Enternasyonal kadın savaşçılar Rojava’yı anlattı: Özümüzle tanıştık

Rojava Devrimi’ne ve inşaya aktif katılan 8 enternasyonal kadın savaşçı, devrimin tüm dünya halkları için yapıldığını ifade ederek, Rojava’da kendi özleri ile tanıştıklarını belirttiler.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo – Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite paradigması çerçevesinde kadın öncülüğünde gelişen 19 Temmuz 2012 yılında gerçekleşen devrim tüm dünya halklarına umut oldu. Asrın en büyük anti kapitalist mücadelesinin verildiği Rojava topraklarına dünyanın çeşitli ülkelerinden onlarca genç akın etti. Rojava Devrimi’nin bir kadın devrimi ve tüm dünya halklarını ilgilendiren bir devrim olduğunu ifade eden enternasyonal savaşçılar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması ile Rojava’da kendi özleri ile tanıştıklarını ve iradelerini geliştirdiklerini ifade ediyor.

Askeri alandan toplumsal alana, eğitimden sağlığa devrimin inşasının her alanında yer alan enternasyonal 8 savaşçı kadın devrimi ve neden devrimin bir parçası olmak istediklerine dönük sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle Rojava’ya geliş amacınızı öğrenebilir miyiz?

Britanya’dan Rojava’ya gelen Lîza: Rojava'ya birçok nedenden dolayı geldim, bunlardan biri de ülkemdeki yaşam tarzı. Gerçek bir militan olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyordum. Kadın özgürlüğü, ekoloji, demokrasi, eşitlik ve farklı insanlar arasındaki denge gibi konuları burada net görebiliyorsunuz. Burada aldığım her nefeste bu konuların dünya için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum. Rojava'da insanlar ve toplum açık, birbirlerine güveniyorlar çünkü sosyalleşmenin temeli sağlam. Benim ülkemde bozuldu, kayboldu ve bu benim için çok açık ve net. Bir de Rojava'da savaş var, Türk saldırılarıyla karşı karşıyayız. Suriye'deki savaş süreci, çalışmayı ve gerçek bir demokrasi inşa etmeyi zorlaştırdı.

Birkaç ay önce İtalya’dan Rojava’ya gelen Anna: Rojava Devrimi'ni DAİŞ'e karşı savaş sırasında medya aracılığıyla tanıdım. Daha sonra Rojava'ya gelen bazı İtalyan arkadaşlarla tanışma fırsatım oldu. Özgürlük hareketinin felsefesini inceledim çünkü kendimi içinde buldum. Bu alanda çok önemli bir şey olduğunu hissettim. Özerk Yönetim ile Ekoloji Bölümü'nde çalışıyorum. Çeşitli projeler geliştirmek için çalışıyoruz. Özellikle ağaç dikimi, atık konusu ve su sorunu. Çevre sorunlarına en iyi çözümleri araştırıyoruz. İnsanların eğitimi ve bu işe katılımı da çok önemlidir. Tabii bu proje sadece ağaç dikmek ve çöp toplamak değil, aynı zamanda insanların doğayla olan ilişkilerini de yeniden inşa ediyor.

Barselona’dan Rojava’ya gelen Coni, sinema ve ses departmanında çalışıyor: Rojava'ya hemen gelmedim, önce Şengal’e gittim. Bir filme başlamak için ses konusunda çalışan birine ihtiyaçları vardı. Sonra Türkiye saldırmaya başladı, bu yüzden devrimin savunmasına katılmaya karar verdim. Rojava'da dikkatimi çeken farklılıklar değil, kültürel benzerliklerdi. Güney Avrupa'da yaşam tarzı Batı'ya yakındır.

Jinwar’daki çalışmaları ve kadın şifacılığını deneyimlemek isteyen Julie, Rojava’ya İsviçre’den geldi: Rojava'ya geldim çünkü çocukluğumdan beri kendi kendime diğer ülkelerin mücadelelerini bilip onlardan ders almamız gerektiğini söyledim çünkü İsviçre çok katı ve istikrarlı bir ülke. İsviçre'de acısını, mücadelesini, dilini bizlerle paylaşan Kürtlerin ortak tarihi var. Gelmemin bir diğer nedeni; onlarla onların dilinde iletişim kurabilmem için dili öğrenmek. Rojava'da Jinwar'daki sağlık çalışmalarında yer alıyorum. Bu çalışma çok ilginç çünkü iki yönü var. Kadın şifacılığı klasik ve doğal tedaviyi de tamamlıyor. Şimdi çok mutluyuz çünkü yağmur yağdı, çimenler uzadı, onları toplama zamanı. Topladıktan sonra kurutacağız ve onlardan ilaç yapacağız. Birbirimizle bilgi paylaşıyoruz. Aynı zamanda farklı tarzları da öğrenmeye çalışıyoruz."

