Evinin enkazı üzerinde kurduğu çadırla yaşama tutunuyor: Bu topraklar satılık değil!

İsrail saldırılarında yıkılan evinin molozları üzerine kurduğu çadırda yaşam mücadelesi veren Amira Owais, “Bu toprakların satılık olmadığını, yıkımın üzerinde de olsa umut ekeceğimizi dünyaya anlatmak istiyorum” dedi.

NAGHAM KARAJEH

Gazze - İsrail saldırılarında yıkılan Shujaiya Mahallesi’nde yaşama tutunmaya çalışan Amira Owais, Filistin halkının karşılaştığı tüm zorluklara karşı kararlılığın canlı bir örneği olarak duruyor.

Savaşın yarattığı acılara rağmen topraklarından ayrılmayı reddeden Amira Owais, evinin yıkıntılarının üzerinde kurduğu çadırla direnişini sürdürüyor.

Bir oğlu öldü, diğeri göç etti

İsrail’in Gazze'ye yönelik saldırılarında maruz kaldıkları ihlalleri anlatan Amira Owais, “Savaş sırasında sürekli yer değiştirdik ve bu yer değiştirme sanki hiç bitmeyecekmiş gibiydi. Birçok acı yaşadık ama en büyük acı oğlumun kaybıydı. Onun öğle yemeğine dönmesini bekliyordum ama kendimi kefenini ararken buldum. Saatler önce veda ettiğim oğlumun bana cenazesinin döneceğini nerden bilebilirdim. Ortanca oğlum ise El-Şifa Hastanesi’ne yapılan saldırıda yaralandı. Uzun bir süre felçli kaldı ve fizik tedavi ile biraz kendine gelebildi. Daha sonra eşi ile birlikte güneye gitti” dedi.

Alüminyum, ahşap, hurda demir direkler ile çadır kurdu

Yaşadığı acılar ve özlem nedeniyle geceleri uyuyamadığını dile getiren Amira Owais, “Oğlumun öldüğüne inanamıyorum. Yaşadığımız acılara rağmen hayatta kalmaya çalışıyoruz. Evimin enkazının olduğu yere döndüm. Alüminyum ve ahşap kalıntılarını topladım, hurda pazarından demir direkler aldım ve yıkıntıların üzerine kendi ellerimle çadırımı kurdum. Çadırı kurarken sanki yeni bir projenin temelini atıyormuşum gibi hissettim. Bunu sadece üzerime örtülmüş bir örtü olarak değil, buradayım, topraklarımdayım, gitmedim mesajını vermek istedim. Kimseden yardım istemedim, çünkü biliyordum ki benim gibi herkes her halükârda hayatını yeniden kurmaya çalışıyor" şeklinde konuştu.

‘Burayı terk etmeyeceğim’

Geceleri rüzgârın etkisiyle çadırının sarsıldığını sözlerine ekleyen Amira Owais, “Fırtına günlerinde kendimi başka bir savaşın içindeymiş gibi hissediyorum. Bu dünyada kalan son şeyi savunuyormuşçasına çadırın kenarlarını tutuyorum. Bir gece çadırıma su sızdı, bir köşeye oturdum, sabahı bekledim. Bu da başka bir sınavdı. Kendime ondan önceki her şeyi geçtiğim gibi bunu da geçeceğim dedim. Filistinli kadınlar sadece savaşın seyircisi değil, yıkımın ortasında yaşamın yaratıcısıydı. Bu toprakları santim santim koruyan biziz. Bu toprakların satılık olmadığını, yıkımın üzerinde de olsa umut ekeceğimizi dünyaya anlatmak için burada kaldım. Burayı terk etmeyeceğim, doğrudan gökyüzünün altında yaşamak zorunda kalsam bile gitmeyeceğim.”