçekleşecek olan seçimler tarihi bir öneme sahip. Biz kadınlar ilk andan itibaren köle ilan edildiğimizden beri bize yasak denilen elmayı yediğimizden beri yasakları seven ciniz. O elmayı yedik ve yemeye devam edeceğiz. Çünkü 19’uncu yüzyılda Fransız Devrimini yapan, 20’nci yüzyılda  Sovyetler Devrimini yapan kadınlar, 21’inci yüzyılın ilk on yılında Rojava’da devrim yaptık. Şimdi İran’da, Rojhilat’ta ‘jin, jiyan, azadî’ diye başlayan belki de bu topraklara gelecek bir devrim söz konusu. 2023 yılında kesinlikle biz kadınların kazanacağına inanıyoruz.

‘Tecrit tüm ülkelere yayıldı’

24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan ve 22 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit tüm ülkeye yayıldı. Hapishanelerde ağırlaştırılmış şiddet söz konusu. Dışarıdan üç kişi mektup atıyorsun yasak, renkli kağıt göndermek yasak, görüşçü olmak istiyorsun ‘güvenlik soruşturmasına’ tabi tutuluyorsun. Direnişin bol olacağı bir dönem. O nedenle tüm kadın kitleleri, LGBTİ+’ları örgütleyerek AKP-MHP faşist rejimine baş eğmeyeceğimizi, susmadığımızı, korkmadığımızı, yasaklı elmaları yemeye devam edeceğimizi isyanımızla söylüyoruz.”

‘Sömürüye karşı dimdik ayakta olacağız’

Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren: “Cezaevlerinde direnen ve Rojava’da DAİŞ’e karşı mücadele ederken yaşamını yitiren kadınları selamlıyorum, İran’dan, Rojava’ya, Afganistan’da, Türkiye’ye ve diğer ülkelere kadar neleri başardığımızı ve neleri başarabileceğimiz bugün konuşacağız. Birlikte mücadele edeceğiz. Biz ailenin değil kadınların korumasını istiyoruz. Gücümüzü kırmaya çalışan faşist AKP-MHP iktidarına karşı güçlerimizi birleştirerek alanlarda olacağız ve mücadeleye devam edeceğiz. Erkeklerin mobinglerine, sömürmelerine karşı yine dimdik ayakta duracağız. 2022 yılına mücadelemizle damga vurduk 2023’e mücadelemizle damga vuracağız.”

Radical Women’den mesaj: Mücadele bize umut veriyor

Amerika’dan Radical Women oluşumu adına Helen Gilbert da konferansa mesaj yolladı. Mesajda, “Radical Women sizi Amerika’dan yoldaşça selamlıyor. Ayaklanma ve baskı zamanında uluslararası dayanışma en kuvvetli silahımız. Türkiye’deki kadın, LGBTİ+lar, ezilen uluslar, göçmenler ve radikallerin verdiği mücadele bize umut veriyor. Kadınların devrimin öncüsü olması, şimdi her zamankinden daha gerçek. Ve kadınlar ayaklandığında, herkes onlarla ayaklanır. Size verimli tartışmalar ve birlikte çalışma fırsatları diliyorum” denildi.

Konferans, siyasal süreç ve örgütlenme konulu başlıklarla basına kapalı şekilde devam etti.