2021 yılında İtalya’dan Rojava’ya gelen Christina, şimdi bir YPJ savaşçısı: Gelişimin birinci nedeni; meraklıydım çünkü hayatımda hep bir devrim olsa ne güzel olur dedim, sonunda devrimin olduğu bir yer oldu. Bu devrimin nasıl yaşandığını kendi gözlerimle görmek istedim. Burada kalmamın nedeni Rojava Devrimi'nin sadece Rojava için değil, hepimiz için olmasıdır. Şu anda bu bölgede faşizme, Avrupa'da ve dünya ülkelerinde kendini gösteren bu faşizme karşı mücadele ediyoruz. Ben bir YPJ savaşçısıyım. İnsanlar YPJ'nin sadece bir silahlı mücadele olduğunu düşünüyor, öyle değil, en büyük güç o. Kapitalist sisteme, ataerkiye ve devlete karşı her kadın için öz savunma ne anlama gelir diye düşünmemiz gerekiyor. Bu sadece güçlendirme ile ilgili değil, kendini tanıma ve özgüveni de içeriyor. Kadınların özgürlüğünü inşa etmek, toplumun özgürlüğüne yol açar. Askeri güçten bahsederken bunu devlet askerlerinin başka bir ülkeyi işgal etmesi olarak tanımlamıyoruz. Tam tersine, her yerde kadınların hakları için mücadele edebilecekleri bir taban örgütleme gücüdür. Benim ülkemde bir devlet vardır, neyin doğru neyin yanlış olduğunu devlet bilir, kanunları devlet yapar. Rojava'da halk kendi kendini yönetir, neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendi ahlakına, kültürüne göre karar veriyor. Rojava'da IŞİD'e ve Türk devletine karşı halk kendisini savunma kararı aldı. Benim ülkemde sosyalistler ve solcular arasında bir umutsuzluk var. Burada zorluklara rağmen gerçek bir değişim yaşanıyor, insanların hayatları değişiyor. Bu nedenle halk arasında şu anda inşa ettiğimiz şeye dair bir umut ve güven var; önemlidir ve genel olarak dünyayı etkiler.

Pilar, Katalonya’dan Rojava’ya geldi: Arayış içindeydim, bu yüzden Rojava'ya geldim. Çoğu şeyin yapılmadığını ve çevrenizde çok fazla adaletsizlik olduğunu gördüğünüzde artık kadın hareketini tanımanın zamanı geldi diyorsunuz. Rojava'da bulunan ve eğitim alan Katalan arkadaşlar öğrendiklerini bizlerle paylaştılar. İçimizde asla olmayan güzelliği ve umudu görmeyi öğrendim. Çünkü bu duygular yok edilmişti. Ben o duyguları hissettiğimde; evet görmeliyim, yaşamalıyım ve öğrenmeliyim dedim. Rojava'ya böyle geldim.

Gazeteci ve araştırmacı Rohin, bir buçuk yıl önce ABD’den Rojava’ya geldi, şimdi Kadın Evi’nde çalışıyor: Kararımı verdiğim anda buraya geldim. Jineoloji’nin web sitesinde bir röportaj okudum. Röportajda yüzü ciddi şekilde yaralanmış Özgürlük Hareketi'nden bir kadın arkadaşla güzellik üzerineydi. ‘Şimdi nasıl hissediyorsun?’ sorusuna ‘Kendimi güçlü hissediyorum’ yanıtını vermişti. Çünkü artık herkes onun nasıl bir mücadeleci olduğunu ve asla pes etmediğini görebiliyor. Gerçek için, kendin için ve tüm dünya için savaşmalısın. Benim toplumumla buradaki toplum özellikle kadınların kendi varoluşlarını ve dünyayı nasıl yaşadıkları arasında fark var. Röportajı okudum ve hemen dedim ki: ben gidiyorum. Kadınlar Evi'nde çalışıyorum, sistemlerini burada öğreniyorum. Kadınlar Evi'ni ziyaret edenlere kadınların verdiği toplantı ve söyleşilerde ben de yerimi alıyorum.

