Halepli kadınlar HTŞ’nin hicap dayatmasına karşı

Çetelerin Halep’de hicap dayatmasını kabul etmeyeceklerini ifade eden Kürt, Alevi ve Arap kadınlar, kadın bedenine yapılan dayatmalara karşı birlikte direneceklerinin mesajını verdi.

DILPAK DAĞ

Halep – Suriye’de 27 Kasım’da cihadist örgüt Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) ve farklı çete gurupların Halep’in kontrolünü ele geçirmesi ardından 8 Aralık’ta Şam’a girmeleri ile Baas iktidarı düştü. HTŞ’nin kurduğu yeni geçici hükümet ise demokrasi söylemlerinin ardında halka şeriat kanunlarını dayatıyor.

Suriye halkına ve kadınlarına ‘şeriata uygun kıyafet’ dayatmasını Halep’te kadınlara sorduk.

Halep’te İslam Kurumu Yöneticisi Nesrin İbrahim, Efrîn’in işgalci Türk devletine bağlı çeteler tarafından işgal edilmesinin ardından Halep’e göç ettiğini ve çalışmalarına Halep’in Şêx Maqsûd ve Eşrefiye mahallerinde devam ettiğini ifade etti.

‘Hicap dayatmasını kabul etmiyoruz’

Halep’de kadınlara hicap dayatmasında bulunulduğuna dair bilgiler aldıklarını ifade eden Nesrin İbrahim, “Halep’te kadınlara çarşaf dağıtıyorlar. Bu dayatmayı kabul etmiyoruz. Dinde zorlama olmaz, baş örtüsü ve oruç dayatmalarını kabul etmiyoruz” dedi.

Halep’in çok kültürlülüğü ve inanç bakımından çeşitliliğini hatırlatan Nesrin İbrahim, “Bizim tüm halklar ve inançlar ile kültürel bir alışverişimiz var. İnsanlar inançlarında özgür olmalı ve bunun önünü alacak hiçbir eyleme izin vermemeli” diye konuştu.

‘Kadınlar yeni Suriye inşasında yer almalı’

Esad rejiminin devrilmesinden sonra Suriye halkının derin bir nefes aldığını ancak HTŞ’nin uygulamalarının halkta tedirginlik yarattığını söyleyen Nesrin İbrahim, “Baas rejiminin gitmesi uzun sürdü. Halk bir nefes aldı ama bugünden sonra kadınlar yeni Suriye inşasında rol almalı” ifadelerini kullandı.

‘Hiç kimse inançlarını özgürce yaşamaktan alıkonmamalı’

Efrîn’in Türk işgalci devletine bağlı çeteler tarafından işgal edilmesi ardından Halep’te yaşamını sürdürdüğünü söyleyen Alevi inancına mensup Dilovan Musa da Halep’te HTŞ’ye bağlı çetelerin kadınlara hicap dayattığını belirterek, “Hicap bir kadının inancı ile giyebileceği bir giysi. Ben Alevi bir ailede büyüdüm, Aleviyim ancak kendi tercihim olarak eşarp takmaya başladım ne bir baskı ne de başka birisinin tesiri olmamıştı. Êzidî, Mesihi birçok inanç ile yaşıyoruz ve hiç kimse inançlarını özgürce yaşamaktan alıkonmamalı, baskı uygulanmamalı” dedi.

‘Farklı inançlara baskı uygulanıyor’

Efrînli bir Kürt olan Hanife Aluş, çetelerin farklı inançlara mensup insanlara baskı uyguladığını kaydetti. Hanife Aluş, “Zorla kadınlara hicap giydiremezler. Farklı inançlara baskı uyguluyorlar, bu doğru değil. ‘Özgür bir Suriye’ diye yeni bir inşadan söz ediyorlar. Diğer yandan kadınlara baskı uyguluyorlar. Kendi söyledikleriyle çelişiyorlar” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar özgürdür’

Suriye Özgür Kadın Vakfı Üyesi Abir Zekeriya, Arap bir kadın olarak, kadınların yaşamlarına yönelik baskıları kabul etmediğini söyledi. İnancı gereği örtündüğünü ifade eden Abir Zekeriya, “Bizimle aynı inanca sahip olmayan, İslam dinine mensup olmayan kadınlara neden çarşaf dayatılıyor? Biz Suriye’de çok sayıda farklı ulus ve inançla birlikte yaşıyoruz; Kürtler, Çerkezler, Hirstiyanlar, Dürziler, Êzidîler var ve bunlar şeriata göre yaşamak zorunda değiller. İnanç konusu olduğunda dayatma söz konusu olamaz. Kadın özgürdür, ancak siz kadınlara ‘evinde otur’ diyemezsiniz” diye belirtti. Kadınların yıllarca baskı altında yaşadığını söyleyen Abir Zekeriya, “Daha zalim bir yönetimi kabul etmeyeceğiz. Kadınlar hicap dayatmasını kabul etmeyecekler ve reddederek mücadele edecekler. Bizim gücümüz var, tüm kadınlara buradan seslenmek istiyorum; kim olursa olsun, dayatmaları kabul etmeyelim” sözleriyle konuşmasını tamamladı.