Ekonomik kriz Filistinli göçmenlerin yaşamlarını değiştirdi

Lübnan’daki kamplarda yaşayan Filistinliler yaşanan ekonomik kriz nedeniyle birçok zorluk ile karşı karşıya kalıyor. Kadınlar kriz nedeniyle yaşamlarının değiştiğini belirterek, yemek için gıda alamadıklarını belirtti.

CAROLÎN BAZZI

Beyrut – Pandemi süreci nedeniyle birçok ülkede yaşanan ekonomik kriz insanlara zor günler yaşatıyor. Lübnan’daki kamplarda yaşayan Filistinliler de yaşanan ekonomik krizden kaynaklı paylarına düşeni alıyor. Çok zor koşullar altında yaşayan kadınlar ise çocuklarının okul masraflarını dahi karşılamakta ciddi sıkıntılar yaşıyor. Lübnan’da toplumsal çalışmalar yürüten Zaytouna Derneği de kadınlarla birebir ilgileniyor. Dernek çalışanı Hanan Saadeh,

Eyn El-Hilweh Kampı’nda yaşanan sorunlara ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

“Kampta yaşayanlar iki gruba ayrılıyor”

Ekonomik kriz nedeniyle göçmen kamplarında bulunan insanların iki gruba ayrıldığını kaydeden Hanan Saadeh, bir grubun orta sınıf olduğunu diğer grubun da alt sınıf olduğunu ifade ederek, “Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı ya da kısa adıyla UNRWA’ya ulaşan paralar sonucunda bazı kişilerin aylık maaşlarını ABD doları olarak aldığını inkar edemeyiz. Bu nedenle dolar alanlar için yüksek fiyat hala makul. Ancak maksimum dolar oranı kendisine verilmeyenler büyük bir acı yaşıyor” dedi.

“Gıda fiyatları arttı”

İnsanların fiyat artışı nedeniyle gıda ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ve bu yüzden insanların evine misafir dahi alamadığını dile getiren Hanan Saadeh, “Örneğin artık et günlük olarak soframızda yer almıyor. Ancak haftada bir ya da iki defa et yiyebiliyoruz. Eskisi gibi artık et çok yok. Bulduğumuzda da ancak 200 gram alabiliyoruz ve utanarak istiyoruz. Alıştığımız yaşam tarzı değişti. Eskiden her hafta sevdiğimiz bir parça elbise alıyorduk, şimdi olmadığı için alamıyoruz. Dört çocuk annesi bir kadın çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Günlük yaşamımızdaki birçok ayrıntı değişmiş durumda. Yokluk birçok aile üzerinden görülüyor” diye konuştu.

“Eğitime katılım kolay olmayacak”

Lübnan Eğitim Bakanlığı’nın yeni eğitim-öğretim yılı için öğrencilerin her gün okulda hazır olmasını istediğini söyleyen Hanan Saadeh, “Okulda günlük olarak hazır bulunmak kolay bir şey değil. Yakıt ve devretme meselesini bir tarafa bırakalım. Öğrencilerin günlük olarak harcamaları var, bu önemli. Eğer öğrenci özel bir öğretmen veya çok pahalı elbiselere ihtiyacı olursa ne olacak? Birçok ayrıntı var ve bu yıl okula katılımın kolay olmayacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Finans kartı göçmenlere ulaşmamış”

Lübnan devletinin ekonomik durumu kötü olanlara verdiği finans kartından söz eden Hanan Saadeh, son olarak şu ifadelerde bulundu: “Finans kartı göçmenlere ulaşmamış ve hatta kimi Lübnan grupları da alamıyor. Olaya ırkçı yaklaşmıyorum. Lübnan devleti Lübnan halkının yüzde 70’nin yoksulluk sınırının altında olduğunu bildiği için tüm Lübnan’daki kategorilerini kapsayamıyor. Yoksullarla, özellikle resmi okulların öğrencileriyle ilişkilidirler. Biz mültecilere gelince Lübnan hükümeti bizden sorumlu değil. Ancak o bazı temel ihtiyaçları karşılamak sorumlu olan Filistin Kurtuluş Örgütü ve UNRWA'dan sorumludur.”

Aldıkları aylığı borca yatırıyorlar

Kriz nedeniyle zor günler geçirdiklerini kaydeden iki çocuk annesi Nadia Al-Awad, “Gelecekten ve başka krizlerden korkuyoruz. Yüklerini taşıyamıyoruz, çünkü yorgun hissediyorsunuz ve nefes alamıyorsunuz. Eşim memur ve aylık maaş alıyor, ancak maaşı bize yetmiyor. Yiyecek, içecek ve diğer ihtiyaçların maliyeti dışında bir de kızımın fizik tedavi için ayda sadece 800 bin liraya ihtiyacı var. Kızım 12 günlükten bu yana tedavi ediliyor. Şuan üç yaşında. Eşimin aylık maaşı borçları ödemeye yetmiyor. Maaşı alıp borçları ödüyoruz. Bazı hayır kurumları bazı ailelere yardım veya yiyecek sağlamasına rağmen herhangi bir yardım almıyoruz” dedi.

“Bir lokma ekmek için çalışıyoruz”

Eyn El-Hilweh Kampı Kadın Komitesi Üyesi ve Koronaya Karşı Welch Aşı Projesi üzerinde çalışan Mirna Meari’nin de 4 çocuğu var. Filistinli kadın ve göçmenlerin yaşadıklarına dikkat çeken Mirna Meari, “Koronaya yakalanan biri olduğunda ilaç bulamıyoruz. Bazen hastanelerde tedavi yeri bile kalmıyor. Karanlık atmosfere rağmen ekonomik olarak geçimlerini sağlayabilmek için iş arayışı içerisine giriyor. Birçok projeye katılıyorum. Hatta bu projelerin bir kısmı gönüllülük temelinde. Bu projelere katılarak bir lokma ekmek bulmaya çalışıyorum. Okullar açılacak. Başımızı en çok ağrıtan durum da budur. Kamp dışında okuyan çocuklarımıza nasıl kitap, defter ve gidiş gelişleri için para bulacağız” diye sordu.

“Filistin halkı olarak çok acı çekiyoruz”

Yaşadıkları krizi savaş olarak tanımlayan Fatima Asaad’ın da 6 çocuğu var. UNRWA’dan sorumluluğunu yerine getirmesini isteyen Fatima Asaad, Filistinli gruplara dikkati çekerek, şunları söyledi: “Filistin halkı olarak çok acı çekiyoruz. Sabırlıyız. Bu bizim için yeni değil. Ancak diğer yandan Filistin’in umursamazlığına şahit oluyoruz. UNRWA ve diğer bütün Filistinli örgütler Filistin halkının hakları konusunda sorumlu davranmıyor. Bugün çocuklarımız için süt alamıyoruz çünkü karaborsa tacirlerinin tekelinde. Orta düzeyde olan aileler daha önce üç öğün yemek yiyordu, ancak şimdi  bir öğün yemek yiyorlar. Daha önceleri meyve alabiliyorduk, şimdi alamıyoruz artık” şeklinde konuştu.