HDK 11. Olağan Genel Kadın Konferansı’nda büyüyen mücadele vurgusu

HDK 11. Olağan Genel Kadın Konferansı’nda bir araya gelen kadınlar birlikte mücadele çağrısında bulundu. Türkiye’nin son süreçte devlet- mafya – siyaset ilişkilerine dikkat çeken kadınlar bu düzende toplumsal düzeni yine kadınların öreceğine dikkat çekti.

Haber Merkezi- Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri, “Erkek devlete karşı buradayız, direnişteyiz biz kazanacağız” sloganıyla 11. Olağan Genel Kadın Konferansı'nı Avcılar’da bulunan Mira Palas etkinlik salonunda yapıyor. Konferansta konuşan kadınlar, hayatın her alanında yaşanan şiddete ve cins kırımına karşı duracaklarını dile getirdi. Kadınlar,  antifaşist birleşik mücadeleye dikkat çekerek, enternasyonal kadın mücadelesini büyüteceklerini bir kez daha vurguladı.

Konferansın yapıldığı salona Kürtçe ve Türkçe, “Erkek devlete karşı buradayız, direnişteyiz biz kazanacağız”, “Tecrit insanlık suçudur barış tecrit edilemez”, “Kadın dayanışması sınır tanımaz”, “AKP krizde kadınlar direnişte”, “LGBTİ+ fobiye, erkek şiddetine karşı meclisleşiyor, yeni yaşamı hep birlikte kuruyoruz” pankartları asılarak mücadele mesajı verildi. Konferansa çok sayıda kadın siyasetçi ve aktivist katıldı. 

Şiddeti ayrımcılıkla körükleyenlerin karşısında olacaklar  

Kadın ve devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşu ile başlanan konferansın açılış konuşmasını HDK Kadın Meclisleri üyesi Fatma Öneren yaptı.

“Geçtiğimiz bir yılda çoklu kriz sistemi olarak adlandırılan siyasal, ekonomik, krizin daha da derinleştiği ataerkil kapitalizmin yaşam karşıtı yüzü daha da görünür hale geldi. Erkek devlet şiddeti tırmanarak evler suç mahalline dönüştü. AKP-MHP faşist bloğu toplumun tümüne, erkek devlet şiddetine karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede bir kararname ile feshetti. Tüm bunlara karşı HDK Kadın Meclisleri erkek-devlet şiddetini, ayrımcılığı körükleyen, tekçi, milliyetçi, cinsiyetçi söylemleri teşhir eden yerden kadın dayanışmasını büyüterek örgütlenmeye hız verecektir.”

“Kadını yok sayarak toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar”

Açılış konuşmasının ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, “Gittikçe tekleşen, faşistleşen rejimlerin dünyada kol gezdiği ve tekçiliği daha da pekiştirmeye çalıştığı bir süreçte Kadın Konferansımızı yapıyoruz. Kapitalist modernite kendi yapısal krizini aşmak için toplumları yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Kurmak istediği sistemin en alt bölümüne kadınları yerleştirmeye ve kadını hem bedenen hem dizayn etmeye, köleleştirmeye çalışıyor. Kadını sistemin en alt sistemine yerleştirirse tüm toplumu dizayn edebileceklerini düşünüyorlar. Erkek devlet şiddetini kadınlar üzerinde pekiştirerek devlet sistemini bu şekilde devam edeceklerini düşünüyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

“Kadın mücadelesini bağlamak istiyorlar”

