Efrîn’deki orman yangınlarına tepki: Türk devletinden hesap sorulmalı

İşgal altındaki Efrîn’de ormanlık alanların ateşe verilmesi nedeniyle çıkan yangınlar birçok köye sıçradı. Oradaki ağaçların büyüklerinden kendilerine miras olduğunu söyleyen kadınlar, Türk devletinden hesap sorulmasını istedi.

FİDAN ABDULLAH

Şehba – Temmuz ayı sonlarında Türk devleti ve ona bağlı çeteler, Efrîn Kantonu’nun Rajo ilçesine bağlı Adamo ile Alabski köyleri arasında uzanan bölgeyi ateşe verdi. Müdahale yapılmaması nedeniyle çıkan yangınlar iki haftadır devam ederken, yangınlar birçok köye sıçradı.

Efrîn-Suriye İnsan Hakları Örgütü'nün son istatistiklerine göre; işgalden bu yana çıkan yangında aralarında zeytin, kiraz, ceviz, nar, incir gibi çok yıllık ve verimli ağaçların yanı sıra çam, selvi gibi orman ağaçları da yok oldu. Efrîn'de bugüne kadar 391 binden fazla ağaç yandı, 12 bin hektarlık tarım arazisinin yanı sıra, yarım milyona yakın zeytin ağacı ve çeşitli türlerde 21 milyondan fazla ağaç kesildi.

Konuyla ilgili konuştuğumuz Efrînli kadınlar, yangınlara tepki göstererek, uluslararası  kurumlara çağrı yaptı.

‘İnsanlara ve doğaya karşı işlenen suçlar sadece Efrîn ile sınırlı değil’

Türk devletinin işgalden bu yana doğaya zarar verdiğinin altını çizen Efrîn-Şahba Kantonu Halk Belediyeleri üyesi Fatima Muhammed, “Türk devleti iki haftadan fazladır işgal altındaki Efrîn'in Rajo ilçesinin ormanlarını ve topraklarını ateşe veriyor. Türk devleti ve çeteleri, 6 yıldır Efrîn kantonunun birçok köy ve ilçesindeki doğaya zarar veriyor ve ağaçlarını yok ediyor. Efrîn'de insanlara ve doğaya karşı işlenen suçlar sadece Efrîn ile sınırlı değil. Ortadoğu ve dünya genelinde orman yangınları, çevrenin tahrip edilmesi, doğanın yok edilmesiyle özel savaş politikaları uygulanıyor. Doğaya verdikleri zararla dünyanın dengesini bozuyorlar” ifadelerinde bulundu.

‘Türk devletinden hesap sorulmalı’

Türk devletinin Efrîn’de asırlık ağaçları keserek, doğaya ve çevreye zarar vererek suç işlediğini kaydeden Fatima Muhammed, bu suçlarını da gizlemeye çalıştığını aktardı. Fatima Muhammed, doğa ve çevreyi korumakla ilgilenen kurum ve kuruluşların Efrîn'de çıkan yangınlara müdahale etmesini, durdurmasını isteyerek, “Türk devleti Efrîn’de çıkardığı bu yangınlarla hem doğaya hem de insanların evlerine ve mülkiyetlerine zarar veriyor. Kurum ve kuruluşlar Türk devletinin işlediği suçlarla ilgili hesap sormalı” çağrısında bulundu.

    

‘Yok edilen ağaçlar bize bırakılan mirastı’

Türk devleti işgali nedeniyle Efrîn’den Şehba’ya göç eden kadınlardan Hamida Arif ise, şöyle konuştu: “Efrîn’i işgal eden Türk devleti doğamıza zarar veriyor. Asırlık ağaçlarımız sadece doğanın bir parçası değil, o ağaçlar nenelerimizin ve dedelerimizin bize bıraktığı mirastı aynı zamanda. İnsanlar onlarca yıl geçimlerini o ağaçlardan topladıkları ürünlerle sağladı. Türk devleti ve çeteler Efrîn’in sahibi değiller ve bu yüzden doğasına, ağaçlarına, tarihine her şeyine zarar veriyorlar, yok ediyorlar. Hayalim tekrar Efrîn’e dönmek, ağaç dikmek ve orayı yeniden inşa etmektir.”

   

‘Efrîn yeşil alanıyla ve doğasıyla tanınır’

Efrînli göçmenlerden Hevî Abdo da Efrîn’in yeşil alanıyla ve doğasıyla tanındığını belirterek, “Türk devleti Efrîn’i işgal ettiğinden beri orayı küle çevirdi. Göç ettiğimiz Şehba’da da yıllardır büyük zorluklar yaşıyoruz ve hayalimiz birgün topraklarımıza geri dönmek. Efrîn’de toprak sahipleri ne pahasına olursa olsun mallarını Türk işgaline teslim etmemelidir. Bizler işgal sona erene kadar ve onurlu bir şekilde topraklarımıza geri dönene kadar direnmeye devam edeceğiz. Bunun içinde tüm zorluklara göğüs gereceğiz” sözlerine dikkat çekti.