Direnişin rengi Kobanê’de…

Kobanê’nin her sokağı, her evi insanı gururlandırmaktadır. Kobanê halkından ve savaşçılarından büyük güç aldık. O halde bir kez daha söyleyelim; sen hep varol Kobanê, isminle ve direnişinle hep yaşa.

BÊRÎTAN ZINAR

Kobanê – Dört parça Kürdistan’ı direnişiyle birleştiren Kobanê’ye hep yazmak istemişimdir. Ancak ne yazık ki nice kahramanların geçtiği yollar, her birinin kalesi haline gelen direniş evlerini görene kadar. Her ağaca, her yaprağa, hatta çocuklarının gülümsemelerine yazılan asrın direniş duygularını yazmak öyle kolay olmuyor. Yıllarca süren hayallerin ardından direnişin kalesi Kobanê'deyiz.  Bununla ilgili birçok makale yazıldı ve direnişi hakkında birçok hikaye, kitap yazıldı, belgesel yapıldı. Ama bir Kürt kadını olarak yıllar sonra ilk kez bu kutsal coğrafyayı kendi gözlerimle görme fırsatı buldum, yazmaya karar verdim.

 Geldiğimde Kobanê'de ilk dikkatimi çeken şey halkın ve savaşçıların misafirperverliği oldu. Henüz yoldayken bile Kobanê’ye ilk kez gideceğimi duyan herkes yolculuğum boyunca bana olabildiğince Kobanê'yi tanıtmak istedi. Kobanê ile ilgili kitaplarda okuduğum, filmlerde izlediklerim, birçok direnişçiden duyduklarım birer birer gözümün önünde canlandı. İşte tam da burada Kobanê'nin kurtuluş tanrıçası Arîn Mîrkan'ın tanrıçalaşmak için çıktığı ve direndiği ev tam karşımda duruyordu.

 Anneler saldırıları ve direnişi anlatıyor

Bizi ilk karşılayan yer Dubirke köyü. Yolumuzun dört bir yanına yayılan yeşilliklerle dolu güzelim baharı ve diğer yanda Kürdistan'ın batısı ile kuzeyi arasında çizilen sınırları, sınırda işgal ve saldırılar için kurulmuş istasyonları izledikten sonra varıyoruz köye. Güzel bir köy. Yeşillik ve bahar kokusu oradan esiyor. Bu köyün yakınında antik mağaralar var. Köy tarihi bir köy ve içinde bulunan iki kuyudan dolayı adı Dubirke olmuş. Köylüler bizi sıcak karşıladı. Burada annelerin hikayelerini dinliyorum. DAİŞ çetelerinin saldırıları sonrası neler yaptıklarını, kendilerini nasıl kurtardıklarını anlamak için dikkatle dinliyorum. Bu sırada adını bir kahramandan alan 4 yaşındaki Cudi, donmuş elimi iki eli arasına alıp ısıtmaya çalışıyor. Bu sırada annelerin anlattığı her hikayeyi dinlemek istiyorum. Anneler işgal, saldırı ve direniş anlarını anlatıyor ve ben de olabildiğince tüm hikayeleri heybemde toplayıp düşüncelerimde örüyorum.

Kobanê’de her şey gibi bu araba da direnişin şahidi

Köylülerin sıcak karşılamasının ardından Kobanê merkezine doğruyola koyuluyoruz. Basın çalışanları, bir çok savaşa ve saldırıya tanıklık etmiş otomobille Kobanê sokaklarını ve mahallelerinde dolaştırıyor bizleri. Otomobile dönük espirilerimiz arasında bu otomobilin Türk devletinin Girê Spî'ye yönelik saldırılarından bugüne kadar olay yerlerine ulaşması için çok emeği olduğunu söylüyorlar. Ne zaman zarar görse ya da işgal saldırılarına maruz kalsa yeniden tamir edilmiş ve kullanılmış. Yani anlayacağınız bizim espirilerimize konu olan o aarabanın kendisi de ynı zamanda birçok olaya tanıklık etmiş değerli bir hikaye benim nezdimde. Elbette bu yazıda bu arabadan bahsetmesem hiç şüphe yok ki kalbi kalırdı.  Kobanê benim için hayatımın dönüm noktası

Bundan bir süre önce Kobanê'de savaşmış ve guzel gülüşlerin sahibi nice yoldaşını bu topraklara  emanet etmiş bir savaşçıyla tanışmıştım. Gözlerinde binlerce güzel gülüşün özlemi ve bir o kadar da direnişe tanıklık etmenin sevinci ile Kobanê'den bahsederken bana "Kobanê benim mabedim" demişti. Yıllar geçti fakat bu cümle hala hatırımda. Bu söz üzerinde çok düşündüm,  peki Kobane benim için neydi? Kürt halkı için, Kürt kadınları için, hatta tüm direnişçiler için Kobanê neydi? Tanımlamak için görmek gerekiyordu, ama değil mi? Bu soruya her birinizin cevabı farklı olabilir, ama biliyorum ki benim yaşamımın dönüm noktasıydı Kobanê. Yaşamın anlamınıve hakikatini bulduğu yer, isim, şehir ver direnişin kendi yüreklerimizde gizlediğimiz rengi. Bir halkın kaderini, hepimizin kaderini, intikam ve direniş duygularımızı canlandıran, hayatımıza yeni anlamlar kazandıran bir döngüydü. Çünkü Kobanê, adı gibi bizim özgürlük mabedimiz oldu.

