Cumartesi Anneleri 1017’nci haftada Galatasaray Meydanı’ndaydı
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1017’nci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’ndaydı ve Hüseyin Morsümbül için adalet istedi.
İstanbul- Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için 1017’nci kez Galatasaray Meydanı’ndaydı. Bu haftaki eylemde, gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül için bir araya gelindi.
Açıklama Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak tarafında yapıldı. Konuşmasına “Fatma Morsümbül’ün bıraktığı yerden soruyoruz: 44 yıl önce gözaltına alınan Hüseyin Morsümbül nerede?” sorusuyla başlayan Maside Ocak, dayatılan unutma ve susma kültürünü aşabilmek için adaletsizlikleri hatırlamak zorunda olduklarını ifade etti.
‘Hüseyin’den bir daha haber alınamadı’
Maside Ocak, açıklamaya şöyle devam etti:
“Hüseyin Morsümbül dosyasını bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından, 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi, Yüzbaşı Durmuş Kıvrak komutasındaki askerler ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alınarak Bingöl Alay Komutanlığı’na götürüldü.
Ertesi gün, Hüseyin eve dönmeyince anne Fatma Morsümbül Alay Komutanlığı’na gitti. Kendisine ‘Oğlun burada ama görüşemezsin’ denildi. Bunun üzerine Fatma Morsümbül, oğluna verilmek üzere yanında getirdiği yiyecekleri görevlilere teslim etti. Aile, bir sonraki gün tekrar Hüseyin’e yiyecek götürdü ancak bu sefer ‘Bizde yok’ cevabı verildi. Aile arayışına devam edince Hüseyin’in, yüksek güvenlik önlemleriyle korunan alaydan kaçtığı söylendi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı. Oğullarını arayan ailenin evleri tekrar askerler ve polisler tarafından basıldı. Bu sefer baba Hanefi Morsümbül gözaltına alındı ve ağır işkencelere maruz kaldı.”
4 yıl sonra gelen itiraf
Maside Ocak, olaydan 4 yıl kadar sonra, Hüseyin Morsümbül’ün alayda gözaltında tutulduğu sırada asker olan birinin vicdan azabı çekerek, “Oğlunuzu işkencede öldürüp, bir battaniye içinde alaydan çıkararak Murat Çayı’na attılar” dediğini hatırlattı ve “Fatma Morsümbül, 1995 yılında Cumartesi Anneleri’ni televizyonda gördü. Elinde Hüseyin’in fotoğrafı ile Galatasaray’a geldi ve ölünceye dek Cumartesi Anneleri’nin bir parçası oldu. Aile, İnsan Hakları Derneği avukatları aracılığıyla yeniden girişimlerde bulundu. Bu girişimler sonucunda, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı 2011 yılında yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönemde alayda görevli olan dokuz personelin isimleri, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı. Soruşturma kapsamında, dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Coşkun Kıvrak, savcıya verdiği ifadesinde, olay tarihinde izinli olduğunu ve izin dönüşü masasında isimsiz bir ihbar mektubu bulduğunu söyledi. Bu mektupta, Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldüğü, ardından Alay Komutanı Beşir Akın ve astsubaylar tarafından bir arabaya konularak götürüldüğü yazıyordu” şeklinde konuştu.
‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Maside Ocak son olarak, “Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı derinleştirmek yerine, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesiyle ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. İnsan Hakları Derneği avukatlarının 20 Kasım 2015 tarihinde bu karara karşı Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itiraz da 11 Kasım 2016 tarihinde reddedildi. 1017’nci haftamızda bir kez daha Hüseyin Morsümbül için adalet talep ediyoruz. Hüseyin’in akıbeti karanlıkta bırakıldığı sürece bu dosyada zamanaşımı uygulanamaz. Yargı makamlarının, Hüseyin Morsümbül dosyasında maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama yükümlülüğü devam etmektedir. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Açıklamanın ardından abluka altındaki meydana karanfiller bırakıldı.