Hak savunucusu Basime el-Okbani: Suriye’de yaşananlar bir iç savaştır

Hak savunucusu Basime el-Okbani, cihatçı HTŞ’nin Suriye'yi yıkıcı bir iç savaşa sürüklediğini belirterek bugün ülkede yaşananların ‘ihlaller’ kelimesi ile açıklamanın yetersiz olduğunu belirtti.

ROCHELLE JUNİOR 

Süveyda- Suriye, savaşın başlamasıyla birlikte yıllardır şiddet ve insan hakları ihlalleri ile sarsılıyor. Özellikle son aylarda, El-Kaide bağlantılı cihatçı Heyet Tahrir el-Şam örgütünün Suriye geçici yönetimine gelmesiyle, durum daha da kötüleşiyor.

‘Yaşananlara ihlal demek imkânsız’

Hak savunucusu Basime el-Okbani, Suriye'deki durumu "ihlaller" ile özetlemenin imkansız olduğunu belirterek ülkede gerçekten bir iç savaş yaşandığını ve bu durumdan doğrudan cihatçı HTŞ’nin sorumlu olduğunu vurguladı. İhlallerin Suriye için yeni olmadığına dikkat çeken Basime el-Okbani, şu değerlendirmede bulundu:

“Uzun yıllar boyunca, devrik rejim altında gözaltı, kaybolma, işkence, ayrımcılık yaşadık. Ancak rejimin düşmesinin ardından gerçekten bir umut doğmuştu. Yeni bir döneme geçmeyi ve eşit vatandaşlık haklarını elde etmeyi ümit ediyorduk. Bu, Suriye Devrimi'nin tam olarak hedefiydi. Ama maalesef, bu yeni dönemi, özgürlük ve onura inanmayan karanlık bir grup ele geçirdi. Bugün bu grup, daha önce yaşadıklarımızdan çok daha kötü ihlaller gerçekleştiriyor. Gerçek şu ki, 'ihlaller' kelimesi bu durumu tanımlamak için yetersiz; aslında karşılaştığımız şey, tarif edilemeyecek kadar korkunç suçlar.”

‘İhlalleri belgelemek çok önemli’

İhlalleri belgelemenin önemine vurgu yapan Basime el-Okbani, “Belgeleme ile sesimizi duyurmayı, gerçekçi ve güvenilir olmayı amaçlıyoruz. Görüntülerin, uluslararası insan hakları örgütlerine ve Birleşmiş Milletler'e (BM) tam olarak ulaşmasını istiyoruz. Gerçek adaletin sağlanmasını ve bu suçların yargılamalarda ve politikalarda etkisini görmek istiyoruz. Bir inceleme komitesinin kurulmuş olması, belgelemenin doğruluğunu ve kolaylığını artırırdı. Ama şaşırtıcı olan, suçluların bile işledikleri suçları kendilerinin belgeliyor ve yayımlıyor olması. Sonuçta bu durum, mağdurların lehine çalışıyor çünkü bu kayıtlar geçerli deliller haline geliyor" şeklinde konuştu.

‘Medya manipülasyonu yapılıyor’

Medyanın ihlalleri gizlediğini ve çarpıttığını dile getiren Basime el-Okbani, “Kesinlikle, ihlalleri gizlemek ve çarpıtmak için çok güçlü bir medya manipülasyonu yapılıyor. Bazen, yaşanan olaylar açıkça inkâr ediliyor, sanki olmamış gibi. Ancak gerçekler uzun süre gizlenemez. Videolar ve fotoğraflar, gerçek hikâyenin doğruluğunu gösteriyor” dedi.

Basime el-Okbani, şöyle devam etti:

“Eğer uluslararası bir inceleme komitesi kurulursa, bu kanıtlar gerçeği dürüstçe aktaracaktır. Ayrıca, gazeteciliğin burada oynadığı büyük bir rol var. Uluslararası basının raporları, özellikle sahil bölgesindeki ihlalleri anlatan raporlar, BM raporlarından önce doğruyu ortaya koydu ve bunlar Suriye'deki durumu net bir şekilde gösterdi. Bu çok önemli bir şey."

‘Gördüğümüz şey gerçekten endişe verici’

Basime el-Okbani, bölgede yaşananları ise şu sözlerle tanımladı:

"Bölgedeki durum felaket boyutunda. İnsanlar öldürülüyor, zorla yerinden edilip göçe zorlanıyor, evler yakılıyor, kuyular kapatılıyor, elektrik ve su kesiliyor. Şu an neredeyse internetsiz bir haldeyiz, şehir dünyadan tamamen izole edilmiş durumda. Bu izolasyon korkutucu, çünkü bu durum, soykırım yapılma niyetini akla getiriyor. Daha önce bunu denediler ve hala aynı tehlike var. Umarım böyle bir şey gerçekleşmez, ama gördüğümüz şey gerçekten endişe verici."

‘Bize dayatılan iç savaş’

"Gerçek şu ki, biz zaten iç savaşın içindeyiz” diyen Basime el-Okbani, “Birçok kaçırılma vakası yaşandı, sivil insanlar hâlâ kayıp. Hatta sivil araçlar durduruluyor ve tüm yolcuları tutuklanıyor. Şehir tamamen kuşatılmış durumda; gıda, su, ilaç, yakıt yok. Bütün bunlar, bize dayatılan bir iç savaş şeklidir” dedi. Bu savaşın doğrudan sorumlusunun Tahrir El-Şam olduğunu dile getiren Basime el-Okbani, “Bu grup, 'Zafer' konferansı düzenledi, lideri Colani tüm grupları topladı ve onları birleştirip devletin yönetim merkezlerini ele geçirdi. Şu an ülkeyi onlar yönetiyor ve durumu daha da kötüleştiriyorlar. Heyet Tahrir el-Şam, Suriye'yi uçuruma sürüklüyor. Tek renkli bir hükümet kurmuş durumdalar ve devletin her şeyini kontrol ediyorlar. Şeriatla yönetiyorlar ve bu, ülkeyi 1400 yıl geriye götürmekten farksız" diye ifade etti.

Savaşın ortasında kadınların rolü

Basime el-Okbani, çözüm için kadınların nasıl bir rol oynayabileceklerine ilişkin ise "Kadınların büyük bir rolü var. Kadınlar, duygusal güçleri ve insanlıklarıyla çatışmaların etkilerini hafifletmeye çalışıyor. Ayrıca insani yardım çalışmaları ve gönüllülük faaliyetlerinde kadınların büyük bir rolü var. Kadınlar, misafir merkezleri için yemek hazırlıyor, Kızılhaç ile çalışıyor ve her türlü insani yardımı sağlıyorlar. Ancak karar alma süreçlerinde, bu durum hâlâ çok sınırlı. Özellikle bölge genelinde, krizler arttıkça, kadınların karar mekanizmalarındaki rolü daha da daralıyor. Ama yine de kadınlar insani çalışmalarda güçlü bir şekilde yer alıyorlar” dedi. Çocukların bu savaşın en büyük mağduru olduğunu ifade eden Basime el-Okbani, son olarak “Çocukların sokaklarda 'savaş' ve 'katliam' oyunları oynaması ve korkunç ifadeler kullanmaları beni derinden üzüyor. Bu tür dil ve oyunlar, onların geleceği için en büyük tehlike. Çünkü onlar, şiddetle yoğrulmuş bir ortamda büyüyorlar ve bu da gelecek nesiller üzerinde yıkıcı bir etki yaratıyor" şeklinde konuştu.