Direniş tanrıçası Arîn Mîrkan heykeli

Kobanê'de kentin savunmasında yer alan direniş tanrıçalarından Arîn Mîrkan’ın heykeli dikilmiş. Bir eli gökyüzüne uzanmış diğer eli ise kalbinin tam üzerinde duruyor. Arkasında kanatları var. Her gün güneşi selamlıyor. Heykele baktığınızda şunu hissediyorsunuz: Burası bir direniş kentidir. Bu coğrafyayı görmenin verdiği keyif ve heyecanla Kobanê gezimize devam ediyoruz. Savaştan kalan her ev, her mahalle ve her sokak direniş kokuyor. Sanki her biri hakkında yazmamı bekliyor. Kobanê sokaklarında dolaşırken her evin fotoğrafını çekip hikayesini öğrenmeye çalışıyorum.

Keşke taşların dili olsaydı…

 Her evin bir hikayesi var ve bu evlerden birindeyim. Sadece merdiveni kalmış bu eve ne oldu? Göğsünde kaç umut büyüttü? Bu evin merdivenlerinin taşları kaç savaşçısı için bir sığınak oldu, kaç gülüşü korudu? Merdivenleri hala ayakta olan bu evin sahibi de eve dokunmuyor ve şu sözleri hafızalarımıza kazıyor: "Bu merdivenler aynı kalacak ki vatan savunucularının ayak izleri taşlarında kalsın." Evin hikayesini çok öğrenmek istiyordum ancak bunu kim anlatacak. Ve kendi kendime yeniden şunu söyledim: “Keşke bu taşların dili olsaydı…”

Şehitlik ve isimsiz yüzlerce kahraman…

İnsanlar Kobanê'ye gelip buradaki savaş ve kahramanlık gerçeğini görmek istiyorsa ve direnişin coşkusunu her sokakta hissediyorsa elbette şehitliğini de ziyaret etmesi gerekiyor. Çünkü burayı duymakla görmek aynı şey değil. Kelimeler yetersiz kalır. Şehitliği gördükten sonra hissettiğim duyguları anlatabileceğimden bile emin değilim. Burada, DAİŞ çetelerinin her türlü saldırısına göğüs geren, çetelere destek veren Türk devleti ve faşist rejimlerin “Kobanê düştü düşecek” sözlerine karşı çıkan onlarca kahraman… “Kobanê düşmedi ve düşmeyecek” sözü burada anlam buluyor. Bin, iki bin can, gülücük, güzellik yatıyor bu toprağın göğsünde. Birçoğu isimsiz... 2014'te yüzlerce Kuzey Kürdistanlı genç Kobanê'ye gittiğinde saldırılarda pek çoğu hayatını kaybetti. İsimleri bilinmese de kahramanca savaşmışlar ve hayatlarını kaybetmişlerdi. Bu isimsiz kahramanlarımız, binlerce yoldaşıyla birlikte her gün özgürlük mabedimizin koynunda güneşi selamlayarak uyuyorlar. Özgürlük tapınağımızı karanlıkta tutmak istiyorlar Kobanê “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesinin başarı noktası. Kobanê Türk devleti tarafından her gün saldırıya uğruyor. Nitekim Türk devletinin her gün Kobanê'mize yönelik bu saldırı ve tehditleri ziyaretimizi etkilediği için birçok yeri göremedik. Türk devletinin Kobanê'ye yönelik her gün düzenlediği saldırı ve bombalı saldırıların yanı sıra yıllardır Kuzey Kürdistan'dan Kobanê'ye giden Fırat suyunu da kesmesi savaş politikalarının bir parçası. Türk devleti insanlık dışı saldırılarını çeşitli şekillerde devam ettiriyor. Bu nedenle Kobanê'de günün büyük bir bölümünde elektrikler yok.

 Halktan ve savaşçılardan güç aldık

 Ancak bir kez daha anladım ki Kobanê direnişin nefesidir. Yüzlerce güzel kahraman Kobanê’nin göğsünde yatmaktadır. Kobanê büyük direnişine tanıklık etmiş. Her sokağı, her evi insanı gururlandırmaktadır. Kobanê halkından ve savaşçılarından büyük güç aldık. O halde bir kez daha söyleyelim; sen hep varol Kobanê, isminle ve direnişinle hep yaşa.