Göçmenlerin özgür ve eşit yaşamı için mücadele çağrısı

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’nın, "Eşit özgür birlikte yaşamın inşası ve hak ihlallerinin çözümü için bir aradayız" başlığıyla hazırlanan deklarasyona dair yaptığı açıklamada özgür ve eşit yaşamın inşası için ortak mücadele çağrısında bulunuldu.

Haber Merkezi- Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, "Eşit özgür birlikte yaşamın inşası ve hak ihlallerinin çözümü için bir aradayız" başlığıyla hazırladıkları deklarasyona ilişkin basın toplantısı düzenledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi toplantı salonunda düzenlenen toplantıya İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri’nin yanı sıra çok sayıda hak savunucusu katıldı.

‘İnsanlar sömürüye açık bir yaşama mahkum ediliyor’

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı’ndan Buse Mine tarafından okunan açıklamada Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre, 2024 yılında 120 milyon insanın zorla yerinden edildiği ve dünya genelinde uluslararası göçmen sayısının 300 milyona ulaştığı belirtildi. Göçmen ve mülteciliğe yol açan unsurların savaş, çatışma, yoksulluk, ekolojik kriz, şiddet, baskı, ayrımcılık olduğuna işaret edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Giderek insan haklarından uzaklaşan göç politikaları ile milyonlarca insanı sığınma hakkı yanında bütün temel hak ve özgürlüklerinden mahrum ediyor, ağır sömürü, istismar ve şiddet karşısında korumasız bırakıyorlar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne coğrafi çekince koyduğu için Avrupa dışından gelenlere mültecilik statüsü vermeyen Türkiye de dahil bir çok ülkede, faaliyetlerini durdurarak görevlerini yerel makamlara terk etmesi ile bugün göçmen mülteciler uluslararası koruma mekanizmasının da dışına itilmekte, tehlikeli yollardan umut yolculuklarına mecbur ya da bulundukları ülkelerde her türlü baskı, şiddet ve sömürüye açık bir yaşama mahkum edilmektedirler.”

Özgür ve eşit yaşam için mücadele çağrısı

Açıklamada Türkiye’ye gelen çok sayıda kayıt dışı göçmen mülteci ve milyonlarca Suriyelinin de insan hakları ve hukukun koruması dışında olduğuna dikkat çekilerek göçmenlerin hem Türkiye de hem de Orta Doğu’da hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldığı kaydedildi. Açıklamada “Göçmen çocuklar yoksulluk nedeniyle çalışmaya mecbur kalmakta, göçmen kız çocukları, yoksulluk ve güvencesizlik nedeniyle erken yaşta evlendirilmektedirler. Göçmen kadınlar ve LGBTİ+lar şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Kadınlar ve çocuklar organ mafyası ve insan ticareti mağduru haline getirilmektedirler. Devasa bir insani krizin ortasında yaşayan göçmen mülteciler için insanca ve güvenceli bir yaşamın inşası, siyasi ve insani bir sorumluluk olarak sahiplenilmeyi beklemektedir” denildi. Açıklamada aynı zamanda özgür ve eşit yaşamın inşası için ortak mücadele zemininin güçlendirilmesi çağrısı yapıldı.