“Bu süreçte Kürt gazetecilere gösteril(e)meyen dayanışmayı çok net gördük”

8 gün gözaltında kaldıktan sonra iki gün önce adliyeye çıkarılan 22 kişiden 16’ı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Meslektaşlarının yaptıkları haber ve programlar gerekçe gösterilerek tutuklanmasına tepki gösteren gazeteciler sessizliği eleştirdi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Diyarbakır’da 8 Haziran günü evlere yapılan baskınla gözaltına alınan 7’si kadın 20’si gazeteci 22 kişi iki gün önce savcılık ifadeleri için adliyeye getirildi. 8 gün boyunca gözaltında tekli hücrelerde kaldıktan sonra savcılık ifadeleri alınan gazetecilerin sabah saatlerinde alınan ifadeleri diğer günün sabahına kadar sürdü. Savcılık ifadesi alınan 22 kişiden biri adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken geriye kalanlar tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Sulh ceza hâkimliğinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanan gazetecilerden 16’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bir şafak vakti gözaltına alınan meslektaşlarının yine bir şafak vakti tutuklandığına dikkat çeken gazeteciler yapılan tutuklamalarla hakikat arayışından vazgeçmeyip işlerine dört kolla sarılacaklarını ifade etti. Jinnews Kadın Haber Ajansı Editörü Beritan Canözer arkadaşlarının gözaltı süreci boyunca neyle suçlandıklarının bilinmediğine yer verdi. Ortada herhangi bir delil ve suçlama olmamasına rağmen arkadaşlarının gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hedef alındığını belirten Beritan Canözer gerçeğin peşinden giden gazetecilerin her süreçte bu tür baskılarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi.

“Haberler arkadaşlarımızın önüne suç unsuru olarak çıkarıldı”

Savcılık ifadesinde gazetecilerin yaptığı haberler ve programların kendilerine sorulduğunu belirten Beritan Canözer, “Dün savcılıkta arkadaşlarımıza sorulan sorularda da hiç şaşırmadığımız şeylerle karşılaştık. Arkadaşlarımızın yaptığı gazetecilik faaliyetleri önlerine suçlama olarak sunuldu. Yaptıkları programlar ve programlarda sorulan sorular arkadaşlarımıza soruldu. Tümü gazetecilik faaliyetleri içeren aslında dünyanın hiçbir yerinde suç unsuru olarak verilmeyen ancak ne yazık ki bu ülkede her zaman olduğu gibi bu süreçte de suç olarak önümüze çıkarılan habercilik oldu” şeklinde konuştu.

“Konu Kürtler olunca Batı’dakiler yanımızda durmaktan çekiniyor”

Gözaltı süresi boyunca arkadaşları için belirli kesimler dışında çok güçlü bir dayanışmanın gösterilmediğini eleştiren Beritan Canözer, “Ülkede söz konusu Kürtler ve Kürt gazeteciler olunca batıda ki insanlar yanımızda durmaktan çekiniyor” sözleriyle son bir haftada yaşadıkları durumu özetledi. Beritan Canözer konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Bizler arkadaşlarımızı sabaha kadar adliyenin önünde bekledik. Dayanışmanın büyümesini beklediğimiz bir süreçti. Bir bütünen sahiplenme yanımızda bulunma cesaretini gösteremediler. Konu Kürtler olunca olay ne olursa olsun batıda ki insanlarda yanımızda durma noktasında çekingenlik oluşuyor. Bunu bu süreçte de çok net gördük.”

“Bu uygulamalarla bitmeyeceğimizi anlamaları gerekiyor”

Kürt basının baskı, gözaltı ve sindirme politikaları ile yok olmayacağının çok iyi anlaşılması gerektiği vurgusunu yapan Beritan Canözer, “Biz zaten Kürt basını olarak birbirimizden güç alarak buradayız. Biz bugün arkadaşlarımızın kalemini devir aldık. Onların kalemini kırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizler tutuklama ve gözaltılarla tükenmeyeceğiz” sözleriyle konuşmasına son verdi.

“İşimize dört elle sarılacağız”

Gazeteci Ceylan Akbaşlı da tutuklanan arkadaşları yerine dört kolla işlerine sarılacaklarını ve daha çok çalışacaklarını vurguladı. Ceylan Akbaşlı yaşanan tutuklamalara dair şunları söyledi: “Hiçbir somut delil olmadan 16 arkadaşımız tutuklandı. Onlar gerçeklerin halka ulaşmamasını istiyorlar. Yaptıkları şeylerin görünmemesini istiyorlar. Yıllardır özgür basın çalışıyor. Bugüne kadar birçok işkence, cezaevi ve türlü baskılara tanıklık ettiler ama yine de hakikat arayışından vazgeçmediler. Değil 16 bütün arkadaşlarımızı alsalar dahi bizler yazmaya devam edeceğiz. Her geçen gün daha da artacağız. 8’de kalkıyorsak 6’da kalkıp işimizin başında olacağız. Baskılar bizi korkutmuyor işimize dört elle sarılmaya devam ediyoruz.”

“Kürt halkının yaşadıkları görülmesin diye bunu yapıyorlar”

Son olarak konuşan Barış Annesi Müşeher Ülker ise tutuklamalara şu ifadeler ile tepki gösterdi: “Kürt gazetecileri hakikat görünmesin diye tutukluyorlar. Kürt halkının başına gelen bütün işkenceleri ve zulümleri dünyaya yayan özgür basındır. Kürt halkına yaptıklarını gizlemek için Kürt gazetecilerine bu şekilde yöneliyorlar. Kürt gazeteciler ülkede yaşanan bütün hak ihlallerini ortaya çıkarıyor onlar dışında kimse de bunu yapmıyor. Özgür basın Kürt halkının ve gerçeğin sesidir. Bunu kısmaya kimsenin gücü yetmez. Arkadaşlarımız yazmaya ve halkın sesi olmaya devam edecek.”