‘YPJ olarak direnişimizi ve mücadelemizi güçlendireceğiz’

YPJ Komutanlarından Zinarîn Kobanê Tişrin’e dönük saldırılara rağmen halkın halaylarla direniş ve mücadele ruhunu canlı tuttuğunu belirterek, “Bu ruh halk arasında var olduğu sürece biz YPJ olarak direnişimizi ve mücadelemizi güçlendireceğiz” dedi.

HESNA MUHEMED

Haber Merkezi – Cihadist Heyet Tahrir El-Şam'ın (HTŞ), 27 Kasım'da Halep'in batı kırsalına yönelik saldırılarına başladı. HTŞ’nin birkaç gün içinde Şam'a ilerlemesiyle birlikte 8 Aralık’ta Baas rejimi çökerken, HTŞ de Suriye'nin yönetimini ele geçirdi. Türk devleti ve çeteleri de aynı zamanda Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine, özellikle Tişrîn Barajı ve Qereqozak Köprüsü'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) komutanlarından Zinarîn Kobanê, bölgede yaşanan savaşın ve saldırıların amacını, cihatçı HTŞ'nin Suriye yönetimine el koymasını ve Suriye’deki kadınların durumu hakkında ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

Halkın katliamlara cevabı

Konuşmasının başında saldırılara karşı direnen özgürlük savaşçılarına ve halka selamlarını ileten Zinarîn Kobanê, "Tişrîn Barajı şehitleri şahsında, Rojava devriminin tüm şehitlerini anıyoruz. Aynı zamanda, özgürlük için savaşan ve topraklarını düşmanın planlarına karşı her türlü taktikle savunan özgürlük savaşçılarının direnişini selamlıyoruz. Enerjimizi, suyumuzu ve toprağımızı korumak ve savaşçılarımıza destek olmak amacıyla tüm bombardımanlara rağmen baraja giden yurtsever halkımıza bir kez daha sıcak selamlarımızı iletiyoruz. Tişrîn Barajı'ndaki halk, bu saldırıların durdurulmasını istiyor ve Türk işgalinin kendilerine karşı işlediği katliamları kınıyor" dedi.

‘YPJ savaşçılarının iradesini saldırılarla asla kıramayacaklar’

YPJ ve QSD güçlerine karşı yürütülen savaşa dikkat çeken Zinarîn Kobanê, "Son iki aydır Suriye'de bölgenin tüm bileşenlerini etkileyen bir savaş yaşanıyor. Saldırılardan etkilenen yerlerden biri de Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleridir. HTŞ Suriye yönetimini ele geçirdi ve birçok güç birkaç gün içinde bölgeyi işgal etti ve bu kararla özgürlük güçlerine de saldırmak istediler. Ancak YPJ ve QSD direnişi, bu savaşın Suriye'deki savaş gibi olmayacağını ve QSD’nin teslimiyeti kolayca kabul etmeyeceğini açıkça ortaya koydu. Bu nedenle Tişrîn Barajı ve çevresine yönelik şiddetli saldırılar başlatıldı. Baraj ve çevresinde hala çatışmalar yaşanıyor. Barajdaki QSD ve YPJ savaşçılarının gücünü ve iradesini saldırılarla asla kıramayacaklar" ifadelerinde bulundu.

‘YPJ güçleri olarak halkımızı koruyacağız’

YPJ güçlerinin sonuna kadar halkını koruyacağının altını çizen Zinarîn Kobanê, "Şu anda Ortadoğu'da, özellikle Suriye'de yaşanan savaş sıradan bir savaş değildir. Hem askeri, psikolojik, ekonomik bir savaş, hem de özel bir savaştır. Bu savaş bir dünya savaşıdır ve her alanda yürütülüyor. Bölge halklarını etkileyen bir savaş, yürütülen bu savaşla halklar arasında bir korku yaratılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla halkları göçe zorlayan psikolojik bir savaş. Bizler YPJ güçleri olarak halkımızı koruyacağız. Halkımızın barış ve güven içinde yaşaması, geleceğinin güvence altına alınması, göçe maruz bırakılmaması için direneceğiz. Tüm gücümüzle ve irademizle savaşacağız, irademizi daha güçlü hale getireceğiz” sözlerine yer verdi.

