MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Diyarbakır’da 8 Haziran’da evlere yapılan polis baskınında 7’si kadın 20 gazeteci olmak üzere toplamda 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerin gözaltı süreleri iki defa uzatılırken, gazetecilerin bu süre zarfında neyle suçlandığına dair bir bilgi de paylaşılmadı. 7 gündür gözaltında bulunan gazeteciler bu süre zarfında tekli hücrelerde tutulurken, birçok hak ihlaline de maruz kaldı. Havalandırma olmayan hücrelerde tutulan gazetecilerin temel ihtiyaçları ise keyfi bir şekilde karşılanmıyor.

“Uluslararası sözleşmeler yok sayılıyor”

Gazetecilerin yaşadıkları hak ihlallerine dair konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, gazetecilerin gözaltına alınmasıyla halkın haber alma hakkının da engellendiğini söyledi. Uluslararası sözleşmelerde ve Türkiye anayasasında güvence altına alınan kavramlardan birinin de basın özgürlüğü olduğunu ancak bu kavramın yok sayıldığını vurgulayan Ezgi Sıla Demir, gazetecilerin gözaltına alınmasıyla halkın doğru haberden yoksun bırakıldığına değindi. 

“Gizlilik kararı ne amaçla veriliyor?”

Basın emekçilerinin dosyalarındaki gizlilik kararının bölgede yapılan birçok gözaltı sürecinde uygulandığını kaydeden Ezgi Sıla Demir, “Gazetecilerin dosyalarına ne amaçla gizlilik kararı verildiğini bilmiyoruz. Birçok insan hakları savunucusu arkadaşımız ya da başka meslek örgütlerinden arkadaşlarımız gözaltına alındığında da bizler hangi gerekçelerden gözaltına alındıklarını bilmiyoruz. Bu aslında adil yargılanma hakkını engelleyen bir durum. Bu basın emekçisi olsun normal yurttaş olsun bir hak ihlalidir. İnsanların hangi gerekçeyle gözaltına alındıklarını bilmeye hakları vardır. Bu da doğrudan adil yargılanma hakkını engelleyen bir durum” sözleriyle yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekti.

“Kürt basın çalışanları ciddi emekler veriyor”

Kürt basın emekçilerinin maddi zorluklar içerisinde ciddi emek vererek hakikat arayışında olduğuna yer veren Ezgi Sıla Demir, “Doğru haberi ulaştırma çok ciddi bir güçtür. Kürt basın çalışanları bu süreci ciddi emeklerle örerek bu noktaya getirdiler. Bugün Kürt basın emekçileri olmasaydı biz Kemal Korkut’un nasıl öldürüldüğünü göremezdik. Demek istediğim şey şu; doğru bilgiye ulaşma hakkı herkes için eşit bir haktır. Doğru bilgi de halkta politik bir duruş ortaya çıkarır. Kürt halkı da politik bir halk olduğu için doğrudan haber alma hakkının engelleniyor olması var olan kaosu da arttırmaya yöneliktir” dedi.

“İhlallere karşı hukuki süreç başlatacağız”

Ezgi Sıla Demir son olarak gazetecilerin cezaevinde yaşadıkları hak ihlallerinin takipçisi olduklarını ve yaşanan ihlallerin başvurularını alarak konuya dair hukuki süreç başlatacaklarını aktardı.