Cezaevlerinde hak ihlalleri işkence boyutuna ulaştı: Tutsakların sesi olacağız
Cezaevlerinde hak ihlallerinin işkence boyutuna ulaştığını belirten ÖHD Wan Şube Eşbaşkanı Mehtap İşik, uygulamaların keyfi ve hukuka aykırı yapıldığını ve tutukluların yaşam ve sağlık haklarının engellendiğini ve tutsakların sesi olacaklarını söyledi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Wan- Türkiye ve Kürdistan’da cezaevlerinde tutuklulara dönük hak ihlalleri gün geçtikçe artıyor. Sistematik işkencenin de yaşandığı cezaevlerinde tutuklular, iletişim ve sağlık haklarından mahrum ediliyor.
Keyfi uygulamalarla tutukluların tahliyelerinin engellendiğini ifade eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şube Eş Başkanı Mehtap İşik, yaptıkları çalışmalar ile süreci takip ettiklerini ve uygulamaların düşman hukuku olduğunu vurguladı.
‘Tutuklular hastaneye götürülmüyor’
Bölgede bulunan ilçe cezaevlerinde idarelerin “Tam teşekkülü hastane yok, olan da uzak” gerekçesiyle tutukluların hastane sevklerini yapmadığına dikkat çeken Mehtap İşik, “İlçe cezaevlerinde tutuklular neredeyse hiç hastaneye götürülmüyor. Örnek vermek gerekirse Patnos ve Ahlat cezaevlerinde tutuklular, verdikleri sayısız dilekçelere rağmen tedavi edilmiyor. Ne revire ne de hastaneye götürülmüyor. Biz bu ihlali gündeme getirdiğimizde cezaevi idaresi, ‘ilçelerde söz konusu devlet hastanesi yok, bundan kaynaklı doktor yok’ yanıtını veriyor. İlçede hastane yok diye tutukluları daha uzakta bir hastaneye de götürmüyorlar. Bu mesele hiçbir şekilde basite alınamaz. Oradaki tutukluların hem yaşam hakkı hem de sağlık hakkı engelleniyor. Hasta tutukluları kendi hastalıkları ile baş başa bırakıyorlar. Kanunda var olan tedavi hakkının sağlanması gerektiğini belirtiyoruz. Bu hak bir an önce sağlanmalı” sözlerini kullandı
‘Gözlem kurulları tamamen keyfi bir hal almış durumda’
Cezaevi idaresinin suni gerekçelerle tutukluların taleplerini reddettiğini, Serhat cezaevlerinde son üç yıldır yürütülen infaz ertelemelerinin de durmaksızın sürdüğüne dikkat çeken Mehtap İşik, hiç disiplin cezası olmayan tutukluların dahi 3 kere infazlarının ertelendiğini buna gerekçe olarak da tutukluların sorulan sorulara verdikleri yanıtlar olduğuna değindi. Mehtap İşik, “O dönem o tutsağa nasıl yaklaşmak istiyorlarsa ona göre de tutuklunun tahliyesini uzatıyorlar. Biz bunu Van, Patnos ve Karadeniz cezaevlerinde yoğun olarak görüyoruz. Kurul mahpusun hiç disiplin cezası olmasa bile ‘dışarı çıktığınızda evlenecek misiniz?’, ‘HDP’yi nasıl görüyorsunuz’, ‘Dışarıda ne yapacaksın?’ gibi söylemlerle tamamen kişinin ifade özgürlüğüne müdahalede bulunuluyor. Bu şekilde tahliyeyi uzatıyorlar. Bu durumun düşman ceza hukukundan hiçbir farkı yok. Siyasi tutuklular tamamen siyasi düşüncelerinden kaynaklı özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. Tecrit sistemini bu şekilde derinleştiriyorlar. Bu şekilde cezaevi idaresi tutuklular üzerinde bir yıldırma politikası uyguluyor. Burada da tamamen hukuka aykırı işlem yapılıyor” dedi.
‘Tutukluların iletişim kurması engelleniyor’
Hasta tutuklulara yaşatılanların yanı sıra cezaevinde yaşanan tecridin çok ileri bir boyuta vardığına ve tutuklular arasındaki iletişimin tamamen koparılmak istendiğine yer veren Mehtap İşik, tutukluların bu şekilde izole edilmek istendiğinin altını çizdi. Geçtiğimiz yıl Patnos’ta iki kadın tutukluya yapılan domuz bağı işkencesine de değinen Mehtap İşik, şunları belirtti:
“Hak ihlallerini bir kenara bırakalım, artık işkence tamamen keyfi bir tutum halini aldı. Mahpusların bütün sosyal hakları ellerinden alınmış durumda. Yine mahpuslar tek kişilik hücrede tutularak tecrit ediliyor. Aylarca kimseyle konuşturulmuyor, avluda bir mahpusa selam verdiğinde hakkında disiplin cezası veriliyor. Bu tecridin en ileri boyutu, mahpusları birbirinden kopararak kişiyi tek bırakıyor ve onun üzerinden sistematik bir ihlal süreci geliştiriyor. Bu iletişim kopukluğu da özellikle R ve S tiplerinde yoğun olarak yaşanıyor. Yine ilçe cezaevlerinde bunları sık görüyoruz. Bunun yanı sıra geçtiğimiz yıl Patnos cezaevinde iki kadın mahpusa domuz bağı ile işkence yapıldı. Slogan attıkları gerekçesiyle bu işkence yapıldı. Bu durum ATK raporunda da yer aldı. Konuya dair yerel mahkemede soruşturma sürüyor. Birleşmiş Milletler İşkenceyi Önleme Komisyonu buna dair soruşturma başlattı ve bu soruşturma hala devam ediyor.”
‘Takipçisi olacağız’
Yaşanan sürecin takipçisi olacaklarını belirten Mehtap İşik son olarak şunları kullandı: “Cezaevleri günden güne bir işkence yerine dönüyor. Tamamen keyfi kararlarla tutuklular izole ediliyor. Kanuna ve hukuka aykırı bir süreç geliştiriliyor. Biz tutukluların sesi olmaya bu ihlallerin karşısında durmaya devam edeceğiz.”