ABD'li Jackie, 2019'dan beri YPJ Sağlık Departmanı'nın bir parçası: Rojava'ya geldiğimde amacım devrime sahip çıkmaktı. Çünkü bu devrimin değerleri ve hedefleri; küresel bir umut yaratmak. Çalışmak istedim, gerekirse devrimin başarılı olması için her şeye hazırdım. Ama bu artık değişti, devrimin etkisinin devrimi kendi içinizde inşa etmeniz olduğunu fark ettim, çünkü bu devrim için yapıcı bir insan olabilmeniz için kendi içinize bakmanız gerekiyor. Sadece devrimde çalışan bir birey olmakla kalmaz, kendin de bir devrim olursun. Bu devrimde içinde bulunduğumuz savaş, devletler savaşından farklıdır. Bu savaş, varlığı koruma savaşıdır. Halkın varlığını korumak, devrimin varlığını korumak. Bu nedenle savaşımız bir yaşam savaşıdır. Bir savaşta hayat yaratmanın yanı sıra, savaşçıların hayatlarını da kurtarmamız gerekiyor. Dostlarımızın hayatlarını ölümden nasıl kurtaracağımızı öğrenmeliyiz. Askerlerin savaş sağlığı alanında uzmanlaşmaları için onlara kendilerinin ve arkadaşlarının hayatlarını kurtarmak için doğru araç ve teknikleri nasıl kullanacaklarını öğretmeye çalışıyoruz. Bu yüzden sürekli çalışma yapıyoruz.

Ülkeniz ile Rojava arasındaki fark nedir?

Anna: Ülkemle Rojava arasında çok fark var. Engeller ve kaynak sorunları İtalya'da az. Çünkü İtalya devleti en büyük güçlerden biri uluslararası tanınırlığa sahip. Rojava'da öyle değil. Savaş, işgal, tehdit ve ambargo insanların hayatını zorlaştırıyor. Aynı zamanda burada farklı ırklar, dinler ve kültürler arasında bir arada yaşama gücü var. Burası İtalya'dan çok farklı, kıyaslayamazsınız. Direniş fikri Rojava'da canlıdır, sadece insanların hafızalarında ve sadece 40-50 yıl öncesinin hatırası olarak değil, gündelik hayatın içinde yaşanır.

Julie: Burada İsviçre'den çok farklı olan şey, ölümün farklı bir anlam ve değerle anlaşılmasıdır. İşte ölünce bedenin gidiyor ama yüreğinde bir yangın var. Burada tanıdığım herkesin kalbinde bir ateş var. İsviçre'de insanlar yaşıyor ama içeride ölüler, yangınları sönmüş.

Christina: Kişiliğimde değişen şeyler var, hepsi doğamın gereği. Onlardan biri; kendini savunmadır. Kadınlara iyi olmayı, nazik olmayı, kimseyi incitmemeyi, acı çekmemeyi, her zaman gülümsemeyi ve her şeyi kabul etmeyi öğretmek isteyen bir toplumda yaşıyoruz. Buradan hareketle şunu öğrendim ki; öz savunma sadece silah taşımak, elinde silah bulundurmak değildir, önemli olan zihinsel silahımızdır. Kendimizi korumanın da bir yolu var. Bu yüzden bir kadın olarak örgütlenmek ve birlikte yaşamak önemli.

Pilar: Ülkemle Rojava arasındaki en büyük fark, devrimin Rojava'da başlamış olmasıdır. Rojava'da halk arasında büyük bir inanç görüyoruz. Bunu çevremde görüyorum ve bundan etkileniyorum. Karşılıklı yardımlaşma ve arkadaşlık var. Örneğin birden ayrılmadan önce ‘bir ihtiyacın var mı?’ diye sorulur. Bu da Rojava toplumunun belli bir ölçüde bölünmediğini gösteriyor. Aynı zamanda paralarını ve kişisel ihtiyaçlarını düşünmüyorlar, aksine toplumu bir bütün olarak düşünüyorlar.

Size göre kadın devriminin anlamı nedir?

Liza: Cinsiyetçiliğe karşı kadın direnişinin ve mücadelesinin temeli sağlamdır. Bu mücadele, bu devrimin motoru gibidir.

Anna: Bugün ve gelecekte kimliğimizi nerede yenileyebilir ve dünyaya yeni bir tarz kazandırabiliriz? Anlamı budur.