‘Kadınlara ve topluma yönelik saldırılar var’

Zinarîn Kobanê, iktidar sistemlerine karşı asla silah bırakmayacaklarını belirterek, "HTŞ, AKP hükümeti ve uluslararası güçler gibi birçok güç bize silah bırakmamızı söylüyor? Şu anda böylesi bir şeyin sorulması şaşırtıcıdır. Sürekli saldırının, katliamların ve işgalin olduğu bir bölgedeyiz. İnsanlar yerinden ediliyor ve demografisi değiştiriliyor. Bu durumda silahlarımızı nasıl teslim edeceğiz. Böylesi bir durumda silahlarımızı bırakma gibi bir niyetimiz yok. Halkımız barışçıl ve istikrarlı bir ortamda yaşarsa o zaman silahlarımızı bırakabiliriz. Çünkü biz YPJ gücüyüz, silahlara ve savaşa aşık bir güç değiliz. Ancak şu an ki süreç böyle değil. Kadınlara ve topluma yönelik saldırılar var. Özellikle kadınlara saldırılar var. Silahlarımızı erkek-devlet zihniyetine karşı asla bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

‘Her güç kendi kimliğiyle kendini ifade etmelidir’

Zinarîn Kobanê, HTŞ'nin El Nusra Cephesi olduğunu ve gelişmelere açık olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"HTŞ gelip Suriye'nin yönetimini ele geçirdikten sonra devrim yarattıklarını iddia ediyorlar. Bunu söyleyen güç, bir devrim yarattığını ve yeni bir sistem kurmak istediğini söylüyor. Önce müzakere ve diyalog için zemin yaratmalı. Ayrıca, bu topraklarda yaşayan her güç kendi kimliğiyle kendini ifade etmelidir. Ancak bugün Colonî hükümeti etrafında toplanan güçler yine kendi güçleri ve kuvvetleridir. Herkes HTŞ’nin nereden geldiğini biliyor. HTŞ daha önce El Nusra ve El Kaide olarak biliniyordu. Bu güçte AKP'nin anlayışı ve zihniyetiyle eğitildi. Türk hükümeti de Suriye topraklarına güçlerini konuşlandırıp Kuzey ve Doğu Suriye'ye karşı savaşmak üzere bu kişilere eğitim verdiğini bizzat açıkladı.

HTŞ kadınlara yasak getirdi

Bizler halkın ve özellikle kadınların iradesinin tanınmasına yönelik diyalog kapılarımızı açıyoruz ve hatta bazı tavizler de verebiliriz. Ancak ne yazık ki, HTŞ'nin Suriye'ye girmesiyle birlikte Suriye'nin tüm bölgeleri savaşa sürüklenmiş durumda ve diyaloğu kabul etmiyor. HTŞ, her kökenden Suriyeli kadına yasak getirdi. Bölgelerimize cihatçı bir sistemin dayatılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Suriye'de kadınların özgürlüğü kısıtlanıyor ve HTŞ sisteminden endişe ediliyor. Tek taraflı, her iki cinsin eşitliğini kabul etmeyen bir sistemi asla kabul etmeyeceğiz."

‘YPJ, tüm kadınlar için bir ilham kaynağı haline geldi’

Tüm kadınları korumanın omuzlarına düşen bir görev olduğunun altını çizen Zinarîn Kobanê, "Halep'ten Hama’ya, Humus’tan Süveyda’ya ve Şam'a kadar tüm kadınlar ve örgütleri, HTŞ sistemiyle ilgili endişelerini dile getirdiler. Eğer bizler bu tehditlere karşı gelmezsek YPJ güçleri olarak nasıl adil, eşit ve özgür bir hayat yaşayabilir ve inşa edebiliriz. Suriye'deki tüm kadınları korumak görevimizdir. YPJ'nin bu topraklarda savaşmasının üzerinden 14 yıl geçti ve 14 yıllık bir direniş deneyimimiz var. Kadın devrimi olarak tanımladığımız devrim, Suriye'ye, Ortadoğu'ya ve tüm dünyaya öncülük edebilir. Bugün YPJ, tüm kadınlar için bir ilham kaynağı haline geldi. Suriye toprakları üzerindeki kendisini geçici olarak oluşturan bu güç, kadınların iradesini tanımayan bir güçtür. Bu yüzden işgal, katliam ve kadınlara yönelik şiddet her gün bize dayatılmaktadır" diye kaydetti.