Kadınların tüm dünyada yok sayıldığı süreçte dünyanın farklı yerlerinde Şili’de Meksika’da Arjantin’de İran’da Kürdistan’ın dört bir parçasında tekçi rejimlere geçit vermediklerine dikkat çeken İdil Uğurlu, “İçinde bulunduğumuz koşullarda üçüncü paylaşım savaşı yaşanmakta; daha farklı yöntemler kullanılarak bu savaştan da Ortadoğu hakları, Kürt halkı ve Türkiye halkı nasibini almaktadır. Topluma verdikleri şey; gözyaşı, acı ve kan… Savaştan kaçan kadınlar göç yollarında tacize, tecavüze, emek sömürüsüne maruz kalıyorlar. Yine Kürt kadınları dört parça Kürdistan’da özgürlükçü bir yaşamı kurmak için ve toplumsal olan sistemi inşa etmek için her türlü bedeli ödediler ve ödemeye devam ediyorlar. Kürdistan’da özel savaş politikaları uygulanarak kadınlara işkence yaparak ve bunu medya aracılığıyla paylaşarak topluma dehşet saçmak ve kadın mücadelesini boğmak istemektedir.” şeklinde konuştu.

İdil Uğurlu, ne olursa olsun kadınların dünyanın her noktasında kadınların yaşamı örmeye devam edeceklerini vurguladı.

Pervin Buldan: Ülkenin kasası peşkeş çekildi

Konferansta konuşma yaparak siyasal süreci değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, her kesimden ezilenlerin mücadelesini birleştiren HDK’nin önemli bir yapı olduğuna dikkat çekti ve “HDP Kürtlerin, kadınların, Alevilerin, tüm ezilenlerin siyaset yapma odağıdır. Demokratik siyaset bu çatı altında vücut bulmuştur. Bu konferans da aynı zamanda HDP’nin güç kattığı bir konferanstır. Özellikle kadınların HDK üzerinden yürüttüğü mücadele son derece değerlidir” dedi.

“Kat etmemiz gereken yol olduğunu biliyoruz. Halk desteğini yitirmiş iktidarda kalmak için her türlü hukuk dışılığına, yalana mafyaya bel bağlamış iktidarın işbaşında olduğu bir dönemden geçiyoruz. Hukukun tamamen devre dışı bırakıldığı ortamda kendilerinin yardakçılarının ve mafyanın yağmasına açtılar. Her alanda vurgunculuk ve talanın acı faturasını Türkiye halklarına ödetmeye çalışıyorlar. Kara tablonun her felakette olduğu gibi öncelikle mağdurları biz kadınlarız. Kadınlar her türlü sömürü biçimi ve ölümle cebelleşmektedir. Bütçeden kadınlara hiç pay ayrılmazken bakıyoruz ki tekçi erkek iktidar ülkenin kasası sayılan merkez bankasından 128 milyar doları yürütmüş beşli erkek çetesine peşkeş çekmiştir.” 

“Failler korunuyor”

Pervin Buldan konuşmasında Nadira Kadirova ve aydınlatılmayan diğer kadın cinayetlerine de dikkat çekerek faillerin korunduğunu vurguladı.

“Yeldana Kaharman, İpek Er cinayeti ve Gülistan Doku’nun kaybedilmesinde şüpheliler delillere rağmen araştırılmazken bütün bunların failleri tutuklanmadığı gibi korunmaya devam ediyor. Bu korunma tabi ki kadına karşı erkeğe dilediği suçunu işlemesine olanak sağlamıştır. Musa Orhan’ı serbest bırakan yargı Kürt illerinde kadınları ve çocukları şiddetle baş başa bırakıyor. Aile Bakanı çıkmış diyor ki kadına yönelik şiddet telafi edilebilir. Nasıl telafi edeceksiniz. Katledilen her kadın yitip giden bir dünyadır. Geri getirecek misiniz? Telafi, şiddetin önlenmesi ile sağlanır. Katledilen binlerce kadını nasıl geri getireceksiniz? Bir bakanın görevi akla ziyan bir beyanda bulunmak değil kadına yönelik cinayetleri yaşamın her alanında önlemektir.”

“Kadınların birlik olma zamanıdır”

Tecridin kırılmasıyla birlikte faşizmin de kırılacağını ifade eden HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, kadınlara birlik çağrısında bulundu.  

