‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ 9’uncu gününde

“Büyük Özgürlük Yürüyüşü” 9’uncu gününde Mêrdîn ve Çewlig’le devam ediyor. İmralı’daki tecridin tüm halklara, kadınlara, emekçilere uygulanan tecrit haline geldiğine dikkat çekilen yürüyüşlerde, “Yürüyüşümüz tecridi muhakkak kıracaktır" mesajı verildi.

Haber Merkezi- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorunun demokratik çözümü için Wan ve Qers olmak üzere iki koldan başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” 9’uncu gününde devam ediyor.

“Büyük Özgürlük Yürüyüşü”nün Wan kolu, 9’uncu günde Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesine ulaştı. DEM Parti ilçe örgütü önünde halkla tek tek tokalaşan yürüyüşçüler, “Bijî berxwedana zindanan” sloganıyla il merkezine uğurlandı. Mêrdîn girişinde yapılan yürüyüşte "Bijî berxwedana zindanan" sloganı atıldı. Yoldan geçen araçlar da kornalara basarak eyleme destek verdi.

Eski Mêrdin’de yürüyüş

Daha sonra Artuklu İlçesi'ne geçen yürüyüşçüler Mensurîye (Yalımköy) köyünde çalınan arbanelerle, çiçeklerle ve "Bijî Serok Apo" sloganıyla karşılandı. DEM Parti Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Ahmet Türk ile Agirî Milletvekili Sırrı Sakık da yürüyüşçüleri karşılayanlar arasında yer aldı. Eski Mêrdîn'de yapılan yürüyüş ile esnaf ziyaret edildi. Yürüyüş sırasında “Li Dijî Tecridê Rabe” pankartı açılarak, "Bimre koletî, bijî azadî", "Jin, jiyan azadi", "Bijî berxwedana zindanan", "Bijî Serok Apo", “Gençlik faşizme boyun eğmez” sloganları atıldı. Yürüyüşe halk büyük ilgi gösterdi. Yürüyüşçüler, "Özgürlük mahkumları", "Zindana Diyarbekir" adlı stranları seslendirdi.

‘Hep birlikte tecridi kaldıracağız’

Yürüyüşün ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Örgütü önünde açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, "Bu halklar bahçesinde her birlikte yaşadık. Halklarımız hep birlikte mücadele etti. Bu faşizm Kurdistan’da Türkiye’de kendisinden farklı olan herkesi ayrıştırdı, düşmanı politikası izledi. Hep birlikte tecridi kaldıracağız, Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldıracağız” diye konuştu. Bu politikalarla faşizmin hep kendisini var ettiğini vurgulayan Ayten Kordu, şöyle devam etti:

“İmralı’daki tecrit tüm halklara, kadınlara, emekçilere uygulanan tecrit haline gelmiştir. Dolayısıyla biz Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkmasını, Kürt sorununun demokratik şekilde çözülmesini, diyalog ve müzakerenin tekrar başlatılarak, barışın sağlanması gerektiğini her zaman söyledik. Yürüyüşümüz tecridi muhakkak kıracaktır."

Adalet Nöbetine ziyaret

Yürüyüşçüleri karşılayanlar arasında yer alan DEM Parti Artuklu Belediyesi Eşbaşkan adayları Filiz Yücesoy ve Mehmet Ali Amak da, yaptıkları konuşmalarda İmralı tecridinin kırılması için mücadele edeceklerini dile getirdi. Yapılan açıklamanın ardından yürüyüşçüler DBP binasında Adalet Nöbeti'ni sürdüren aileleri ziyaret etti. Yürüyüşçüler alkış, zılgıt ve “Bîjî berxwedana zindanan” sloganıyla karşılandı.

