EŞİK’den yetkililere sorumluluk hatırlatması

EŞİK artan kadına şiddet ve katliamlarına işaret ederek bu konuda hükümetin sorumluluğuna dikkat çekti. Kadınlar yetkililerin yaşananlar karşısında sorunlu davranmasını istedi.

Haber Merkezi- Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), kadına karşı şiddet ve katliamların her geçen dün arttığına dikkat çekerek yetkililerin bu konuda acil önlemler almasını ve sorumlu davranmasını istedi.

EŞİK tarafından yapılan açıklamada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın şiddet ve katliam haberleri kamuoyunda ‘yeterince ilgi çekmişse’ açıklama yaptığı belirtilerek tepkilerin klişeden ibaret olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada “Kadına karşı şiddet ve şiddetin son halkası kadın cinayetleri ile ilgili güvenilir, bilimsel verileri sivil toplumla, şiddeti önlemekte rolü olan tüm kurumlarla paylaşmak Bakanlığın öncelikli görevlerinden biri. Açıklamasında 2008 ve 2014’te yaptırdıkları araştırmalardan bahseden Bakan, 10 yıldır bu görevlerini yapmadıklarını da itiraf etmiş oldu. On yıldır araştırma yapılmadığı gibi, Bakanlık bünyesindeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine yapılan başvurularla ilgili ayrıştırılmış analizler içeren raporlar da yayınlamıyor. Halen sayısı 149 olan 3624 yatak kapasiteli sığınaklarda, Bakanlığın deyimi ile konukevlerinde, kaç kadın ve çocuğuna ne gibi destekler veriliyor, bu kadınlardan kaçının şiddetsiz bir hayat kurması sağlanıyor, bunun için ne kadar bütçe ayrılıyor gibi bilgiler paylaşılmıyor” denildi.

‘Güvenilir veri sağlanması kamusal bir görev’

Açıklamada yanıtı olmayan birçok soru olduğu kaydedilerek şiddetle mücadelede güvenilir veri sağlanmasının kamusal bir görev olduğu hatırlatıldı. İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinin hatırlatıldığı açıklamada şöyle denildi:

“Aile Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kurumları İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasa çiğnenerek çekilmeyi kabullenmiş olsalar da, Sözleşme 6251 sayılı onay kanunu yürürlükte olduğu sürece yürürlüktedir ve uygulanması gerekir. Kaldı ki veri sağlamak konusunda iktidarın uymak zorunda olduğu başka uluslararası yükümlülükler de var.”

‘Sorumsuzluğun bedeli çok büyüktür’

Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme’nin (CEDAW) de kimi yükümlülükleri olduğu anımsatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Güvenilir bilimsel verilerin ana işlevi şiddeti önlemek için uygulanması gereken çok yönlü ve bütüncül sosyal politikaların planlanmasına yol göstermesidir. Bakanlığın 2024 şiddet araştırması için güvenilirliği baştan tartışmalı kurumları neden seçtiklerini, hangi yetkinliklere göre nasıl karar alındığını, araştırma sürecinin nasıl planlandığını açıklamaya ve şeffaflığa çağırıyoruz.

Tüm sorumlulara; ‘Sıfır tolerans’ nutukları atmak yerine öncelikle cezasızlık politikalarına ve kadın erkek eşitliğini tahrip eden eylem ve söylemlere son vermek zorunda olduklarını, katledilen binlerce kadının, şiddete tanık olan hatta onlarla birlikte katledilen çocuklarının da birer aile olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için ataerkinin ‘aileci’ bakışının değil ‘eşitlikçi ve laik’ politikaların esas alınması şarttır.

Söz konusu olan kadın ve çocukların şiddetsiz bir hayat ve yaşama hakkıdır. Sorumsuzluğun bedeli çok büyüktür.”