‘Bir zeytin ağacının altında yaşarız, yeter ki Efrîn’e dönelim’

Efrîn’de 58 gün süren Çağın Direnişi’ni anlatan Pervan Mahmoud, göç eden halkın en büyük hayalinin bir gün özgürleştirilmiş Efrin’e dönmek olduğunu belirterek, “Bir zeytin ağacının altında yaşamaya razıyız, yeter ki Efrîn’e dönelim” dedi.

SİBİLİA EL İBRAHİM

Minbic- Türk işgaline karşı Çağın Direnişi’nde büyük bedellere rağmen mücadeleyi bırakmayan Efrîn halkı, her türlü saldırıyla karşı karşıya kaldı. Çağın Direnişi’nde Efrinliler, NATO’nun en donanımlı teknik ordusuna karşı 58 gün direnerek sivili ve askeriyle yaklaşık bin 500 kayıp verdi. Ağır bombardımanlar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Efrîn halkı, göç ettikleri kentlerde de direnmeye devam ediyor. Çoğunlukla Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu’nda kurulan kamplarda yaşayan Efrînliler, topraklarına bir gün geri dönme umutlarını ise hiç kaybetmiyor.

‘Türk devletinin amacı Efrîn’in işgal etmekti’

İşgal altındaki Efrîn’in Şerva ilçesinden olan ve saldırıların ardından Minbic’e göç eden 27 yaşındaki Pervan Mahmoud, “2018 Ocak ayından itibaren Efrin'e Türk devletinin top atışları yoğunlaştı. Tüm evler havadan bombalandı. Türkiye'nin amacı sadece oradaki askeri noktaları ve savaşçıları hedef almak değildi asıl amacı bundan daha büyüktü. Efrîn topraklarını işgal edip Türk topraklarına katmak istiyordu. Ağır bombardıman nedeniyle dağlara doğru girip kendimizi korumaya almak istedik. ‘Güvenli Bölge’ adı altında saldırılar gerçekleşti ancak bunlar hepsi düzmece söylemlerdi. Efrîn korunması gereken bir bölge değildi; özgür bir düşünceye sahip bir yerdi” sözleri ile yaşananları anlattı.

‘7’den 70’e herkes silahlandı’

Türk işgalinden sonra Efrîn’in terör yuvası haline getirildiğine dikkat çeken Pervan Mahmoud, "Çağın Direniş’nde 7’den 70’e Efrînliler saldırılara karşı silahlandı. Türkiye'ye ve onun barbar saldırılarına meydan okuyarak evlerinde kalarak direndiler. Her ev ve her sokak direniş korkuyordu. En ağır şekilde Efrîn’in bombalandı ve tüm bu saldırılara rağmen halk ve savaşçılar 58 gün boyunca direndi. Efrîn’in korumak için birçok savaşçı şehit düştü. Hepsi de yiğitçe direndiler. Halen hatırlıyorum; Efrîn’in semalarında Türk işgal uçakları uçarken ve çeteler mevzilenirken bir savaşçının zeytin ağacının altında durduğunu gördüm. Korumak için onu yere düşürdüm. Zeytin ağaçları bize atalarımızdan kalan büyük bir mirastır. Birçok savaşçı zeytin ağaçlarının sayesinde kendilerini koruyabiliyordu” dedi.  

Çağın Direnişi’nin kadın simgeleri

Kadınların tarihi bir direniş sergilediğine dikkat çeken Pervan Mahmoud, sözlerine şöyle devam etti: “Öne çıkan rol ve en büyük direniş kadınlarındı. Direniş hikayelerinden biri de bir hafta boyunca tek başına kuşatma altında kalan ve şehadeti ilan edilen bir kadın savaşçımız vardı. Bir süre sonra şehit olmadığı anlaşıldı. Bu kadın savaşçımız var gücüyle direnmiş ve bir hafta boyunca yemeden, içmeden işgalcilere karşı savaşmış. Şehit düşen Barîn Kobanê, Avesta Khabour, Hezda ve Sema arkadaşlarımız Çağın Direnişi’nin simgelerindendir.”

‘Halkın tek umudu Efrîn’e dönmek’

Efrîn halkının büyük acılar yaşadığını kaydeden Pervan Mahmoud, “Efrîn’i zorla, üzüntüyle, acıyla, kederle geride bıraktık. Efrîn’de kalanlar şu an işgal altında bir yaşam sürüyor. Yerinden edilen ve kamplarda yaşam mücadelesi veren Efrînlilerin tek umudu ise özgürleştirilmiş Efrîn’e dönmek. Efrîn’de bir zeytin ağacının altında yıpranmış bir çadırda bile yaşamaya razıyız, yeter ki Efrîn’e dönelim. Başka bir şey istemiyoruz” şeklinde konuştu.