Cezayir’de kadınlar ayrımcı atasözlerini dönüştürüyor
Kadınları küçümseyen atasözleri uzun yıllar ataerkil zihniyeti pekiştirdi. Ancak Cezayirli kadınlar, bu kalıpları kırarak toplumsal hafızada yeni bir dil inşa ediyor.

RABİA HURAYS
Cezayir – Kadının değerini küçümseyen Cezayir atasözleri, kadınların maruz kaldığı ayrımcılığın ve acıların doğrudan nedeni sayılıyor. Kadınlar, bu köklü zihniyetle mücadele ederek onu ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Her ne kadar atasözleri kültürleri şekillendirme, inançları pekiştirme açısından toplumlarda büyük bir rol oynasa da, bunların önemli bir bölümü erkek egemen zihniyeti güçlendirmekte ve “kadının erkeğe göre daha değersiz olduğu” düşüncesini topluma aşılamaktadır.
‘Atasözleri kadının rolüne göre şekilleniyor’
Toplum arasında dolaşan ve ayrımcılığı pekiştiren bu yönde birçok örnek var. Antropoloji uzmanı Malika Hayoun Mahdi, toplumda sıkça karşılaşılan bu durumla ilgili olarak “Bu atasözlerinde farklı çelişkiler ve karşıtlıklar var. Kadın annelik rolüyle övülürken, bu sınırları aşmaya çalıştığında değersizleştiriliyor ve hatta şiddete maruz bırakılıyor. Atasözleri, kadının konumuna ve üstlendiği role göre şekillenmiş” dedi.
Malika Hayoun Mahdi, boşanmış kadınlara dair de örneklerin olduğunu ifade ederek “Dul kadının eti kokmuştur' sözü, kadını ikinci plana atan, cinsiyetçi bir söz. Boşanmış kadının bedeninin değersiz olduğunu ima ediyor” şeklinde konuştu. Malika Hayoun Mahdi, araştırmalarına dayanarak Cezayir toplumunun ataerkil bir yapıya sahip olduğunu, bu yüzden kadının ikinci planda kaldığını dile getirirken kadınların, krizlerin yönetiminde ve doğru karar vermede öne çıkarak bu algıyı kırdığını da vurguladı.
‘Zamanla değişim oldu’
Kadınların bu duruma karşı boş durmadığını ve olumsuz atasözleri ve önyargıları kırmaya çalıştıklarını anlatan Malika Hayoun Mahdi, zamanla atasözlerinin anlamlarında değişim olduğunu ifade etti. Malika Hayoun Mahdi, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Geçmişte atasözleri daha çok toplumdaki geleneksel kalıpları yansıtıyordu. Fakat kadın özgürleştikçe ve kamusal alanda yeni roller üstlendikçe atasözleri de değişti. Özellikle büyük şehirlerde, iç bölgelere ve güney bölgelerine kıyasla daha fazla değişim görüldü.”
Antropoloji uzmanı Malika Hayoun Mahdi, sözlerini şöyle noktaladı: “Evet, atasözleri kültürel mirasımızın bir parçası. Ancak toplumumuzu olumsuz etkileyebilecek yanlarını da göz önünde bulundurmamız gerekir.”