“Medya, yargı, iktidar ve bürokrasisiyle her türlü kirli suça batanlar bizim temiz siyasetimizi yargılayamazlar. Onları yargılayacak olan bizleriz. Kadınlar yargılar, kadınlar hesap sorar. Tuğlaları bir bir devirecek işledikleri suçları mutlaka adalete kavuşturacağız. Tarih her türlü bedeli ödediğimize ama bir an olsun tereddüt etmediğimize şahittir. Bizim davamız rant davası değil hakikat davasıdır. Kurmaca senaryolarla bu büyük mücadeleyi kimse durduramaz. Milyonların sesi olan HDP’yi durduramazlar. Meydanlarda, sandıklarda, kadınların fikriyatında, haziranlarda HDP’nin ayak seslerini duyacaklar. Kadın düşmanı faşist ittifak karşısında kadın partisi olan HDP’de örgütlenelim. Tekçi, talancı, erkek mafya düzenine karşı kadınların birlik olma zamanıdır.”

Konferans kadın siyasetçilerin konuşmalarının ardından basına kapalı bir şekilde devam etti.  

Ortak mücadele çağrısı

HDK 11’inci Olağan Genel Kadın Konferansı’nda konuşan siyasetçiler antifaşist birleşik mücadeleye dikkat çekerek, enternasyonal kadın mücadelesini büyüteceklerini vurguladı.

Saliha Aydeniz (Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı): “Bugün faşist AKP ve MHP iktidarı bütün kirli politikalarını başta Kürt halkına ve Kürt kadınlarına yönelik gerçekleştiriyor. Sonra bütün Türkiye halkları ve kadınlarını bu tehlikenin içine koyuyor. Biliyoruz ki Türkiye ve Ortadoğu’da en büyük sorun Kürt sorunudur. Bunun için başta siyasi alan ve kadın alanı olmak üzere bütün alanlarda demokrasinin gerçekleşmesi için, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için mücadele ediyoruz. Diyoruz ki sadece Kürt halkı değil bütün Türkiye halkları birlikte Kürt sorununun demokratik yolla çözülmesinde görev üstlenmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.”

Elif Torun Öneren (Devrimci Parti Genel Başkanı): “Birçok kadın işten çıkartıldı, yoksullaştırıldı. Tüm bunlara rağmen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı pandemi sürecinde ev içi şiddetin tolere edilebileceğini söyledi. Bunu kesinlikle reddediyoruz. Tolere edilebilir denen şiddet her gün yüzlerce kadına şiddet olarak geri döndü. Bakanın bu açıklamalarından neyi desteklediğini biliyoruz. Kadını çocuğu LGBTİ+'ları korumakla yükümlü olan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine aylardır bizi ikna etmeye çalışıyor. İkna olmayacağız.”

Deniz Aktaş (Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Genel Sözcüsü): “İstanbul Sözleşmesi'ni feshetme cüretini gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi'ni bizler bir lütuf olarak değil sokakta mücadele ederek kazandık. Sokakta mücadele etmeye de devam edeceğiz. Devlet-mafya-çete üçgeni ortaya çıkmış durumda. Ancak iktidarın krizi günden güne değişmekte. Bu sıkışmışlıkla bize geri adım attıracaklarını sananlara burada cevap veriyoruz. Antifaşist kadın mücadelesi ile birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bize gücünüz yetmez!”

Canan Yüce (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı): “Kadın dayanışması faşizmin sonunu getirecek. Devlet haksız tahrik indirimleri ile katilleri korumaya devam ediyor. Yıllardır söylüyoruz erkek devlet şiddetini teşhir edeceğiz. Bir daha söyleyeceğiz bir kamera bir tripoda değil kadın mücadelesine yenilecekler.”

Sevtap Akdağ Karahalı (Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü): “Kendi içlerinde çıkan ve bu suçları birlikte işlediklerini ifade edenler karşımıza çıkmakta... Biz kadınlar bunların böyle olduğunu biliyorduk. Çete düzeni olduğunu biliyorduk. Bugün ihtiyacımız olan hem bu coğrafyada hem de dünyanın dört bir yanında birleşik mücadele zeminini taşımak.”