Fas’ta kadınlar Aile Kanunu’nda değişiklik için mücadele ediyor

Fas Aile Kanunu’ndaki değişikliklerle ilgili hükümete önerilerde bulunduklarını belirten Latifa Bouchoui, “Özellikle çocuk yaşta evliliklerin yasaklanması, mirasta eşitlik ve genetik testlerle soy tanıma gibi konularda net önerilerde bulunduk” dedi.

HANAN HARITE

Fas –
Fas’ta 1958 yılında çıkarılan Aile Kanunu, uzun yıllar boyunca aile ilişkilerini düzenleyen ve erkek otoritesini pekiştiren ataerkil bir yapıyı yansıttı. Ancak, 2004 yılında gerçekleştirilen kanun revizyonu, dönem açısından "sessiz devrim" olarak adlandırıldı. Bu değişiklikle birlikte, kadınlara velayet hakkı verilmesi, çok eşliliğin kısıtlanması, evlilik yaşının 18'e çıkarılması ve boşanma ile velayet konularında önemli kazanımlar sağlandı.

Bu değişikliklere rağmen, kanunda özellikle çocuk yaşta evlendirilme, çocuğun velayeti ve miras gibi konularda adaletin sağlanmasını engelleyen birçok boşluk bulunmaktadır. Bu eksiklikler, kadın hareketini ve sivil toplum çalışanlarını daha kapsamlı ve etkili bir reform çağrısında bulunmaya itti. 2022 yılında yapılan Taht Konuşması, adalet, hakkaniyet ve eşitlik sağlamak amacıyla Aile Kanunu’nun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan bir kraliyet çağrısıyla bu tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Resmî kurumlar, dinî unsurlar ve yargı mensuplarından oluşan bir kraliyet komitesi kuruldu. 2023 yılı boyunca süren istişarelerin ardından, Ocak 2024'te yapılacak değişikliklere dair genel hatları özetleyen bir ön muhtıra sunuldu. Bu muhtıranın kanun tasarısına dönüştürülmesi için çalışmalar ise hâlen devam ediyor.

Kadın Hakları Dernekleri Federasyonu Üyesi Latifa Bouchoui, konuya ,ilişkin  ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Yasal değişiklik somut gerçekliğe dönüşmedi’

Komite tarafından yapılan duruşmalara kadınların da dahil edildiğini belirten Kadın Hakları Dernekleri Federasyonu Üyesi Latifa Bouchoui, “Ancak bu katılım olumlu bir adım olsa da kadın hareketinin taleplerini yansıtan somut değişikliklere dönüşmediği sürece bu çaba yetersiz kalacaktır. 2004 incelemesinden bu yana Faslı kadınlar, savunuculuk yaparak, girişimler örgütleyerek ve dinleme merkezlerinden gelen tanıklıkları belgelendirerek adil bir yasa için mücadele ediyor. Kadınlar, aile içindeki yasal kısıtlamaların ve ayrımcılığın yükünden kaynaklanan sıkıntılarını açıkça dile getirdiler” diyerek sürecin eksikliklerine dikkat çekti.

Yasada değişiklik ‘sessiz devrim’ olarak tanımlandı

Kadın Hakları Dernekleri Federasyonu’nun, 2004 Yasası’nda radikal değişiklik talep eden ilk seslerden biri olduğunu vurgulayan Latifa Bouchoui, bu talebi “sessiz devrim” olarak tanımladı. Yıllık raporlarda pek çok eksikliğe dikkat çeken Latifa Bouchoui, en belirgin sorunların çocuk yaşta evlendirmeler, mirasta eşitsizlik, ebeveynlik ve velayet meseleleri ile diğer ayrımcılık biçimleri olduğunu belirtti. Latifa Bouchoui, “Yirmi yıl geçti ve bu yeni ilkelere ve toplumdaki kadınların statüsüne dayalı olarak yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi gerekiyordu. Biz, kadın hareketi ve federasyon olarak, tüm faaliyetlerimizde ve aşamalarımızda kadınların seslerini duyurmaya çalıştık” diyerek sürecin önemine değindi.

‘Yeni düzenlemeler yapılmalı’

Mevcut mevzuatın artık Fas'ın onayladığı anayasal gelişmeler ve uluslararası anlaşmalarla uyumlu olmadığını vurgulayan Latifa Bouchoui, sözlerine şöyle devam etti: 

“Belirsizlikleri ve öznel yorumları ortadan kaldıran yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Federasyon, hükümete çeşitli çalışmalar ve teklifler sundu. Özellikle çocuk yaşta evliliklerin yasaklanması, mirasta eşitlik ve genetik testlerle soy tanıma gibi konularda net önerilerde bulunduk.

Evlilik yaşının 18 yerine 17 olması yönündeki öneriyi kabul etmiyoruz. Kız çocuklarını korumaya yönelik uzun süredir var olan ulusal mutabakatın geri çekilmesini eleştiriyoruz. Ayrıca, evlilik dışı çocukların haklarının korunması gerekiyor. Ayrıca ebeveynliği kanıtlamak için genetik test yapılmasını gerektiren açık bir hüküm bulunmuyor.”

Mirasta cinsiyetler arasında eşitlik

Miras konusunun birçok öneri ve tartışmaya rağmen çözümsüz kaldığını belirten Latifa Bouchoui, "Diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi, erkek çocuk mirasçılığı sisteminin tamamen kaldırılması mümkün olabilirdi. Ancak bu sistem, adaletsiz bir şekilde varlığını sürdürüyor. Kız çocuklarına mülk devrinin hediye yoluyla yapılması önerisi olumlu bir adım olsa da eşitliği tam olarak sağlamıyor. Değişikliğin genel hatları olumlu noktalar içeriyor, ancak metinlerin hukuki içeriğini zayıflatacak şekilde yorumlanmaması için dilsel ve yasal açıklığa ihtiyaç duyuluyor” dedi. 

Latifa Bouchoui, sözlerini şöyle tamamladı: "Aile Hukuku İnceleme Atölyelerinin başarısı, önerilerin kadınların gerçek statüsünü tanıyan, aile içinde adaleti garanti altına alan ve hak ve görevlerde eşitliği güvence altına alan açık yasal metinlere dönüştürülmesine bağlıdır."