Cezaevlerindeki açlık grevi sürüyor: Çözüm odaklı adımların atılması gerek!

Türkiye ve Kürdistan’da 104 cezaevinde devam eden açlık grevlerine dair konuşan DBP PM üyesi kadınlar, tutukluların talebinin bütün toplumun talebi olduğunun altını çizerek, tecridin bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade etti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Türkiye ve Kürdistan’da siyasi tutukluların 27 Kasım günü, 104 cezaevinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi ilk haftasını geride bıraktı. Birçok cezaevinde 15 günlüğüne dönüşümlü greve başlayan tutuklular bu eylemlerini 15 Şubat’a kadar sürdürecek. Aileler tecrit politikalarının son bulmasını isteyerek, tutukluların eylemlerini sahiplendiklerini belirtti ve grevin sona ermesi için görüşmelerin bir an önce sağlanması çağrısında bulundu.

Aileleri ile yaptıkları telefon görüşmelerinde eylemlerinin amacını anlatan ve halktan destek talep eden tutuklular, talepleri karşılanmayana kadar eylemlerini sonlandırmayacaklarını belirtiyor. Konuya dair görüştüğümüz Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) PM üyesi kadınlar, sürecin daha kötüye gitmeden gerekli adımların atılması gerektiğini ifade etti. Tutuklulara dışarıda yapacakları eylem ve etkinliklerle ses olacaklarını belirten kadınlar, hükümete tecridin kaldırılması noktasında yaptıkları çağrılarını yeniledi.

‘Talepleri bütün toplumun talebi’

Tecritle toplumun kaos ve savaş politikaları içinde nefes alamaz hale geldiğini belirten DBP PM Üyesi Yasemin Üçer, cezaevlerinin bu kaos karşısında çözüm için adım attığını ifade etti. Bu sorumluluğun dışarıda da alınması gerektiğini hatırlatan Yasemin Üçer, bütün muhalefet partileri ve insan hakları savunucularının sessiz kalmaması gerektiğini vurguladı.  Yasemin Üçer konuşmasının devamında şunlara yer verdi:

“Başlatılan açlık grevi ülkenin yönetim sistemi ve adaletsizliğine karşı bir isyandır. Hem cezaevlerinde hem de İmralı’da ağır bir tecrit politikası uygulanıyor. Bu politika son süreçte en yoğun şekilde uygulanıyor. Bu sürecin sorumluluğunu cezaevleri aldı, ancak bizler de genel anlamıyla bu tıkanmışlıkların sonunu getirebiliriz. Bu dönemde tecrit sona ermez ve sürecin içinden çıkılmazsa eskiden olduğu gibi tarih yeniden tekerrür edecek. Devlet mekanizmalarının, muhalefet ve toplumsal kitle örgütlerinin acil bir çözüm arayışına girmesi gerekiyor. Tutukluların talepleri insanidir. Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor.”

‘Çözüm adımlarının atılması gerekiyor’

Tutukluların talebinin bugün bütün toplumun talebi olduğunu belirten Yasemin Üçer, “Bizler tecridin kaldırılması gerektiğini her dönem alanlarda dile getiriyoruz. Halklar arasındaki kin, öfke ve asimilasyon politikalarının bir an önce sonlandırılacak adımların atılması gerek. Cezaevlerindeki hasta ve siyasi tutukluların tahliye edilmesi, çözüm için hızlıca gerekli uygulamaların yapılması elzemdir. Tutukluların talebi bugün bütün toplumun talebidir. Bu talebi bizler her zaman dile getiriyoruz. Ortadoğu coğrafyasında barışı ve çözümü hedefliyorsak bunların ilk adımı tecrit politikalarının son bulması ile olur” dedi.

‘Tecrit kalkmadan atılan adımlar çözüm getirmez’

Son olarak halka dayanışma ve mücadele çağrısında bulunan Yasemin Üçer, “Tutukluların taleplerinin yerine getirilmesi ve grevin son bulması için her türlü çalışmayı sürdüreceğiz. Süreci halkla birlikte götüreceğiz. İmralı’daki tecrit bitmediği sürece devletin atacağı adımlar çözümü getiremez. Bu adımlar ancak tecridi daha da tırmandırır ve kaosu beraberinde getirir. Bizler çözüm ve barışın topluma nasıl etki ettiğini geçtiğimiz yıllarda gördük. Barışın inşası için çalışmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Eşit ve özgür yaşam için tecrit kalkmalı’

DBP PM üyesi Güvercin Aras, devam eden tecrit politikasına tepki gösterdi. Güvercin Aras, “Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağır bir tecrit var. Aylardır ne avukatları ne de ailesi ile bir görüşme sağlanamıyor. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak Kürt kadınları olarak en büyük hedefimizdir. Bu tecrit topluma kaos ve savaş dışında bir şey getirmiyor. Halkların eşit ve özgür bir şekilde yaşam sürmesi için İmralı’nın kapıları açılmalıdır” sözleri ile tecridin kaldırılması noktasında sorumlulara çağrıda bulundu.

 ‘Öncü rolü oynamamız gerekiyor’

Cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerine her alanda destek vereceklerini belirten ve bunun için önlerine bir çalışma koyduklarını aktaran Güvercin Aras şunları söyledi: “Şu anda cezaevlerinde devam eden bir açlık grevi var. Bizlerin bu süreç karşısında sessiz kalmayıp dışarıdan içeriye ses vermemiz gerekiyor. Bizler bu açlık grevini sahipleniyoruz. Bütün gücümüzle de tutukluların sesi olmak için sahada olacağız. Halkımızda bu sürece destek vermeli. Bütün zorlu koşullara ve süreçlere rağmen cezaevlerindeki tutsaklar bu sorumluluğu aldı. Bizlerin daha iyi bir koşuldayken tutuklularımızı yalnızı bırakmamamız gerekiyor. Bu süreçte en önce olmamız ve kadınlar olarak öncü rolü oynamamız gerekiyor. Bu açlık grevini sonlandırmak bizim elimizde. Bizlerin de bunun için çalışması, mücadeleyi daha da büyütmesi gerekiyor.”