‘HTŞ, IŞİD zihniyetiyle Suriye'de kendini örgütlüyor’

HTŞ’nin Suriye'de IŞİD zihniyetiyle hareket ettiğine dikkat çeken Zinarîn Kobanê, "Şu anda kadın haklarının korunması gerekiyor ve bu nedenle tüm gücümüzle mücadele edeceğiz ve savaşacağız. Şu anda ortaya atılan pratikler ve uygulamalar öyle sıradan değildir, hepsi planlıdır. Tarihe geri dönelim; birkaç yıl önce Wêsî savaşında Hama'da bir kadını katledildi. Ebû Hesen El-Hamavî Şam'da bir kadını katletti. Ayrıca tüm bu yaklaşımları kendi hakkı gibi görüyor, meşru görüyor. Şengal’den Til Aran’a, Til Hasêl’den Rakka’ya, Musul’dan Efrîn’e kadar kendilerini meşru görüyorlar. Bu sistemi IŞİD sisteminden ayıramayız. AKP hükümeti saldırılarıyla IŞİD zihniyetini yeniden canlandırmak istiyor. Bu nedenle kadınların bu durumlara karşı refleksi ön plandadır. HTŞ, IŞİD zihniyetiyle Suriye'de kendini örgütlüyor ve inşa ediyor. HTŞ bölgede barış, güvenlik ve istikrar yaratmak istiyorsa, tek bir dini, tek bir sistemi, tek bir ulusu, tek bir kültürü değil, bölgenin bütün unsurlarını renkleriyle kabul eder” dedi.

Özerk Yönetim’in bölgedeki başarılarını ve deneyimlerinden bahseden Zinarîn Kobanê, Suriye’deki mevcut uygulamaların, Özerk Yönetim’in son 14 yılda yaşadıklarıyla kıyaslandığında hiçbir şey olmadığını belirtti. Kadınların iradesi temelinde örgütlenen Özerk Yönetim Sistemi'nin tüm halklar için umut ve güven alanı haline geldiğini ifade eden Zinarîn Kobanê, "Demokrasi ve eşitliğin modeli haline gelen Demokratik Özerk Yönetim sistemi Suriye'nin geleceğini yönetebilir. Ama şu anki güçler ve yönettikleri sistem asla demokratik modeli kabul etmiyor ve kadınların iradesini tanımak istemiyor. Bölgenin bütün unsurları, her biri kendi renk ve kültürleriyle Özerk Yönetim sistemi etrafında birleşmiş ve bu sistemi kabul etmiştir. Radikal ve cihatçı İslam sistemine karşı halk Özerk Yönetim sistemini tercih ediyor ve QSD ile YPJ güçlerinden koruma talep ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye halkı çekinmeden devrimci bir halk savaşı yürütüyor. Kadınlar topraklarını, enerji kaynaklarını ve çocuklarını korumada öncü rol üstleniyor” dedi.

‘YPJ olarak direnişimizi ve mücadelemizi güçlendireceğiz’

Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye ve özellikle Tişrîn Barajı ile Qereqozak Köprüsü'ne yönelik saldırılara dikkat çeken Zinarîn Kobanê, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm halkımız ve güçlerimiz saldırılara karşı Tişrîn Barajı’nda direnişlerini sürdürüyor. Halkımız tüm direniş güçleriyle tarihteki varlıklarını göstermek istiyor. Eğer birlik ve beraberlik içinde olmazsak her bölgemiz hedef alınacak, haklarımız ihlal edilecektir. Biz YPJ gücü olarak bu halka sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Yeni Suriye'de haklarımızı talep etmek, varlığımızı temsil etmek ve kaderimizi belirlemek için bu tarihi süreçleri hepimiz iyi anlamalıyız. Tişrîn Barajı'na yönelik saldırılara rağmen halk, halaylarla ve zılgıtlarıyla direniş ve mücadele ruhunu canlı tutuyor. Bu ruh halk arasında var olduğu sürece biz YPJ olarak direnişimizi ve mücadelemizi güçlendireceğiz. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle tüm kadınları yanımıza alarak yeni Suriye'de hak ve iradeye sahip olacağız."