“Erkeklerin aklanması için her türlü mekanizma kullanılıyor”

Pınar Gültekin davasında fail Cemal Metin Avcı’ya verilen “haksız tahrik” indirimine tepki gösteren kadınlar, erkeklerin aklanması için her türlü mekanizmanın kullanıldığına dikkat çekerek, kararın hukuki değil politik olduğunu söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Pınar Gültekin’i katleden fail Cemal Metin Avcı’ya “haksız tahrik” indirimi uygulanarak 23 yıl hapis cezası verilmesi ve ona yardım eden ailesinin ise beraat etmesi kararına kadınlardan tepkiler gelmeye devam ediyor. Fail Cemal Metin Avcı’ya verilen ödül gibi cezayı Diyarbakırlı kadınlar, “Bu kararla kadın cinayetlerinin politik olduğunu bir kez daha gördük”  sözleriyle yorumladı.

“Birlik olmazsak devamı gelir”

Verilen cezanın kamu vicdanını yaraladığını söyleyen Rosa Kadın Derneği Üyesi Mukaddes Alataş, bu kararla kadınların başından beri var olan hukuka güvensizliğinin arttığını dile getirdi. Bir kadını hunharca katleden bir erkeğe verilen cezada indirim uygulandığına yer veren Mukaddes Alataş, bu indirimin kararının karşılarına yeniden “kadın cinayetleri politiktir” sözünü çıkardığını söyledi. Mukaddes Alataş, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Bütün kadın cinayetleri politiktir. Kadın cinayetlerinin arkasında ataerkil sistem ve örgütlenme yapısı var. Eğer biz kadınlar bu sistemi sorgulamazsak, eğer biz kadınlar bu sisteme karşı güç birliği yapmazsak bunların devamı gelecek. Bu karar sadece vicdanları yaralamadı, kadınlar için de çok ciddi bir tehdittir.”

“Bu durum herkes için büyük bir tehdit” 

Verilen indirim kararıyla hem hukukun hem de sistemin tarafını belirlediğine dikkat çeken Mukaddes Alataş, “Bizler de aslında buna karşı tarafımızı belirleyip buna karşı güçlü bir duruş sergilememiz lazım. İstanbul Sözleşmesi’nden tutalım 6284 nolu kanunun yürürlüğe girmesi gerekiyor. Her zaman kadınların tetikte olup mücadele etmesi mi gerekiyor? Bu düzene karşı bir hukuk sisteminin oluşması gerekmiyor mu? Hukuk sosyal devletlerin olmazsa olmazıdır. Ama biz maalesef son 20 yılda kadın cinayetlerindeki artış nedeniyle hiçbir kadın kendini güvende hissetmiyor. Kamuoyunun bu yaşananlara karşı alanda tepkisini dile getirmesi gerekiyor. Bu durum herkes için çok büyük tehdittir” sözlerini kullandı.

“Alınan kararlar hukuki değil politiktir”

Verilen indirim kararıyla var olan kaygılarının daha da arttığını ve Türkiye’de yaşayan bir kadın olarak can güvenliğinin olmadığını ifade eden Dayanışmanın Kadın Hali Derneği Üyesi Berivan Öztürk, bu kaygısının ilk olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla başladığına yer verdi. Son süreçte kadın cinayetlerinde alınan kararların hukuki değil politik olduğunu dile getiren Berivan Öztürk,  “Sözleşme ile birlikte kadın cinayeti davalarında verilen kararların politik kararlar olduğunu düşünüyoruz. Bunlar hukuki kararlar değil. Ülkede kendimizi güvende hissetmiyoruz çünkü dün verilen kararla yargı erkeklere kadınları öldürmesi için vur emrini aleni bir şekilde vermiş bulunmaktadır. Yüksek ceza verilmiş olsaydı diğer örnekler açısından bu durum caydırıcı olabilirdi. Verdikleri bu cezayla bütün kadınların yaşam hakkı tehlikeye atıldı. Bu karar politik bir karardır” şeklinde konuştu.

“Erkeklerin aklanması için her türlü mekanizma kullanılıyor”

Avukat Gözde Engin ise konuya dair şu yorumda bulundu: “Sadece son yargı kararlarından önce değil daha öncesinde de Türkiye’de kendimi güvende hissetmiyordum. Kaldı ki son süreçte özellikle de sözleşmeden çekilme kararı da benim iyice tedirgin olmama sebep oldu. Yargı kararları açısından çok ciddi bir değişiklik yok, varsa da bu kötüye giden bir değişiklik. Çünkü erkek egemen sistem, erkek devlet, erkek yargı, faillerin aklanması için eline geçen bütün imkân ve mekanizmaları buna uygun biçimde kullanıyor. Bugün saldırı faillerine verilmeyen cezalar ülkede kadın haklarını savunanlara veriliyor. Bu cezasızlık da şiddet döngüsünün artmasına sebep oluyor.”