‘Başarıya ulaşana kadar yürüyüşümüz sürecek’

Burada konuşma yapan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, ailelere hitaben şunları ifade etti: “Siz Kürt halkına, bu halkın özgürlüğüne öncülük ettiniz. Bugün özgürlük yürüyüşçüleri sizin sesinize kulak verdi, 9 gündür yürüyor. Omuzunuza omuz verdi, elinize el verdi. Umudumuz o ki, bu irademiz, inancımız milyonlara ulaşacak, annelere, gençlere, Kürtlere ulaşacak. Başarıya ulaşana, Kürt halkı özgür olana ve Sayın Öcalan üzerindeki ile cezaevlerindeki tecrit kalkana kadar, bu yürüyüşümüz, duruşumuz devam edecek. İradeniz var oldukça mücadele için her zaman bizim meşalemiz olacaksınız. İyi ki varsınız. Başaracağız, başaracağız, başaracağız.”

‘Nöbetlerimizi dışarıda tutmaya başlayacağız’

Ardından Adalet Nöbeti eylemcileri adına söz alan TUHAD-FED Mêrdin Temsilcisi Fettah Tekin, bu eylemlerin 15 Şubat’a kadar devam edip ardından biteceği yönünde yanılgılı algılar olduğuna işaret etti. Fettah Tekin, şöyle konuştu: “Kürt Halk Önderinin bu defa serbest bırakılması gerekiyor. 2025’te değil 2024’te Kürt Halk Önderinin serbest bırakılması gerekiyor. Bizler toplum içinde annelerin tuttuğu Adalet Nöbeti’ni büyütmek istiyoruz. Vekillerimiz de burada. Eskiden vekillerimiz Meclis önünde Adalet Nöbeti tutuyordu. Şu anda ise bizler burada nöbet tutuyoruz. Bu eylemimiz devam edecek. Çok ağır bedeller ödeyebiliriz, ölüm olabilir, tutuklama olabilir ve çok ağır bedellerle karşılaşabiliriz. Sonucu ve bedeli ne olursa olsun bizler eylemlerimizde kararlıyız. Özgürlüğümüze inanıyorsak bu eylemi sürdürmeliyiz.”

Kış koşulları nedeniyle nöbetlerini parti binalarında tuttuklarını hatırlatan Fettah Tekin, “Havaların ısınmasıyla beraber nöbetimizi dışarıda tutmaya başlayacağız. Bedeli ne olursa olsun, özgürlüğe inanan, halkına, Önderine inananlar her bedele hazır olur. Biz bu bedeli ödemeye hazırız. Anneler de bu bedeli ödemeye hazır. O nedenle bu eylemden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

 ‘Ya özgürleşeceğiz ya özgürleşeceğiz’

Bunun yeni bir direniş olduğunun altını çizen Fettah Tekin, “Biz Önderimizi istiyoruz. 25 yıllık tutsaklığa yeter diyoruz. 3 yıldır kendisinden haber alamıyoruz. ‘Önderlik beni sloganlaştırmayın’ diyor. Tecridi kabul etmememiz gerekiyor. O nedenle eylemleri büyütmeliyiz. Ya özgürleşeceğiz, ya özgürleşeceğiz” diye konuştu. Dört parça Kurdistan’da savaş olduğuna dikkat çeken Fettah Tekin, “Parti bu eyleme sahip çıkmıyor. Gündeminde bu eylem yok! Toplum içinde annelerin eylemini dile getirmek çok mu zor? Annelerin eylemi farklı bir yöne evrilebilir. Zindandaki direniş de farklı bir yöne evrilebilir. Buna hazırız. Eğer biz burada yeterince çalışsaydık, mücadele etseydik tutsaklarımız bugün açlık grevinde olmayacaktı” eleştirilerinde bulundu. Yürüyüşçülerin, Mêrdin’deki ziyaretleri sürüyor.

Qers kolu Çewlig’te

Qers’ten yola çıkan siyasetçiler ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de, yürüyüşlerini Çewlîg’te sürdürdü. Kent girişinde çok sayıda kişi, yürüyüşçüleri karşıladı. Coşkunun hakim olduğu karşılamada, sık sık "Bijî berxwedana zindanan" sloganı atıldı. Yürüyüşçüler, daha sonra kent merkezine kadar yürüyerek, burada bir açıklama yaptı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürtlerin tarihi ve dilinin inkar edildiğine işaret ederek, "100 yıldır bu tekçi anlayış devam ediyor. İşte biz bu tekçi anlayışa karşı yürüyoruz" dedi.

