MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Türkiye ve ona bağlı çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına tepkiler sürerken, saldırı sonrası özellikle kadın ve çocukların yaşadıkları ve işgalci çetelerin işlediği savaş suçlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Çetelerin hem sivil hem de savaşçı kadınları rehin alması görüntüleri basına yansırken, esir alınan birçok kadının tecavüze uğradığı da gelen bilgiler arasında. Saldırılara karşı kadın örgütlerinden de tepkiler yükseldi. Kadınlar, bir kadın devrimi olan Rojava Devrimi’nin bu saldırlar ile hedef alındığını belirterek, uluslararası kurumları insanlık suçlarına karşı duyarlı olmaya çağırdı.

Öte yandan Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin açıklama yapan QSD Genel Komutanlığı, Suriye'de yeni bir askeri ve siyasi sürecin ortaya çıktığını ve çözüm noktasında hazır olduklarını açıkladı. Komutanlık, HTŞ ile savaşmanın gündemlerinde olmadığını ancak olası tüm saldırılara karşı halkı koruyacaklarını belirtti. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DAİŞ zihniyeti taşıyan bu çetelerin halkları hedef aldığını dile getirdi.

Uluslararası kadın ve insan hakları kuruluşlarına çağrı yapan Halide Türkoğlu, bu insanlık krizini çözmek için harekete geçmeleri gerektiğini söyledi. Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) sivil alanlara dönük devam eden saldırısında kadınların ve çocukların büyük mağduriyet yaşadığını belirten Halide Türkoğlu, DAİŞ’in Ezidileri katlederek Şengal’de hayata geçirmek istediği politikanın bugün HTŞ eliyle hayata geçirilmek istendiğine dikkat çekti.

DEM Parti Kadın Meclisi olarak bölgede barışın hakim olması için birçok kuruluşla temas halinde olduklarını ifade ederken Halide Türkoğlu, sivil halkın, Rojava Devrimi ve kadın kazanımlarının korunması için mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.

‘Bir zihniyete karşı mücadele ediliyor’

Verilen mücadelenin aynı zamanda bir zihniyete karşı verildiğini söyleyen Halide Türkoğlu, “DEM Parti Kadın Meclisi olarak savaş karşıtı bir yerden sözümüzü kuruyoruz. Ortadoğu’da ulus devletlerin oluşturmaya çalıştığı emperyalist paylaşıma karşı mücadelede her zaman sözümüzü kurduk. Verilen mücadele aynı zamanda bir zihniyete karşı veriliyor. Bugün savaşı besleyen zihniyet nasıl ki özgürlük, demokrasi inkârı üzerinden kendisini var ediyorsa, bu zihniyet ile Suriye cihatçı çetelerin saldırısı söz konusu. Burada kendilerini rejim karşıtı göstermeye çalışsalar da orada halklara ve kadınlara yönelik bir savaş söz konusu” dedi.

‘Devrim korkusuyla savaşı derinleştiriyorlar’

Rojava Devrimi’nin işgalci güçleri rahatsız ettiğini vurgulayan Halide Türkoğlu, bu nedenle soykırım politikasını büyütmeyi hedeflediklerini kaydetti. Halide Türkoğlu, “Hem Kürt halkının statü meselesinden hem de devrime karşı bir korku söz konusu. O yüzden şiddeti artırıp, savaş politikalarını derinleştiriyorlar. Bugün medyada yansıyan işkence görüntüleri, insanların kendi yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalması, bu savaşın önümüzdeki günlerde daha da derinleşeceğini bize gösteriyor” diye belirtti.

Suriye’deki saldırı ve işgal politikalarına karşı ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların ses çıkarması gerektiğini söyleyen Halide Türkoğlu, “Günlerdir sahada savaş karşıtlığında buluşma çağrısında bulunuyoruz. Bu savaşı sürdüren çeteleri destekleyen bütün ulus devletlerin teşhir edilmesi gerekiyor. Ancak halkların da savaşa karşı dayanışması, güçlendirmesi gerekiyor” dedi.

‘Kadınlar çetelerin hedefinde’

Savaşların mağduru olan kadınların yaşadıkları trajediye karşı dünya kadınlarının ses çıkarması gerektiğini vurgulayan Halide Türkoğlu, “Bu cihadist çetelerde DAİŞ mantalitesi var. Kendilerini ne kadar DAİŞ olarak ifade etmeseler de pratiklerinde ve söylemlerinde bunu hayata geçiriyorlar. Cihadist olmak aynı zamanda işgal ve rehine politikasını hayata geçirmek demektir. DAİŞ Şengal’de ne yapmak istediyse bugün de çeteler aynı şeyi yapmak istiyor. Ve hedeflerinde kadınlar var. Korkuyu da bu şekilde yaymak istiyorlar. Bu noktada bütün kadın kurumlarının ve inanç kimliklerinin devreye girmesi gerekiyor.  Bölgede kalıcı bir barış ve müzakere rolünün hayata geçmesi gerekiyor. Bir iktidar ve paylaşım söz konusu, bu paylaşımda haklar hedefte. Bu noktada herkesin çağrılarını büyütmesi ve mücadele etmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

‘Kazanımları korumak hepimizin sorumluluğunda’

Halide Türkoğlu konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Rojava kadın Devrimi’ni korumak hepimizin sorumluluğunda olan bir şey. DEM Parti Kadın Meclisi de kendi fikriyatını bunun üzerinden inşa ediyor. Sahada daha çok örgütlenme çalışması yapacağız. Bu kaos insanlığa karşı suçların da en yoğun yaşandığı bir dönemi beraberinde getiriyor. Eşitlik için mücadele yürütenler bu mücadelede yer almalı. Savaşı ancak bu şekilde durdurabiliriz.”