Cezaevlerinde ihlaller sistematikleşti: Yeterli yemek ve temiz su verilmiyor
Cezaevlerinde giderek artan ihlallerin sistematik bir hale geldiğine dikkat çeken TUAY-DER Eşbaşkanı Yeter Erel Tuma, “İhlaller işkence boyutuna vardı” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Diyarbakır Barosu, İHD, ÖHD ve TUAY-DER tarafından 5 bölge cezaevi için hazırlanan raporun sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Erzingan, Erzirom, Amed, Meletî ve Xarpêt cezaevlerinde çok sayıda tutuklu ile yapılan görüşmede ortaya çıkan ihlaller cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluğu net bir şekilde gösteriyor. Özellikle kadın tutsakların yaşadığı sorunlar çözümsüz bırakılırken, kadın tutsaklara cezaevi giriş- çıkışlarında çıplak arama dayatıldığı öğrenildi. Hastane sevklerinin yapılmadığı, odaların çok sık arandığı ve çift kelepçe uygulamasının devreye konulduğu cezaevlerinde tutsaklara temiz su ve yeterli yemek de verilmediği aktarıldı.
Kadın cezaevlerinde işkence sistematik hale geldi!
Raporda cezaevlerinde yaşanan ihlallere tek tek yer verilirken, özellikle tüm cezaevlerinde kadın tutsakların yaşadığı sorunların benzer olduğu görülüyor. Amed, Erzirom ve Erzingan kadın cezaevlerinde tutsakların yaşadıkları sorunları dile getirdiğinde disiplin cezası aldığı, yine tutsaklara gönderilen kitap ve kırtasiye ürünlerine de el konulduğu belirtiliyor. Erzingan Kadın Cezaevi’nde Türkçe bilmeyen bir tutsağa, “Neden Türkçe bilmiyorsun? Neden öğrenmedin?” sorusunun sorulduğu öğrenilirken, Amed Kadın Cezaevi’nde ise tutukluların gönderdiği ya da kendilerine gelen mektupların çoğunun sansürlendiği kaydedildi.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Yeter Erel Tuma, ihlallerle ilgili olarak hukuki yolların sonuçsuz bırakıldığını belirterek, ihlallerin sadece tutuklulara yönelik olmadığına tutuklu yakınlarına da uygulandığına dikkat çekti.
‘Tutsaklara yeterli yemek ve temiz su verilmiyor’
Hem kadın hem de diğer cezaevlerinde tutukluların her anlamda yaşam hakkı ihlaline maruz bırakıldığını aktaran Yeter Erel Tuma, “Amed Cezaevi’nde tutsaklar hastaneye gidip gelirken çıplak aramaya maruz bırakılıyor. Yine tutsakların koğuşları haftada iki defa hukuksuz bir şekilde aranıyor ve hiçbir gerekçe sunulmadan tutsakların eşyalarına el konuluyor. Tutsaklara temiz su verilmiyor yine koğuşlara çok az yemek verildiğini de öğrendik. Verilen yemekler de maalesef temiz değil. Erzincan’da da kadın tutsaklar usulsüz arama dayatmasını kabul etmedikleri için 6 ay hastaneye gidemedi. Hem yeme hem içme hem hastaneye gitme hem de sosyal alan noktasında ciddi ihlaller yaşanıyor. Notlara baktığımızda bu ihlallerin diğer cezaevlerinden farklı olmadığını da görüyoruz” dedi.
‘Mektuplar sansürlenip tutsaklara veriliyor’
İhlallerin tecrit boyutuna vardığını söyleyen Yeter Erel Tuma, “Baktığımızda Kürtçe mektuplar aylarca bekletiliyor ya da verilmiyor. Yine tutsaklara gelen mektuplar sansürleniyor. Tutsakların hiçbir noktada nefes almasını istemiyorlar. Hastaneye gitmek istediğinde gidemiyor yine yaşanan aramalarda kadınların cımbızları dahi alınıyor. Bu bahsi geçen ihlaller artık bir işkence boyutuna varmış durumda. Özellikle hasta tutsaklar ile ilgili idarenin ve idari personelinin çok insanlık dışı yaklaşımları var. Tutsakların tedavi olmaları keyfi olarak engelleniyor. Yine tutsakların infazları hala basit ve keyfi gerekçelerle engelleniyor” dedi.
Tutuklu ailelerinin de aynı şekilde ihlallere maruz bırakıldığını belirten Yeter Erel Tuma, yaşananların duyulmaması için tutuklu ailelerinin yapmak istediği eylemlerin de engellendiğine dikkat çekti. Özellikle siyasi tutukluların maruz kaldığı ihlallerin sona ermesi ve hukuksuz süreç karşısında Adalet Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerektiğini belirten Yeter Erel Tuma, “Ailelerin de tutsakların da öncelikli talebi bu hukuksuzlukların sona ermesidir” dedi.
‘Halk üç maymunu oynasın istiyorlar’
Yeter Erel Tuma, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Tutsak ailelerinden bizlere gelen bilgilerde en çok şikâyetin idarenin hem aileler hem de tutsaklar üzerinde yürüttüğü kötü muamele ve hakaret olduğunu söyleyebiliriz. Fiziksel şiddet de yine yaşanan ihlaller arasında. Verilen yemeklerden dolayı son süreçte çok sayıda cezaevinde zehirlenme vakası da geldi. Bunun yanı sıra tutsakların hiçbir talebi kabul edilmiyor. Hasta tutsakların yaptıkları hastane ve revir başvurusu erteleniyor yine cezaevi sevk talepleri ise hiçbir şekilde işleme alınmıyor. Dernek olarak biz haftalarca cezaevleri önünde eylemde bulunduk. Hem tecridin sona ermesi hem de ihlallerin sona ermesi en temel talebimizdi. Bu taleplerle yan yana gelmiş anneler dahi sık sık engellendi. Bu şekilde cezaevindeki ihlaller görünmez kılınmak istendi. Yaşanan işkenceleri kimse duymasın kimse bir şey demesin istiyorlar.”