Dünya Basın Özgürlüğü Günü: Türkiye’de gazeteciler baskı altında
Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle farklı gazeteci örgütleri tarafından hazırlanan raporlara göre Türkiye’de basın özgürlüğü günden güne geriliyor. Türkiye’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle onlarca gazeteci cezaevinde bulunuyor.
Haber Merkezi - Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından hazırlanan 2020 yılı basın özgürlüğü endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 153'üncü sırada yer aldı. Raporda, salgın sırasında 180 ülkenin neredeyse dörtte üçünde gazeteciliğin "tamamen veya kısmen engellendiği" duyuruldu.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni açıkladı. “Gazetecilik, Dezenformasyonun Aşısı” başlıklı endekste, gazeteciliğin dünyanın 130 ülkesinde kısmi veya ağır kısıtlamalar altında yapılabildiğini bildirdi. Ayrıca 59 ülkede ise hükümetlerin basın çalışanları üzerindeki "baskıyı artırmak için salgını kullandığı" ifade edildi. Türkiye son 19 yılda 54 sıra geriledi.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü sebebiyle RSF dışında Türkiye’de yer alan gazeteci örgütleri hazırladıkları raporlar ile açıklama yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası( TGS)’ye göre 1 Nisan 2021 tarihi itibariyle 43 gazetecinin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde. Diyarbakır merkezli çalışma yapan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği raporuna göre ise bu sayı 70.
TGS: 101 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı
TGS’nin 1 Nisan 2020- 1 Nisan 2021 dönemini kapsayan raporu sendikanın ulaştığı destek talepleri, dava takipleri, cezaevi yapılan görüşmeler ve medyaya yansıyan haberler kaynak alınarak hazırlandı.
Raporda öne çıkan unsurlar şunlar:
*TGS’nin SGK’dan edindiği verilere göre ülkemizde 23.306 gazeteci var.
*TÜİK verilerine göre 2020 yılında genel işsizlik oranı %13,2 iken gazetecilik mezunları içinde işsizlik oranı %27,7. Güvencesiz ve sigortasız çalışanlar da dâhil edildiğinde gazeteciler içindeki işsizlik oranı %35-40 seviyesine çıkıyor.
*43 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde.
*‘Koronavirüs tedbirleri’ bahane edilerek cezaevindeki gazetecilerin hakları ihlâl ediliyor. Gazeteciler aileleri ile iletişim kuramıyor, sosyalleşemiyor, dışarıdan haber alamıyor, sağlık hizmetlerine erişemiyor, kötü hijyen koşullarında cezaevinde tutuluyor.
*Gazeteciler en çok ‘Silahlı Örgüt Üyeliği’ ile ‘Terör Örgütü Propagandası Yapmakla’ suçlanıyor.
Bir yılda neler yaşandı?
Verilere göre son bir yılda şunlar yaşandı:
*57 gazeteci toplamda 144 gün gözaltında kaldı. 6 gazeteci gözaltındayken darp edildi.
*101 gazeteci hakkında soruşturma açıldı.
*128 davada 274 gazeteci yargılandı.
*Gazeteciler toplam 226 yıl 8 ay 25 gün hapis cezasına mahkûm edildi.
*TGS 12 cezaevinde 35 gazeteciyle görüşerek hak ihlâllerini kayıt altına aldı.
*44 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı; 23 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi.
*62 haber sitesine ve 1411 haber içeriğine erişimin engellenmesine, 13 haberin içerikten çıkarılmasına karar verildi.
*RTÜK marifetiyle toplam 7.488.851,00 TL idari para cezası ve 41 defa yayın durdurma cezası verildi.
*2019’da 892, 2020’de 322 basın kartı iptal edildi. TGS’nin İletişim Başkanlığı’ndan edindiği verilere göre 15.104 kişide Cumhurbaşkanlığı basın kartı var.
*BİK gazetelere toplam 212 gün ilân kesme cezası verdi. Cumhuriyet’e 90, Evrensel’e 63, BirGün’e 39; Sözcü ve Korkusuz’a ise toplamda 20 gün ilân kesme cezası verildi.
DGF: 70 gazeteci cezaevinde
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin ise aylık olarak gazetecilere dönük hazırladığı hak ihlalleri raporuna göre 70 gazeteci cezaevinde. Son olarak Mart ayına ilişkin hazırladıkları raporla yaptıkları açıklama da şu ifadelere yer verildi;
“AKP-MHP iktidarının bu politikaları basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıracak bir boyuta ulaştı. Bu durumun gerçekleşmesi büyük bir karanlığı da beraberinde getirecektir. Toplumun karanlığa hapsedilmemesi için baskı politikalarından vazgeçilmeli, hem gazetecilerin hem de toplumun haklarına saygı duyulmalıdır. Gazeteci, temel ilkeler çerçevesinde her türlü haberi yapabilmeli, toplum da yaşananları tüm yönleriyle doğru bir şekilde görebilmeli, okuyabilmelidir. Açıklamamızı “Özgür basın özgür toplum” şiarını hatırlatarak bitiriyor, her koşulda gazeteciliği savunmaya devam edeceğimizi belirtiyoruz.”
Açık alanda çekim yapmak yasaklandı!
Pandemi süreci ile birlikte gazetecilere dönük baskıların had safhaya çıktığı ülkede son olarak genelge ile toplumsal ve adli olaylarda görüntü veya ses kaydı alınması yasaklandı. “Özel hayatın gizliliğinin ihlali ve kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi ve paylaşılması anlamına geleceği hususunda şüphe bulunmaktadır" gerekçesiyle çıkarılan genelgeye gazeteciler tepki göstermeye devam ederken, 1 Mayıs’ta çekim yapmak isteyen onlarca gazeteci genelge gerekçe gösterilerek engellendi.