Halk buluşmalarının startı verildi: 2025 yılı barış ve özgürlük yılı olacak
‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısına destek vermenin tüm toplumsal kesimlerin sorumluluğu olduğunu söyleyen DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, “Kadınlar 8 Mart alanlarından çağrıyı sahiplendiğini gösterdi” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti aracılığı ile kamuoyuna ulaştırdığı Tarihi ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na destek gelmeye devam ediyor.
Kürt sorununun çözümünde demokratik siyasete kapı aralayan çağrı metnine dair DEM Parti, çağrının toplumsallaşması kapsamında “Barış ve Demokratik Toplum İçin Halk Buluşmaları” başlığıyla Türkiye ve Kürdistan’da 9 ve 15 Mart tarihleri arasında en az 100 merkezde halk buluşması düzenleme kararı aldı. 9 Mart’ta basına kapalı başlayan halk buluşmaları, birçok merkezde devam ediyor.
Halk buluşması öncesi yapılan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ise kadınların Asrın Çağrısı’nı sahiplendiği gün oldu. Alanları dolduran kadınlar, onurlu barış taleplerini haykırırken, bu süreçteki sorumlulukları yerine getireceklerinin mesajını verdi.
Çağrının toplumsallaşması ve barışın inşa edilmesi noktasında yürütülen çalışmalara dair konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci, “2025 kadınların özgürlük ve barış yılı olacak” sözleri ile çağrının hayata geçmesi için mücadeleyi büyüteceklerini aktardı.
‘Çağrı mücadelenin bir devamı’
Berivan Bahçeci, 8 Mart’ta olduğu gibi Newroz’da da halkın bu çağrının heyecanıyla alanlarda olacağını belirti. Yapılan çağrı için hem Kürt halkının hem de demokrasi isteyen kesimlerin büyük bir mücadele yürüttüğünü anlatan Berivan Bahçeci, sistematik saldırı ve faşizan dalgaya rağmen halkın mücadeleyi bırakmadığını vurguladı. Yapılan çağrının da mücadelenin bir devamı olduğunu, “Bu bir son değil, bir başlangıç” sözleri ile dile getiren Berivan Bahçeci, “Mücadelesini verdiğimiz barışın toplumsallaşması açısından tarihi bir süreçten geçiyoruz. Hem bu çağrıyı yaymak hem de toplumsal barış noktasındaki çalışmalarımıza başlamak için bir yol haritası belirledik. Çağrı yapıldığında bütün kesimler olumlu bir havaya büründü” dedi.
‘Çağrının toplumsallaşması için halkla bir araya geliyoruz’
“Bu süreçte tecridin kalkması ve Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için sahada yoğun çalışmalar yürüttük” sözleri ile 2024 yılında 15 gün süren ve halkta büyük bir heyecan uyandıran “Özgürlük Yürüyüşü”nü hatırlatan Berivan Bahçeci, çağrı sonrası bütün demokrasi güçlerine ve halka büyük bir sorumluluk düştüğünü ifade etti.
Bu kapsamda önlerine koydukları yol haritası ile çağrıyı toplumsallaştırma hedefiyle sahada yer aldıklarını belirten Berivan Bahçeci, halk toplantılarına dair şunları söyledi: “Bütün bu tarihi anlara baktığımızda bu ülkede savaşın son bulması açısından mücadele veren demokrasi güçlerine bu süreçte çok ciddi bir sorumluluk düşüyor. Bizler de bu noktada barışı toplumsallaştırma adına kent kent bir çalışma belirledik. 5 günlük bir çalışma ile 90’a yakın merkezde halk toplantıları çalışmasına başladık. Bu süreci merak eden, söz kurmak isteyen ya da kafasında soru işareti kalan herkes bu toplantılara katılabilir. Bu toplantılarda merak edilenleri ve halkın taleplerini bu sürece dair isteklerini konuşacağız. Sayın Öcalan’ın bu noktada yaptığı asrın çağrısı da bütün halkları, dinleri ve dilleri kapsayan bir çağrıydı. Bu noktada toplantılarda da sadece siyasi parti temsilcileri değil, sivil toplum örgütleri ve toplumsal anlamda çalışma yürüten kurumlar da yer alıyor.”
‘Sürece yanıt verilmesi gerekiyor’
Artık devletin bu süreci iyi okuması ve gerekli adımları atmasının önemine vurgu yapan Berivan Bahçeci, “Bu halk barışa dair yıllardır olumlu adımlar attı ve bu süreçte örgütlü davrandı. Devletin bu noktada olumlu bir cevapla sürece yanıt vermesi gerekiyor. Bu süreci devletin iyi okuması gerekiyor. Barış zeminlerinin oluştuğu bu dönemde devletin tarihi fırsatı kaçırmaması gerekiyor. Atılacak ilk adım da Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bir an önce sağlanmasıdır. Toplumsal anlamda tüm kesimlere sesini duyurması noktasında devletin bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. İletişim kanalarının hepsi açılmalı. İkinci adım da bütün siyasi ve hasta tutsakların yasal zeminde koşulları yaratılarak serbest bırakılması gerekiyor” sözlerini kullandı.
‘8 Mart alanlarında kadınlar çağrıyı sahiplendi’
Bu tarihi süreçte tarihi bir 8 Mart’ı da geride bıraktıklarını ve kadınların barış taleplerini net bir şekilde alandan haykırdıklarını söyleyen Berivan Bahçeci, kadınlara gönderilen mektubun ise alanda büyük bir heyecan ve umutla karşılandığına dikkat çekti.
Berivan Bahçeci alandan izlenimlerini şöyle sıraladı: “Üç kuşak alana gelen 7’den 70’e bütün kesimlerin tek talebi ‘kan akmasın’ talebiydi. Bu barış sözünü de en iyi şekilde 8 Mart alanlarında gösterdiler. Bu zeminin oluşmasında da Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrının çok önemli bir rolü var. Çok anlamlı ve tarihi bir 8 Mart geçirdik. Asrın çağrısı ile beraber bütün kesimlerin barış özlemini her alanda görüyoruz. Barış taleplerini hayata geçirmek ve büyütmek adına kadınlar olarak bizlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Anneler artık yıllardır bekledikleri barışın hayata geçmesini istiyor. Barışın ve özgürlüğün toplum içinde daha yoğun konuşulması gerekiyor. Kadınlar bu süreçte kendi özgür kimlikleri ile alanda olup kendini ifade etti. 8 Mart’ın coşkusunu da kadınlar olarak Newroz Bayramı’na taşıyacağız. Bu Newroz’da bizler için barışın ve özgürlüğün ateşi yakılacak.”
‘2025 yılı barış ve özgürlük yılı olacak’
2025 yılının hem kadınlar hem de halklar için barış ve özgürlük yılı olacağını belirten Berivan Bahçeci, “Kadınların barış talebi hayata geçecek ve 2025 yılı barış ve özgürlüğün yılı olacak. Her zamankinden daha yoğun şekilde barışa bağlanmak gerekiyor. Hiçbir savaş sonuna kadar sürmedi, bütün savaşlar barışla taçlandı. Kadınların da Kürdistan’da verdikleri mücadele barışla sonuçlanacak. Bunun için bizler mücadelemizi vermeye devam edeceğiz” sözleri ile konuşmasına son verdi.