‘Boğulmak istenen barış iradesine sahip çıkıyoruz’

Birlikte yaşamın koşullarının oluşması için Kürt sorununun demokratik çözümünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Kürt sorunu, Sayın Öcalan ile müzakere edilerek çözülür. İmralı’nın kapılarını kapatarak, ortak yaşama iradesini ortadan kaldırdılar. İmralı’nın kapılarını kapatarak, güvenlik ve zulmün kapılarını açtılar. İşte biz barışın yolunu açmak için yürüyoruz” diye konuştu. Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları ifade etti: "Öcalan’dan haber alamıyor, sağlığını ve koşullarını bilmiyoruz. Sayın Öcalan’ın sesini duyamıyoruz. Boğulmak istenen barış iradesine sahip çıkıyoruz. Gerçekten demokrasi istiyorsanız İmralı’nın kapılarını açacaksınız. Barış istiyorsanız, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlayacaksınız.” Çewlîg programı, çekilen halayların ardından son buldu.

Ceylan Önkol mezarı başında anıldı

Yürüyüşçüler daha sonra Amed’in Licê ilçesine bağlı Xanbaz (Hambaz) mezrasında 28 Eylül 2009 tarihinde hayvanlarını otlatırken havan mermisi ile katledilen Ceylan Önkol’u mezarı başında andı. Çêwlig’in Dara Hênê (Genç) ilçesine bağlı Dolek köyünde mezar başında yapılan anmaya Önkol’un annesi Saliha Önkol ile köy halkı katıldı.

‘Yürüyüşümüz çocukların özgür yaşaması için’

Mezar başında yapılan duaların ardından konuşan DEM Parti Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, “Kürdistan'da güvenlikçi politikalar nedeniyle 1990'lı yıllardan bu yana birçok insan vahşice katledildi. Demokratik taleplere karşı kirli bir savaş yürütüldü. Birçok ailemiz metropollere göç etti. Savaştan en çok olumsuz etkilenenler ise kadınlar ve çocuklar oldu. Kurdistan’da çocuklar asimilasyon politikalarına maruz bırakıldı, bombalar ile katledildi” dedi. Kurdistan’da zırhlı araç ve asker, polis kurşunları ile katledilen çocukları anan Vezir Coşkun Parlak, şunları ifade etti:

“Katliamlar kabul edilemez. Çocuklarımız kendi topraklarında özgür yaşayamıyor. Bizim de bugün yaptığımız yürüyüşün amacı çocuklarımızın kendi topraklarında özgür yaşaması içindir. Çocuklarımızın kendi ana dilinde eğitim görmesini talep ediyoruz. Bu demokratik taleplerimize karşı güvenlikçi politikalar devam ediyor. Tecrit gün be gün derinleştiriliyor. Sayın Öcalan şahsında toplumun tamamı tecrit altında. Yürüyüşteki bir diğer amacımız bu tecridi teşhir edip, kırarak Sayın Öcalan’ı fiziki özgürlüğünü sağlamak. Bunu yaparsak çocuklar kendi topraklarında özgür yaşar.”

‘Kurdistan’da binlerce Ceylan var’

Kurdistan’da asker, korucu ve polislerin işledikleri suçların cezasızlık politikası ile ödüllendirildiğini ifade eden Vezir Coşkun Parlak, “Buna karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Suç işleyen herkesin cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Çocuklarımızın hayallerinin yarım kalmasını istemiyoruz. Yitirdiğimiz her çocuğumuzu mücadelemizde yaşatacağız. Bir Ceylan katledildi bugün Kurdistan’da binlerce Ceylan var. Her evde bir çocuğun adı Ceylan. Bu katliamı unutmayacağız ve hesabını soracağız. Sayın Öcalan özgür olana kadar bu yürüyüşümüz devam edecek. Anneler artık barış istiyor. En çok annelerin canı yanıyor. Kürt sorunun biran önce demokratik yollar ile çözülmesi gerek” şeklinde konuştu.