EBÎR MUHEMED

Qamişlo- Türk devleti ve bağlı çetelerin 27 Kasım’da başlattığı saldırılarla Efrin-Şehba Kantonu da kuşatıldı. Saldırılar nedeniyle yüzbinlerce Kürt, Türkmen ve Arap, Özerk Yönetim’in belirlediği Kuzey ve Doğu Suriye’deki güvenli alanlara göç etmek zorunda kaldı. Göçler devam ederken, yolculuk sırasında soğuk hava şartları ve diğer birçok zorluk çok sayıda kadın ve çocuğun hasta olmasına yol açtı.

‘Bu saldırılar neden bize karşı yapılıyor?’

Şêrawa ilçesinden Ayşa Evdo, saldırılar nedeniyle Cizîr Kantonu'nun Qamişlo şehrine geldiklerini belirterek, “Qamişlo'ya ulaşana kadar pek çok zorlukla karşılaştık. Şiddetli soğuktan dolayı çok sayıda çocuk hayatını kaybetti. Birçoğumuz yolda hastalandık. Biz bir arada kaldıkça hastalıklar daha çok bulaştı ve yayıldı. Tüm dünyaya sorum; bu saldırılar neden bize karşı yapılıyor? Neden üzerimizde bu kadar baskı var? Barış içinde yaşamak ve savaşın bitmesini istiyoruz. Nereye gidersek gidelim düşman bizi takip ediyor ve artık nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Sürekli göçe maruz kalıyoruz” sözlerine dikkat çekti.

‘Her türlü tedavi ve kontrolü sağlıyoruz’

Cizîr Kantonu Sağlık Kurulu ve Rojava Üniversitesi Tıp Fakültesi, Qamişlo kentindeki 12 Mart Şehitler Stadı'na bir sağlık merkezi inşa etti. Kadın hastalıkları uzmanı Doktor Şoreş Osman, göçmenlerin sağlık durumuna dikkat çekerek, "Hepimiz ilk yardım ve temel bakım hizmetlerini veriyoruz. Kadın, çocuk, erkek, yaşlı olsun her türlü kontrolü sağlıyoruz. Fırsat buldukça ilaç yardımında bulunuyoruz, aksi takdirde hastanelere gönderiyoruz. Çocuklarda en sık gördüğümüz durumlar soğuk algınlığıdır. Ayrıca birçok bağırsak enfeksiyonu vakası da var. Yaşlı insanlar genellikle yüksek tansiyon ve şeker hastalığından mustaripler. Aynı zamanda durumlarını takip ettiğimiz çok sayıda hamile kadın var. Şu ana kadar 2 kadının doğumunu gerçekleştirdik” ifadelerinde bulundu.

‘Göçmenler toplu yaşadığı için hastalıklar hızlı yayılıyor’

Şoreş Osman, zorlu göç durumu nedeniyle artık göçmenler arasında ciddi hastalıkların ortaya çıktığını belirterek, "En çok korktuğumuz hastalıklar arasında bit ve pireden kaynaklı bulaşıcılığı yüksek olan cilt hastalıkları geliyor. Çünkü uzun zaman yolda kalmaları, kişisel temizliklerini yapamamaları nedeniyle bu tarz bulaşıcı hastalıklar yaygınlaşabiliyor. Gruplar halinde bir araya geldiklerinde de hastalığı yayıyorlar. Bu durumların büyük bir kısmı başımıza geldi ve bunları ilaçlarla kontrol altına almaya çalışıyoruz” dedi.

‘Herkesin sorumluluk hissederek yardımcı olması gerekiyor’

İhtiyaçların yüzde 60'ını karşılayabileceklerini, ancak göçün getirdiği bu zorlu durumun aşılması için tüm hastanelerden ve uzmanlardan genel yardım talep edildiğini kaydeden Şoreş Osman, "Şu ana kadar ciddi bir durum yaşanmadı. Ancak çok fazla kontrol gerektiren bazı hastalıklar var. Bazen zor durumlar ortaya çıkar. Bu nedenle herkesin kendi halkına karşı sorumluluk hissetmesi ve onlara yardım etmesi gerekiyor" sözleriyle çağrıda bulundu.