Coni: Benim için kadın devrimi geri dönülemez bir değişim, artık geri dönemeyeceğimiz bir nokta anlamına geliyor.

Julie: Kadın devrimi, özgürlük yolunda bir yürüyüştür. Bunun hakkında düşünmek için durmamız gerekebileceği anlamına geliyor ama devam ediyoruz.

Christina: Benim için kadın devrimi farklı bir toplum inşa etmenin en iyi yolu, özgürlüğün doğal yollarına dönebilmektir.

Pilar: Jin, Jiyan, Azadî! Bu devrim hayatla, kadınların koruduğu değerlerle ilgilidir. Adaletsizliğe ve bizi yok etmek isteyen kapitalist sisteme karşı savaşmak istiyorum. Bu devrimin uluslararası bir devrim olması için bu mücadele ve dostluk ruhunu derinleştirmek istiyorum.

Rohin: Burada ve içinde yaşadığımız bu süreçte kadın devriminin anlamının çok vurgulu, güçlü ve büyük bir ‘hayır’ olduğunu hissediyorum. Şimdi yüzbinlerce yıldır yaşanan şeylere karşı hayır.

Jackie: Benim için kadın devriminin anlamı; Özgürlük için olumlu değişimin temelidir. Değilse, özgürlük mümkün değildir.

Rojava Devrimi'nde sizi en çok etkileyen şey nedir ve kişiliğinizde ne gibi değişiklikler yarattı?

Liza: Rojava’da tanıştığım insanlardan çok etkilendim. On yıllık çalışmaları, siyasi faaliyetleri, kadın mücadelesi tecrübesi, deneyimleri, eğitim tarzları hepsi insanı etkiliyor. Hayatlarının her anında insanlar ve farklı gruplar arasında yeni ilişkiler kurmak ve farklı bir toplum inşa etmek için örnek teşkil ediyorlar. Tanıştığım insanlar, özellikle de kadınlar, kişiliğim üzerinde en büyük etkiye sahip. Bendeki en büyük değişiklik ise toplum ve insanlar arasında nasıl ilişki kurmam gerektiği yönündeydi.

Anna: Bu devrimde benim için en önemli olan şey, gizemli değil, açık olan değerler ve standartlardır. Avrupa gibi değil. Burada adalet, özgürlük ve bağımsızlık gibi sözler var.  Rojava'da söylenen sözler gündelik hayatta da birleşiyor, gizlenmiyor. Bu devrim bana büyük bir güç veriyor çünkü burada ne kadar mücadele ettiğini değil ne için mücadele ettiğinizi görüyorsun. Bu bana güç ve umut veriyor. Kendimi sorumlu hissediyorum, çünkü bu devrim için çok sayıda arkadaşımızı yitirdik. Bu nedenle görev ve sorumluluklarımıza daha ciddiyetle yaklaşıyoruz.

Coni: Çözümün uygulanması bazen çok zaman alıyor. Aynı zamanda kişisel olarak hala bu çalışma şeklini öğreniyorum. Daha dikkatliyim, duygularımı daha iyi organize ediyorum. Tamamen değiştiğimi söyleyemem, kapitalist sistemde öğrendiğim bu çalışma tarzlarını bir anda değiştirmek gerçekten çok zor.

Pilar: Güzelliği umutla takdir etmek. Görüyorum ki bu tabandan değişiklik yapılıyor. Kadın arkadaşlarımın benim aynam olduğunu o zaman anladım. Başka bir kadını kabul etmediğin zaman, kendini de kabul etmemiş olursun. İnsanlar bu durumdan kurtulmak için paylaşmalı. Bu aynı zamanda güç verir, böylece sadece bir kişiyi değil, tüm toplumu değiştirebiliriz.

Rohin: Herkesin hayatında huzuru, gerçeği ve sevgiyi hissedebileceği bir yer yaratmak için bir topluma ihtiyaç vardır. Her insanın toplumun bir üyesi olmak için adım atabileceği ve bu duygular için kendini tatmin edebileceği bir yer.

Jackie: Hayatımdaki en büyük değişiklik, şimdi farklı nedenlerle mücadele ediyor olmamdı. Mücadelemin ve yaşamamın sebebi, artık kendi içimde değiştirmem gereken şeyler; Sevginin ve özgürlüğün temelidir. Gerçek bir mücadele ve savaştır. En büyük savaş, bir düşmana karşı değil, çevrenizde bir devrim inşa ederek adaleti yaratmaktır.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yaşam felsefesi sizin için ne ifade ediyor ve nasıl tanımlıyorsunuz?

