Fas cezaevlerinde toplumsal cinsiyet yaklaşımları tartışıldı

Topluluk Hapishaneleri Bağlantısı Derneği, Fas cezaevlerindeki cinsiyet yaklaşımının entegrasyonuna ilişkin iki saha çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

HANAN HARITE

Fas- Topluluk Hapishaneleri Bağlantısı Derneği, Fas cezaevlerinde cinsiyet yaklaşımının entegrasyonunu araştırmak için tamamlanması üç yıl süren iki saha çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Önceki gün Kazablanka'da düzenlenen basın toplantısıyla Topluluk Hapishaneleri Bağlantısı Derneği'nin Hollanda Büyükelçiliği desteğiyle yürüttüğü “Çocuk Korumada Toplumsal Cinsiyet Yaklaşımı” konulu iki çalışmanın sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Dernek başkanı Fatna Al-Bayh, çalışmanın amacının, ulusal yasalar ve standartlar tarafından yönetilen kapalı kurumlarda toplumsal cinsiyet yaklaşımını ilerletmek ve üzerinde çalışmak olduğunu söyledi.

Çocuk koruma merkezleri

Sosyolog Somaya Al-Tawilbi de, “Görevim çocuk koruma merkezindeki kızların koruma kavramından habersiz oldukları için durumları hakkında bir çalışma hazırlamaktır” dedi.

‘Psikolojik desteğe ihtiyaç var’

Gençlerin çoğunluğunun kırılgan, ergenlik çağında olduklarını ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyduklarını ifade eden Çocuk hakimi ve dernek üyesi Fatima Okado, hakimlerin çocuğun yüksek yararını gözettiklerini belirtti.

İhtiyaçları tanınmıyor

Çalışmada, cezaevi kurumlarında tutulan kadınların ve çocukların, sıradan insanlardan daha yüksek oranda çeşitli fiziksel sağlık sorunlarına sahip olduklarına işaret edildi. Çalışmada kadınların ve çocukların yüzde 90'ının aileleriyle yazışma yoluyla iletişim kurma olanağına sahip olduğu, yüzde 92,5'inin aile ziyaretlerinden bir şekilde yararlandığı, mahpusların yüzde 20 oranında istendiğinde aile ziyaretlerinden yararlandığı kaydedildi. Çalışma, kadınların ve kız çocuklarının Fas'taki cezaevi nüfusunun yüzde 2,34'ünü oluşturan bir azınlığı oluşturduğunu, ancak bunların ihtiyaçlarının henüz tanınmadığını belirtildi.

Hizmetlerden bilgileri yok

Saha araştırması, tutuklu hamilelerin yüzde 1'ini, çocuklarıyla birlikte cezaevinde kalan annelerin yüzde 19'unu, bekar annelerin ise yüzde 10'unu oluşturduğunu gösterdi. Yaşam koşulları açısından çocuklarıyla birlikte kalan annelerden 12'sinin kendi odalarını kullandığı, 5 annenin hamile bir kadın mahkumla aynı odada kaldığı ve annelerden ikisinin hamile olmayan kadın mahkumlarla aynı odada kaldığı belirlendi.

Sürekli sağlık muayenesi konusunda 19 anneden sadece 12'si yararlandığını, 7'sinin gerektiğinde sağlık muayenesi yaptırdığını, 14'ünün ise sağlık kontrolünden geçtiği ifade edildi. Serbest bırakılan mahpuslara sağlanan bakım hizmetlerinden kadınların bilgisi olmadığı sonucu da ortaya çıktı.

Toplantı sonunda kadınlar çocuk ve kadın mahkumların tedavisine yönelik özel hukuk kurallarının oluşturulmasından uluslararası standartları benimsenmesine çeşitli önerilerde bulundular.