‘Din adına yürütülen savaşlar devletlerin kirli politikalarının ürünüdür’

DİK Üyesi Ezîza Hiso, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara dikkat çekerek, “Din adı altında yürütülen savaşlar, egemen devletlerin kendi çıkarlarına ulaşmak istedikleri kirli politikaların ürünüdür” dedi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Egemen devletler, Ortadoğu ülkelerine yönelik politikalarını cihadist grupları kullanarak din adı altında yürütüyor. Mezopotamya topraklarında yaşayan tüm din ve inançların korunması, barış ve adalet içerisinde ortak yaşamın sağlanması için mücadele yürüten Demokratik İslam Kongresi (DİK) Üyesi Ezîza Hiso, yeni Suriye’nin inşasında dikkat edilmesi gereken hususları değerlendirdi.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yürütülen savaşın kirli politikaların bir sonucu olduğunu belirten Ezîza Hiso, "İnsanlığın ilk oluşum süreçlerinde, yani doğal toplumlarda din ve inançlar yoktu. Doğal toplumlarda kadınlar tanrıça olarak görülüyordu. Kadın tanrıçalar, toplumları eşitlik, adalet ve barış temelinde yönetiyordu. Sümerler dönemi ve sınıfların oluşmasından sonra ataerkil politikalar gelişti. Rojava'da DAİŞ çetelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte İslam dini kullanıldı, çünkü amaç İslam'ı karalamaktı. Hiçbir din veya inanç, katliamı, tecavüzü, talanı, soygunu, insan kaçırmayı kabul etmez. Dolayısıyla din adı altında yürütülen savaşlar, egemen devletlerin kendi çıkarlarına ulaşmak istedikleri kirli politikaların ürünüdür” ifadelerinde bulundu.

‘Din adı altında toplumlara karşı soykırım politikaları uygulanıyor’

Din adı altında yürütülen politikaların toplumlar için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Ezîza Hiso, “Şu anda İslam adına savaşlar yapılıyor, katliamlar yaşanıyor. Araplar, Aleviler, Süryaniler yüzyıllardır bu topraklarda bir arada yaşıyorlar. Ama şimdi aralarında bir savaş başlatmak istiyorlar. DAİŞ çetelerinin olduğu dönemde diğer din ve inançlar hedef alınırken, şimdi Baas rejiminin yıkılmasından sonra kutsal mekanların nasıl tahrip edildiğini, Alevilerin nasıl katledildiğini görüyoruz. Din adı altında toplumlara karşı soykırım politikaları uygulanıyor ve hakları ihlal ediliyor. O yüzden bunu Suriye açısından tehlike olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.

‘Demokratik Ulus sisteminde hiçbir din, inanç ve etnik halk ihlal edilmemiştir’

Özerk Yönetim sisteminin başarılı ve özgürlüklerin güvence altına alınmasına örnek teşkil ettiğini dile getiren Ezîza Hiso, sözlerine şöyle devam etti: “Demokratik İslam Kongresi, Kuzey ve Doğu Suriye’de var olan inançları korumak amacıyla kurulmuştur. Özgürlük olmazsa demokrasi mümkün değildir. Dolayısıyla Rojava Devrimi’yle birlikte 13 yıldır Demokratik Ulus sisteminde hiçbir inanç ve etnik halk ihlal edilmemiştir. Ama iktidarlar her zaman sistemimize saldırmaya, komşu halklara katliamlar yapmaya çalıştılar. Yeni bir Suriye kurulacaksa Özerk Yönetim sisteminden yararlanılmalıdır."

‘Yeni Suriye'nin inşasında kadınların rolü olmalıdır’

Barış, eşitlik ve adalet çağrısında bulunan Ezîza Hiso, "Yeni Suriye'nin inşasında kadınların rolü olmalıdır. Bu toprakların inşasında kadınlar öncüydü ve gelişmesinde önemli roller üstlendi. Dolayısıyla Suriye'nin inşasında onların rolü çok önemlidir. Kadınların eğitim, yönetim, liderlik ve özgürlük alanındaki hakları meşrudur. Hazreti Muhammed döneminde askeri alanda kadınlar vardı, o alan onlara açıktı. Ataerkil bilinç ve egemen güçler, dini gerçek doğasından uzaklaştırıp siyasi çıkarların gerçekleştirilmesi için kullanmışlardır. İslam'da dayanışma, eşitlik, birlik ve saygı esastır, dolayısıyla Suriye'ye dayatılan köleliğin bir daha tekrarlanmaması için kadınların özgürlüğünü ve yeni Suriye'nin inşasındaki rolünü temel görüyoruz” dedi.