Faslı kadınlar: Adil bir yaşam için eylem planı oluşturulmalı

Özgür, adil ve eşit bir toplum için eylem planının oluşturulması gerektiğini belirten Faslı kadınlar, teknolojik gelişmenin de mücadele aracı haline dönüştürülmesini istedi.

HANAN HARITE

Fas - Fas'taki feminist hareket tarihi ülkenin bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana başladığını görürüz. Ancak aktif olarak feminist çalışmalar 1980’lerde yoğun olarak başladı. Bu dönemde derneklerin çeşitliliğine tanık olundu. Bu dönemde ilk Fas İnsan Hakları Derneği'nin kurulduğunu görüyoruz. 90’lı yıllarda kadın hareketi, bu dönemin talepler dönemi olarak bilinen üçüncü aşamaya ulaştı. 1993 yılında, Fas kadın hareketinin hayatında seçkin bir yıldı. Faslı kadınlar, Fas kadın mücadelesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Nesilden nesile aktarılan bir mücadele

Serbest Eller Derneği Başkanı Leila Emily, “Fas kadın hareketinin ilk dalgasının ortaya çıkışı, sömürgeciliğe karşı ulusal mücadele aşamasıyla gerçekleşti ve 1940'ların sonundan günümüze kadar uzandı. 1960'ların başında kadınların insan haklarını savunmak için kadın mücadelesi, partilerin kadın kesimleri çerçevesinde ve bağımsızlık sonrası mini dernekler çerçevesinde hareket etti” dedi. Faslı kadınların tam eşitlik elde etmek için mücadele ettiklerinden söz eden Leila Emily, “Kadınlar için verilen mücadelenin meyvelerini bugün yaşıyoruz. Çünkü kendini feda eden kadınlar var” diye belirtti.

Toplumsal farkındalık yaratıldı

Mücadele yöntemlerinin bir dönemden diğerine farklılık gösterdiğini sözlerine ekleyen Leila Emily, “Dünyadaki kadın hareketinin gelişimine paralel olarak farklılık göstermeleri doğaldır. Faslı kadınlar için birçok gelişme, başarı ve kazanımdan sonra, mücadele yöntemleri bir aşamadan diğerine değişti. Başlangıçta Fas'ın istikrarı için silahlı mücadele başlatılırken, 70 ve 80’li yıllarda da toplumsal cehalete karşı yürütülen çalışmalar döneme damgasını vurdu. Bu dönemde kadınlar dernekler ile çalışmalarını yürüttü. Feminist hareket eğitim, çalışma saatleri, eşit işe eşit ücret hakları gibi konularda farkındalıklar yaratmıştır” şeklinde konuştu.

Kadınlar ve anayasa mücadelesi

Laila Emily, 2004 Aile Yasası’ndan söz ederek, “Kanunun bazı bölümleri kadınlara mülkiyet paylaşımı ve diğer konular da dahil olmak üzere haklar verdi. Ardından 2007'de Vatandaşlık Yasası geldi. Bu, kadınların mücadeleleri arasındaydı. 1960'lardan beri uğrunda mücadele ettiğimiz ve bazı eksikliklerine rağmen 2018'de gün ışığına çıkarttığımız Şiddetle Mücadele Yasası'na da bugün sahibiz. Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel ya da ekonomik şiddet olsun, ister elektronik olarak olsun kadınların hakkını vermek, onları savunmak, onları etkileyebilecek her türlü ihlalle mücadele etmek için gelmiş bir yasadır” diye belirtti.

‘Teknolojiyi mücadele aracı haline getirebiliriz’

Fas'taki kadın hareketlerinin çalışmalarında karşılaşılan engeller hakkında da konuşan Leila Emily, "En çok korktuğumuz şey, mücadeleyi büyütmemek ve daha kapsamlı olmak yerine kendi aralarında mücadele eden kadınlar olarak kalmamızdır. Özellikle sosyal paylaşım siteleriyle birlikte yaygınlaşan mücadele yöntemlerinde kız çocukları ve gençlerin rolü önemli. ilgilidir. Teknolojiden yararlanmalı ve onu bir mücadele aracı haline getirmeliyiz” dedi. Bugün kadın hareketlerine nasıl ayak uydurulacağı ve çalışma mekanizmalarının nasıl geliştirileceği ile ilgili olarak değerlendirme yapan Leila Emily, “Bu kadın hareketlerinin çalışma şeklini eleştirdiğimiz anlamına gelmiyor. Ancak her dönemin kendine has mücadele yöntemleri vardır” diye konuştu. 

‘Ayrımcılık kabul edilmemeli’

Öğrenci ve sosyoloji araştırmacısı olan Dalilah Moka ise, genç neslin, sosyal medya aracılığıyla dünyadaki değişimlere uygun hale geldiğini açıkladı. Dalila Moka, "Fas'taki kadın hareketleri de daha adil ve eşitlikçi bir toplum için bir eylem planı oluşturulmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele edilmeli, sömürü ve ayrımcılık kabul edilmemeli, gençler için eğitim programları oluşturulmalı” sözleri ile önerilerde bulundu.