Liza: Önder Abdullah Öcalan'ın kitaplarını ve yazılarını okuduğumda benim için önemli olan her şeyin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğuna şaşırdım. Farklı insanlardan farklı fikirler her şeyi sentezlemiş. Bizim üstesinden gelmek, mücadele etmek istediğimiz şey, farklı ağlara ve insanlara sahip, iyi organize edilmiş bir sistemdir. Önder Apo, kitaplarda kentin ekonomisini, sanayisini, ekolojisini düzene sokmak ve geliştirmek için yapılan çalışmaları güncelleştirmiştir.

Anna: Önder Apo'nun kişiliğimdeki en büyük etkisi 'umut' duygusu. Mücadelede çok büyük güzellikler var. Kendimizi değiştirmezsek sistemin değişmesini bekleyemeyiz. Derinlemesine düşünüp farklı bir kişilik oluşturmamız, özgür bir kişiliği birlikte inşa etmemiz gerekiyor.

Julie: Önder Apo'nun felsefesini bilincimin aynası olarak görüyorum. Çünkü onun kitaplarını okuduğumda, her bir kelimeyi böldüğümü, her bir parçayı kapitalist sisteme karşı analiz ediyor ve eleştiriyorum. İnsanlar arasında kullanılan sözcüklerin önemini öğreniyorum. Bu felsefenin anlamını pratikte, hikayelerde, insanların gözünde ve mücadelede görüyor ve öğreniyorum.

Christina: Önderlik projesinin herkes için olduğunu anladığımızda bu projenin toplum ve kadın özgürlüğüne dayalı olduğunu anlayabiliriz. Bizde inanç ve güç yarattı. Bu güç aynı zamanda günlük zorluklarda kendimi kaybetmememi de sağladı. Zorlukların üstesinden gelebilirim çünkü bu projeyi harika buluyorum.

Pilar: Önder Apo'nun felsefesi benim için büyük bir ilham kaynağı, tutuklanıp fiziki özgürlüğü çalınmış olsa da fikir özgürlüğü var. Önder Apo fikri özgürlüğü korudu ve bunu nasıl başardığından etkilendim.

Jackie: Önder Apo'nun düşünceleri ve felsefesi, kendimize çok farklı bir dünya kurabileceğimiz konusunda umut verdi. Sadece umut değil, bunu anlamak için güçte verdi. Bu benim için çok önemli çünkü önderlik bize sadece bir iş değil, aynı zamanda yaşam becerileri de kazandırdı. Bize gösterdikleri bu yollar özgürlük için doğru yollardır.

Geleceğe yönelik hedefleriniz, umutlarınız ve dilekleriniz nelerdir?

Liza: Kendimi politik ve militan bir hayatın içinde olmak ve gelecekte hayatım, işim ve ilişkilerim üzerinde bir etkiye sahip olmak istiyorum. Her insan kendine ‘nasıl yaşamalıyım’ diye soruyor, bunu bir arayış olarak görüyorum ve devam ediyor.

Anna: Geleceğim için bu devrimden, diğer devrimlerden, insanlardan ve onların direniş tarihlerinden ders almak istiyorum. Ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye'ye destek olacağını umuyorum çünkü genel olarak insanlığın Rojava'daki deneyimle büyüme ve gelişme hakkı var.

Coni: Umudum; hayat tarzı materyalizme dayanmayan devletsiz bir dünya inşa etmek. Ayrıca, kolektif yaşama dayalı bir toplum inşa etmek. Zor olduğunu biliyorum ama bunu inşa etmek istiyorum.

Julie: Herkesin kendi toprağına ve sağlıklı bir topluma ulaşma bir hayalim var. Çünkü kapitalizm ve ataerkillik bizi sağlığımızdan uzaklaştırdı.

Christina: Önder Abdullah Öcalan'ın fiziksel özgürlüğünü istiyorum. Önder Apo’nun yaşam felsefesinin dünyada daha geniş bir alanda yayılmasını temenni ediyorum.

Rohin: Demokratik bir ailenin geliştirilmesini umut ediyorum.

Jackie: Bu devrime katıldıktan sonra, bu devrimi sadece burada kalmasın, dünyanın her yerine yaymak istiyorum. Çünkü bu devrim sadece Rojava için değil tüm dünya içindir. Amaç, farklı bir gerçeklik yaratmak.