‘Eşbaşkanlık kadınların geri dönülemez bir başarısıdır’
Fırat Kantonu Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgin Xelil, cinsiyetçi sistemlere karşı bir alternatif olan eşbaşkanlık sisteminin kadınların geri dönülemez bir başarısı olduğunu belirterek, başarıyı büyütmek için kararlı olduklarını söyledi.
BERÇEM CÛDÎ
Kobanê – Eşbaşkanlık dünyada ilk kez 1980 yılında kadın temsilinin yüzde 50 olduğu Almanya Yeşiller Partisi tarafından uygulandı. 2003 yılında ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından eşbaşkanlık siyasete taşındı. 2005 yılında Kuzey Kürdistan'da Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2013 yılında Rojava Kürdistan'da Demokratik Birlik Partisi (PYD), 2015 yılında Federal Kürdistan'da Özgürlük Hareketi ve 2014 yılında Doğu Kürdistan'da PJAK ve KODAR eşbaşkanlık sistemini hayata geçirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz devrimi sonrası kurulmaya başlanan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus Sistemi kapsamında tüm kurum ve kuruluşlarda da eşbaşkanlık esas alındı. Fırat Kantonu Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgin Xelil, eşbaşkanlık uygulamasına ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Eş başkanlık sistemini Rojava Kürdistan'ındaki devrimin bir ürünü olarak algılanabileceğini ifade eden Mizgin Xelil, “Bundan önce 2005 yılında eşbaşkanlık birçok farklı yerde uygulanıyordu. İnsanlığın başlangıcında kadınların başrolde olduğu Neolitik dönemde her iki cinsiyet arasında bir denge vardı. Bugün Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Rojava Kürdistan devrimiyle bu gerçeği bir kez daha görüyoruz” dedi.
‘Cinsiyetçi ve egemen sistemlere karşı bir alternatif’
Rojava Kürdistan'ında kadınların eşit ve demokratik temsile öncülük edebildiğini vurgulayan Mizgin Xelil, şunları ifade etti:
“Eş başkanlık, iki farklı cinsiyetin birlikte ortak bir karara ve vizyona sahip olması anlamına gelir. Stratejik konularda paylaşım ve komünaliz ruhu olmalıdır. Bu yöntem, kadının özgürlüğünü sorun olarak gören cinsiyetçi ve egemen sistemlere karşı bir alternatif. Böylelikle mevcut siyasetin rengini değiştiriyor, siyaseti demokratikleştiriyor. Bu model, kapitalist uygarlığın kadınlara ve topluma dayattığı uzun vadeli köleliğe yanıttır. Sonuçta Demokratik Ulus Sisteminin demokrasi geliştirme ve çevreyi koruma ilkelerinin yanı sıra bir diğer temel ilkesi de kadın özgürlüğüdür. Bu gösteriyor ki, kadınların özgürlüğü olmadan ve sorunları çözülmeden demokratik bir ulus mümkün olamaz."
‘Toplum yıllardır tek lider, tek dil, tek kültür sistemiyle yaşıyordu’
Kuzey ve Doğu Suriye için yeni bir yöntem olan eşbaşkanlığın uygulanmasında başlangıçta bazı engeller yaşandığını belirten Mizgin Xelil, “Toplum yıllardır tek lider, tek dil, tek kültür ve tek bayrak sistemiyle yaşıyordu. Demokratik Ulus Sistemi’nin Kuzey ve Doğu Suriye'de uygulanması, kadınların hayatın her alanında görev ve misyonları olduğunu gösterdi. Kadınların askeri alandaki liderliğini ve rolünü kimse görmezden gelemez. Kuzey ve Doğu Suriye kadınları terörü yok etti. Ayrıca diplomatik, siyasi, sosyal düzeyde kadınların belirleyici bir varlığı var” şeklinde konuştu.
‘Erkekler kadınlarla çalışmayı kabul etmiyordu’
Demokratik Özerk Yönetim'in 2014 yılında kurulmasıyla birlikte eş başkanlık sisteminin uygulanmaya başlandığını söyleyen Mizgin Xelil, şu deneyimleri aktardı: “Bu konunun zemini zaten hazırlanmıştı, dolayısıyla kadınların bu deneyime hazır olduğundan emindik. Bunun için Özerk Yönetim sistemiyle birlikte meclisler, konseyler de dahil olmak üzere birçok alanda eşbaşkanlık sistemi uygulandı. Bu komünalizm, eşitlik ve demokrasi imajını yarattı. Kuşkusuz başlangıçta erkeklerde bir karşıtlık vardı, erkekler kadınlarla birlikte çalışmayı kabul etmiyordu. Artık kadınların kendi güçlerini, bilgi ve iktidarlarını ortaya koymaları, erkeklerin görüşlerini kırmaları mücadele konusuydu. Bu yaşandı ve bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de garanti altına alındı.”
‘Eşbaşkanlık kadınların geri dönülemez bir başarısı’
Kadınların ataerkil ve köhne zihniyeti kırma mücadelesine başlamasının üzerinden yarım asır geçtiğine işaret eden Mizgin Xelil, kadınlar 5 bin yıllık baskıyı, köleliği gördüğünü ve buna karşı isyan ederek mücadelesini sürdürdüğünü anlattı. Kadınların hayatını her alanında mücadele ederek kazanımlar elde ettiğini vurgulayan Mizgin Xelil, “Bu nedenle eşbaşkanlık modelinin kadınların geri dönülemez bir başarısı olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Bu sistemin ayakta kalması için mücadele ettiklerini söyleyen Mizgin Xelil, “Kadınlar eşbaşkanlık yöntemini uygulayarak, gerici, baskıcı ve cinsiyetçi kalıpları yıktı, kadın özgürlüğüne ve cinsiyet eşitliğine dayalı demokratik ve ekolojik bir toplum inşa etti. Bu başarıyı büyütmek konusunda ısrarcı ve kararlıyız. Bu sistemin yaşatılması için her fırsatta mücadele edeceğiz" diye konuştu.
‘Erkeğin evin efendisi kadının hizmetçisi olduğu anlayışı değişti’
Eşbaşkanlık uygulamasının ve kadınların Özerk Yönetim düzeyindeki varlığının toplumun görüş ve tutumlarını da etkilediğini vurgulayan Mizgin Xelil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadınların siyaseti yönetebileceği, komutan olarak ülkesini koruyabileceği, ekonomik, sosyal faaliyetler ve benzeri konularda fikirler üretebileceği kanıtlandı. Bu bakımdan kadınların yürüttüğü mücadele, tüm kadınların kölelikten ve ataerkillik bilincinden kurtuluş yolunu aydınlatmıştır. Bu konunun aileleri de çok etkilediğini söyleyebiliriz. Çünkü eşbaşkanlık sistemi, özgür bir şekilde bir arada yaşama, işte ve evde gelişen bir şeydi. Artık eşlerin evlerini birlikte yönettiklerini ve ortak kararlar aldıklarını görüyoruz. Erkeğin evin efendisi, kadının ise hizmetçisi olduğu anlayışı değişti. Bu nedenle şu anda ailelerimizi ve kurumlarımızı demokratikleştirme sürecindeyiz. Eğer bu gerçekleşirse o zaman Demokratik Ulus Sisteminin tamamen yeniden canlandırdığımızı söyleyeceğiz. Kadınların sorunlarını çözerek başlayacağız ve bu mücadeleyi kazanacağız."