Cezayir’de çocuklara yönelik suçlar artıyor

Cezayir’de kadına yönelik şiddet ile birlikte çocuklara yönelik suçlarda da giderek artış yaşanıyor. Artan suçlar güçlü yasaların uygulanmasını ve toplumun birlikte hareket etmesini zorunlu kılıyor.

RABİA HURAYS

Cezayir- Cezayir’de son dönemde çocuklara yönelik suç vakalarının artması, çocukların güvenliği konusunda toplumsal bir endişeye yol açıyor. Uzmanlar, bu durumun sadece bireysel suçlarla değil, aynı zamanda yasal ve toplumsal eksikliklerle de bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor.

Cezayir halkı geçtiğimiz günlerde Konstantin vilayetinde bir ormanda küçük bir çocuğun katledilmesini konuşuyor. Bu katliamın hemen ardından Şelf vilayetinde 17 yaşındaki başka bir çocuğun kaybolması şiddete maruz bırakılan çocukların tablosuna eklenen yeni bir vaka olarak kaydedildi.

Cezayir’de 2000’li yılların başından bu yana veriler şiddet vakalarının arttığını gösteriyor. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları en fazla kaçırma vakasının 2016 yılında yaşandığını 200’den fazla kaçırılmanın olduğunu belgeliyor. Bu vakaların 8’i ise cinayetle sonuçlandı. Cezayir Çocuk Hakları Savunma Ağı'na göre 2019 yılında 220, 2020 yılında 13 kaçırılma vakası kayıt altına alındı. Bugün, bu suçların gerçek nedenleri ve onları engelleme yolları hakkındaki sorular hâlâ toplumun gündemini meşgul ediyor.

Cezayir Adli Tıp ve Suç Bilimleri Enstitüsü tarafından 2015 yılında yayımlanan verilere göre, çocuk kaçırma vakalarının yüzde 52’si, failin ve çocuğun ailesinin arasında kişisel anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor. Çoğu zaman suç, intikam amacıyla işleniyor. Ayrıca, organize suç şebekeleri, çocuk kaçırma vakalarının yüzde 29’unu gerçekleştirerek fidye talep ediyor. Cinsel saldırı ile işlenen suçların oranı ise yüzde 12 olarak açıklanıyor. Organ ticareti ise yüzde 5'lik bir paya sahip. Geride kalan yüzde 2’lik vakaların ise nedeni henüz bilinmiyor.

Kaçırılma nedenleri

"Bir suçlu, suçunu işlerken psikolojik bozukluklar ya da içsel bir dürtüyle mi hareket eder?" sorusuyla konuşmasına başlayan Psikolog Linda Glimi, bu soruya şu cevabı veriyor:

“Kesinlikle, suçların birçok farklı motivasyonu ve amacı vardır. Bunlardan biri, intikam alma isteğidir. Çoğu zaman suçlular, kişisel anlaşmazlıkları çözmek amacıyla kaçırma eylemini gerçekleştirirler, yani çocuğun ailesiyle olan anlaşmazlıklar yüzünden bu suçlar işlenir."

İkinci sırada ise, kaçırmanın para amacıyla ya da çocuğun organlarını ticaret için almak amacıyla yapılması yer alıyor. Linda Glimi, "Bu durum, Cezayir toplumunda oldukça yaygın olmasa da son zamanlarda artmaya başladı" diyor ve ekliyor: "Çocukların organları, bazı sihirbazlar ve büyücüler tarafından, sihirli ritüeller ve büyü amacıyla kullanılmak üzere kaçırılmaktadır."

Psikolojik nedenler

Faillerin kişisel psikolojik durumlarının da önemli bir faktör olduğunu anlatan Linda Glimi, "Bazı suçlular psikolojik olarak bozulmuş bireylerdir. Yaptıkları suçların kökeninde, zorlu bir çocukluk ve duygusal eksiklikler bulunur. Ailelerinden sevgi ve ilgi görmeyen, cinsel ya da fiziksel şiddete uğramış bireyler, zamanla içsel sorunlar yaşar ve suç işlemenin kendilerine bir güç gösterisi olduğunu düşünürler" diyor.

Diğer bir yaygın neden ise, Cezayir toplumunda giderek daha fazla görülen çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları. Linda Glimi, "Yapılan bazı araştırmalara göre, son yıllarda bu tür suçlar giderek yayılmaya başladı. Cinsel tacizle başlayan süreç, tecavüz ve sonrasında cinayetle son buluyor" şeklinde konuşuyor.

‘Değişim eğitimle başlayabilir’

Var olan tablonun nasıl değişebileceğine ilişkin ise Linda Glimi, şunları söylüyor:

"Plan, çocukları bilinçlendirmekle başlamalıdır. Örneğin, cinsel eğitim üzerinde durulmalı ve çocuklara kendi bedenlerinin özel olduğunu ve kimsenin buna dokunamayacağını öğretmeliyiz. Ayrıca, faillerin çoğu genellikle aile üyelerinden ya da yakın çevreden çıkar, bu yüzden çocuğun çevresindeki insanlarla, özellikle ailede, okulda ve anaokulunda kimlerle iletişimde olması gerektiği konusunda netlik sağlanmalıdır."

Bunun dışında, aileler ile çocuklar arasında güven ve diyalog oluşturulmasının önemine değinen Linda Glimi “Çocuklarınızla günlük yaşantılarından, arkadaşlarından ve gittiği yerlerden bahsetmeleri için bir ortam yaratın. Ayrıca toplumda bir bilinçlendirme kampanyası başlatılmalı, bu kampanya hem ebeveynleri hem de öğretmenleri kapsamalıdır. Çünkü öğretmenler de çocukların eğitiminde kritik bir rol oynamaktadırlar" şeklinde konuşuyor.