Cinsiyet eşitliği için verilen bir mücadele öyküsü

Tia Qaidbih, ülkesinde CEDAW Sözleşmesi ile birlikte yasal düzenlemeler yapılması için mücadele eden isimlerden biri. Özgün çalışmalarıyla kadınlara ve yasa koyuculara mesajlarını ileten Tia Qaidbih, cinsiyet eşitliğinin sağlanması için her yolu deniyor.

SUZAN EBU SAİD

Beyrut- Eski veya kullanılmayan CD’leri sanatsal tablolara dönüştürmek hem çevre dostu hem de estetik açıdan yaratıcı bir geri dönüşüm fikri. Bu yaklaşımıyla çevre ödülüne layık görülen Tia Qaidbih, bir grup kadın aktivistle birlikte CEDAW Sözleşmesi için yeni bir isteğe bağlı protokol geliştirme çalışmasına katılarak çevre faaliyetlerini feminist çevre faaliyetleriyle kesiştirerek sürdürüyor.

Peş peşe gelen başarı

Tia Qaidbih, Fairylistiic Initiative tarafından 2024'ün en iyi üç Lübnanlı Yeşil Girişimcisi’nden biri olarak tanındı.  "Bir Günün Elçisi" yarışmasında finalist oldu ve şu anda Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı alanında lisans eğitimi alıyor. Tia Qaidbih, 6 kıtadan gelen ve yaşı 35'i aşmayan aktivistlerden oluşan Yükselen Liderler Konseyi üyelerinin 6 makalesi arasında yer alan ve geçen yılın sonunda yayınlanan makalesini "Daha Güçlü Yasalar- İsteğe Bağlı Bir Protokol Lübnan'da Kadınları Nasıl Daha İyi Koruyabilir" başlığıyla sundu.

Makalelerde, küresel hesap verebilirliği artırmak amacıyla Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine İlişkin CEDAW Sözleşmesi'ne sunulan yeni bir isteğe bağlı protokol yer alıyordu. Bu protokol, geçen yıl Kasım ayının yirmi beşinde faaliyetlerine başlayan cinsiyete dayalı şiddete karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyası kapsamında, "Her Kadın Örgütü’nün” kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin sona erdirilmesine yönelik çalışmasının bir parçasıydı.

‘Kadınlar şiddete karşı sessiz kalıyor’

Aile içi şiddetin dünya çapında manşetlerde yer aldığını, ancak Lübnan’da yaşanan aile içi şiddetin çok yansıtılmadığını belirten Tia Qaidbih, "Ülkemin sunduğu sıcak misafirperverliğin ve kültürün arkasında birçok kadının sessizce katlanmak zorunda kaldığı daha karanlık bir gerçeklik yatıyor” dedi. Lübnan’da son 20 yılda kadın haklarıyla ilgili kimi yasal ilerlemelerin olduğunu belirten Tia Qaidbih, ancak yasal hakların metinlerle sınırlı kaldığını ifade etti. Tia Qaidbih, “Rula Yaqoub, 2013 yılında kızlarının gözü önünde evli olduğu erkek tarafından vahşice katledildi. Birçok davada olduğu gibi bu davada da adalet gecikti. Adalet sistemi fail erkeğin mahkûmiyetini açıklaması neredeyse 10 yıl sürdü ve sadece 5 yıl hapis cezası verildi” diye kaydetti. 

‘Yasal bir çerçeve sunmak istiyorum’

Bu yılın başlarında yasal boşlukları kapatmayı amaçlayan yeni bir yasa teklifinde bulunulduğunu belirten Tia Qaidbih, sözlerine şöyle devam etti:

“Yeni yasa tasarısının ana yönlerinden biri aile içi şiddet vakalarını daha etkili ve daha büyük bir hassasiyetle ele alacak uzmanlaşmış mahkemelerin kurulmasıdır. Aynı zamanda kolluk kuvvetleri ve yargı görevlileri için kapsamlı bir eğitimi ve bu davaları uygun şekilde yönetmek için iyi hazırlanmalarının sağlanmasını gerektirir. Böylesine kapsamlı bir yasanın çıkarılması, kadın hakları savunucularının çabalarını yansıtan önemli bir adım. Ancak ataerkil yasalar, siyasi ve adli işlere dinin müdahalesi göz önüne alındığında, bu yasanın korunmasını zayıflatacak temel değişiklikler olmadan yasalaşması pek olası değil. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek için Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi kapsamında yeni bir isteğe bağlı protokol çağrısına tam olarak bu nedenle katıldım. STK'lere ve benim gibi aktivistlere yasal bir çerçeve sunmak istiyorum.”

‘Liderlere baskı uygulanabilir’

Tia Qaidbih, Lübnan'ın Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ni imzalaması ve onaylamasıyla ilgili olarak, "Zamanı geldiğinde kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek için yeni bir isteğe bağlı protokolü imzalayıp onaylayacağı konusunda iyimserim. Eğer bunu yaparsa uluslararası hukuk uyarınca ayrımcı yasaları kaldırmak ve bunların yerine kadınların güvenlik ve adalet haklarını destekleyen yasal kurallar koymak zorunda kalacak. Lübnanlı liderlere güçlü bir yasa çıkarmaları konusunda baskı uygulayabilir. Bağlayıcı uluslararası mekanizmalar, küresel standartlar oluşturmaktadır ve bu sadece Lübnan için değil, tüm dünya için de gereklidir” diye belirtti.

Arap ülkelerinde kadınların yasal olarak yaşadıkları adaletsizliklere dikkat çeken Tia Qaidbih, “Örneğin Irak’ta evlendirme yaşı 9 yıla indirilirken, Libya’da ise kadın ve kız çocuklarına başörtüsü takmaları zorunlu kılındı ve ayrıca yanlarında erkek olmadan seyahat etmeleri yasaklandı. Afganistan örneğinde de kadınlar Taliban baskısı altında zor bir yaşam sürüyor. Afganistan’da kadınlar yaşamın her alanından uzaklaştırıldı.  CEDAW Sözleşmesi tüm ülkelere baskı uygulayarak onları küresel standartlara uymaya zorluyor” dedi.

‘Çalışmaları ile mesaj veriyor’

Projelerinin amacının tüm alanlarda ve özellikle politik alanlarda cinsiyet eşitliğine ulaşmak olduğunu belirten Tia Qaidbih, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeni hükümette 5 kadın var, yani toplam bakan sayısının yüzde 21'i. Parlamentoda kadın sayısını artırmayı hedefliyoruz. Hazırladığımız taslakla kadın ve erkekler arasında eşitliği garanti eden daha iyi bir yüzdeye ulaşmak için parlamentoya sunmaya çalışıyoruz. Aile içi şiddet vakalarıyla hassas ve etkili bir şekilde başa çıkmak için özel mahkemeler kurulmalı ve ilgili yetkililerin bu davalarla başa çıkabilmeleri için eğitim görmeleri gerekiyor. Bu girişimin yanı sıra CD'leri sanat eserlerine dönüştürüyorum. CD’leri sanat eserine dönüştürerek kadınlara yönelik toplumsal farkındalık yaratıyor ve sosyal mesajlar veriyorum.”