Filistinli kadın tutsakların yaşadıkları ‘Esir Karalamaları’ kitabında toplandı
İsrail güçleri tarafından birçok kez tutuklanan Filistinli kadın hakları aktivisti Maysar Al-Atyani, ‘Esir Karalamaları’ kitabıyla Filistinli kadın tutsakların hikayelerini ve karşı karşıya bırakıldıkları işkenceyi anlattı.
İHLAS HAMRUNİ
Tunus- İsrail güçleri tarafından birçok kez tutuklanan ve kaldığı cezaevlerinde şiddetin her türüne maruz kalan Filistinli kadın aktivist Maysar Al-Atiyani, zorlu koşullara rağmen gözaltı merkezlerinde kadınların yaşadıklarıyla ilgili günlükler tuttu. Bu günlükler zamanla bir kitaba dönüştü.
İsrail tarafından işgal edilen Al-Sariya köyünden olan Maysar Al-Atiyani, siyaset bilimi ve gazetecilik bölümlerinden mezun. Beş yıldır Tunus'un Nablus şehrinde yaşayan Maysar Al-Atiyani, şu anda çalışmalarını Filistin Kadınlar Birliği'nde sürdürüyor. Tunus'taki Filistin Büyükelçiliği'nde de iki yıl çalışma yürüten Maysar Al-Atiyani, yaşam hikayesini ajansımıza anlattı.
‘Zeytin kökleri gibi dimdik ayaktayız’
İsrail güçlerinin Filistin topraklarına yönelik saldırılarına tepki gösteren Maysar Al-Atiyani, “Yıllarca Tunus’ta yaşadıktan sonra ülkem Filistin’e geçtim. İsrail güçlerinin Filistin’deki topraklarımıza nasıl saldırdığını gördüm. Saldırılara rağmen zeytin kökleri gibi dimdik ayaktayız. Topraklarımızı terk etmeyeceğiz ve direnmeye devam edeceğiz. Filistinli kadınlar çifte baskıya maruz kalıyorlar. Gazzeli kadınlar başta psikolojik olmak üzere şiddetin birçok türüne maruz kalıyorlar, katlediliyorlar ve tutuklanıyorlar” ifadelerinde bulundu.
Kadınlar hedef alındı
Filistinli kadınların İsrail saldırısı öncesinde de birçok baskıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Maysar Al-Atiyani, sözlerine şöyle devam etti: “Filistinli kadınlar savaştan önce de birçok sorun yaşıyordu. Kadınlar İsrail’in güvenlik kontrol noktalarında durduruluyor ve saatlerce ayakta bekletiliyorlardı. Özellikle bu durum hamile kadınlar için işkenceye dönüşüyordu. Hamile kadınların hastanelere ulaşımları engelleniyordu ve çoğu zaman kontrol noktalarında doktor olmadan doğum yapıyorlardı. 12 Ekim 2018'de 47 yaşındaki Filistinli Aisha Al-Rabi de Nablus'un güneyinde İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tapuah Kavşağı yakınında Yahudi yerleşimci gençler tarafından seyahat ettiği araca taş atılarak öldürüldü. Aisha Al-Rabi gibi birçok kadın hedef alınarak katledildi.”
‘Dimdik ayakta kaldık’
İsrail güçleri tarafından birçok kez tutuklandığını söyleyen Maysar Al-Atiyani, “İsrail güçleri tarafından ilk tutuklandığımda henüz 17 yaşında bile değildim. Soruşturma bürosuna götürüldüm. Oraya vardığımızda içeri girmeyi reddettim. Yüzleşme Felsefesi kitabını okuduğum için şiddete maruz kaldım. 21 gün süren soruşturmada maruz kaldığım işkencelere rağmen hiçbir şey söylemedim. 2009 yılındaki ikinci kez tutuklandım. Kardeşim de üç ay öncesinde serbest bırakılmıştı ve yine onunla tutuklandım. Bu durum ailemi çok etkiledi. Hatırladığım ve hafızamda kazınan tek şey, tutuklandığımız sırada havanın çok soğuk olduğuydu. 8 Aralık’ta tutuklandık ve yağmurlu bir gündü. Ailemin tüm üyelerini dışarı çıkarmışlardı ve yağmurdan ıslanmışlardı. Kardeşimle beni ayrı hücrelere aldılar. Kardeşime işkence ediyorlardı ve beni de bununla tehdit ediyorlardı. Buna rağmen davamıza olan bağlılığımızla dimdik ayakta kaldık” şeklinde konuştu.
‘Anka kuşu gibiyiz’
Üçüncü tutuklamada 4 kadınla 6 ay cezaevinde kaldığını söyleyen Maysar Al-Atiyani, “Cezaevinde kadın tutsaklarla birlikte yaşadım. Orada Filistinli kadınların hayatlarının ayrıntılarını takip ediyordum, hapishanedeki kadın mahkûmların günlüklerini yazıyordum. Kitabım yakın zamanda ‘Esir Karalamaları’ adıyla yayınlanacak. Kitabım kadın tutukluların hikâyelerini ve maruz kaldıkları işkenceleri anlatıyor. İkamet ettiğim Tunus'taki kadın örgütlerinin ve derneklerinin de çeşitli faaliyetleri var ve benim de çalışmalarımı desteklediler. Gazze'de savaş bir yıldır devam ediyor ve bizler özellikle kadınları ve çocukları etkileyen bu savaşın sona ermesini istiyoruz. Çocuklarımıza gelince, her şiddete maruz kaldığımızda güçleniyoruz, düşmeyi asla kabul etmeyen Anka kuşu gibiyiz ve düşmek üzereyken yeniden uçuyoruz” dedi.