Depremden sonra kadınlar derin yoksullukla baş başa bırakıldı

Depremler ardından karşılaştıkları zorlukları anlatan Elbistanlı kadınlar, sağlık ve barınma hakkına erişemediklerini söyledi. Yoksulluk nedeniyle ailelerine bakamadıklarını belirten kadınlar, kahvaltı öğününü atlıyor, öğlen ise sadece makarna tüketiyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Mereş - Elbistan ve Pazarcık merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen iki büyük depremin üzerinden iki yıl geçti. Depremin hemen ardından uzun bir süre çadır bulamayan depremzedelerin bazıları soğuktan yaşamını yitirdi.

Çadırlarda kalmaya başlayan depremzedeler, aylar sonra inşa edilen konteyner kentlerde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hak sahibi olmadıkları için deprem konutlarına da geçemeyen depremzedeler, bu kışı da konteynerlerde geçirecek.

Mereş’in Elbistan ilçesindeki depremzedeler birçok sorunla baş etmeye çalışıyor. Bu durumdan en çok etkilenen ise kadınlar oluyor. Depremzede kadınlar iki yıldır derin bir yoksullukla mücadele ediyor. 20 metrekare konteynerde kimi zaman 7, kimi zaman 5 kişilik aileleri ile yaşayan, yemek ve temizlik yapmak, çocuk bakmak gibi evin tüm yükünü omuzlayan kadınlar, ekonomik olarak rahatlamak için ev dışında çalışmak istese de, istihdam imkânı bulamıyor.

Kadınlar derin yoksullukla baş başa bırakıldı

Depremden sonra insanların göç ettiği, köylerin boşaldığı ve iş imkânlarının neredeyse yok denecek durumda olduğu ilçede, depremzede kadınlar zorlukla geçimlerini sağlıyor. Özellikle hak sahibi olmayan depremzede kadınlar kaldıkları konteyner kentten de “Boşaltılacak” gerekçesiyle çıkarılmak isteniyor.

İş bulamadıkları için sadece konteyner içinde zaman geçiren kadınlar gıda ürünlerini ise tasarruflu kullandıklarını anlatıyor. İşsizlik nedeniyle çocukları ve eşlerinin de iş bulamadığına dikkat çeken kadınlar, akşam pişireceği yemekten, çocuğunun ilaçlarını nasıl alacağına kadar her şeyi düşünüyor. Yaşanan yoksulluk nedeniyle kendi sorunları dışında bütün sorunlarla mücadele eden kadınlar, “Tok açın halinden anlamıyor” sözleriyle deprem bölgelerinde yürütülen politikalara tepki gösterdi.

‘Sorunlarımızı çözecek muhatap bulamıyoruz’

 

Depremde evi yıkılan ve konteynerde kalmaya başlayan 41 yaşındaki Emine Kaya, dört kişilik ailesine bakabilmek için mücadele ediyor. Kronik hastalıkları olan bir oğlunun sürekli sağlık sorunları yaşadığını ifade eden Emine Kaya, ilçe kaymakamlığının oğlu için verdiği bin TL ilaç parasının ise hastane yol ücretine gittiğini anlattı.

Maddi durumları nedeniyle eşiyle boşanma aşamasına geldiklerine dikkat çeken Emine Kaya, konteynerde çok fazla sorunla baş başa bırakıldıklarını ve muhatap bulamadıklarını söyledi.

Ellerine geçen parayı çocuklarının hastane masraflarına ayırdıklarını ve kendilerine bir şey kalmadığına yer veren Emine Kaya, çoğu zaman öğle yemeği ya da kahvaltıyı atlatarak günlerini geçirdiğini belirtti. Emine Kaya şunları söyledi: “Çok kötü sorunlar yaşıyoruz. Hasta bir oğlum var biz çok zor geçiniyoruz. Konteynerler çok soğuk, kalamıyoruz. Biz kimsenin umurunda değiliz. Ben bir yıldır buradayım, daha yardım görmedim. Tamamen unutulduk, ne belediye ne kaymakamlık gelmiyor. Kimse sorunlarımızı çözmüyor. Yapılan evler için de önceden para isteniyor. Benim gibi insanlar bu durumdayken TOKİ’ye nasıl yüz binler verecek? Gelip bizi dinleyen de yok. Ben sorunların çözümü için belediye başkanının yanınaa gidiyorum, bir kez de o gelip bizi bir görsün, dinlesin.”

‘Konteynerden çıkarsak sokakta kalacağız’

 

Kiralık eve geçecek imkânları olmadığı için konteynerde kaldıklarını ve oradan da çıkarılacaklarını belirten 55 yaşında ki Sufade Özdoğan ise, iki aile olarak kaldıkları konteynerin tek evleri olduğunu söyledi. Sığamadıkları konteynerden çıkarılmak istenildiklerine dikkat çeken Sufade Özdoğan, “Eğer buradan çıkarılırsak depremdeki gibi yeniden sokakta kalacağız” dedi.

Ailede kendisi gibi kimsenin iş bulamadığını söyleyen Sufade Özdoğan, “Biz iki yıldır buradayız, bizi buradan çıkaracaklarını söylüyorlar, peki buradaki kiracılar ne yapacak? Bizim bir gelirimiz yok, bu devletin bize bir çözüm bulması lazım. Yerimiz olsa kimse bir dakika bu zorluk içerisinde kalmaz. Burada konteyneri su basıyor sürekli. Tok açın halinden hiç anlamaz. ‘Hak sahibi değilsiniz’ diyerek bize ev ve iş vermiyorlar” ifadelerini kullandı.

Depremden sonra bir süre sokakta kaldığını hatırlatan Sufade Özdoğan, kadınlar olarak yoksulluğu derinden hissettiklerini dile getirdi.

Kahvaltı yok, her öğlen makarna

Depremden sonra kiraya çıkacak imkân bulamadıklarını anlatan Çiğdem Kartal, işsizlik ve yoksulluk nedeniyle çocuklarını hastaneye götüremediğini söyledi. Her yağmurda konteynerin çamur içinde kaldığını ve duş alacak bir alanlarının dahi olmadığını belirten Çiğdem Kartal, öğle yemelerinin makarnadan ibaret olduğunu ve çoğu zaman kahvaltı yapamadıklarına dikkat çekti.

‘Yiyecek ekmeğe muhtacız, perişan haldeyiz’

İş aradığını ancak ilçede kadınların iş bulamadığını söyleyen Çiğdem Kartal, iş bulana kadar konteynerde kalmak zorunda olduğunu ifade etti.

“Bir konteyner verip, bizi unuttular” diyen Çiğdem Kartal, eşinin çalışmadığını ve yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula gönderemediğini belirtti. Çiğdem Kartal, yaşadığı sorunları şöyle sıraladı: “Dört çocuğum var. Servis parası istedikleri için benim çocuklarım okula gidemiyor. Çok perişanız ve yoksulluk içindeyiz. Yiyecek ekmeğe muhtacız. 6 Şubat’tan bu yana aynı şeyleri yaşıyoruz. Burada çöplüğün içinde yaşıyoruz eğer ev bulsak dahi taşınamayız çünkü kira verecek durumumuz dahi yok. Cenazemiz oluyor ama mazot bulamıyoruz diye cenazeye gidemiyoruz. İki yıldır yoksulluk ile mücadele ediyoruz.”