“Bir gün mutlaka topraklarımıza döneceğiz”

9 Ekim 2019’da meydana gelen saldırıların ardından sadece Gire Spî kentinden 100 bin civarında insan göç etmek zorunda kalarak bölge kentlerine geçici olarak yerleşti. Girê Spî’den Rakka’nın kuzeyindeki Til El-Semin kampına göç etmek zorunda kalan kadınlar, “Girê Spî bizim toprağımızdır. Ne olursa olsun bir gün mutlaka geri döneceğiz.”

BERÇEM CÛDÎ

Eyn İsa – Türkiye 9 Ekim 2019 yılında başta Girê Spî ve Serêkaniyê olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’de askeri operasyon düzenledi. Bu operasyonun ardından binlerce insan yerinden göç etmek zorunda kaldı. Özerk Yönetim, Girê Spî kentinden göç edenlerin bilançosunu paylaşarak, yaklaşık 100 bin kişinin Girê Spî ve kırsal alanlarından göç ettiğini belirtti. Bunlardan 6 bin 41 göçmenin Rakka’nın kuzeyindeki Til El-Semin kampına yerleştirildiği ve geri kalanlarında Kobanê, Rakka, Tebqa ve Minbic’e yerleştikleri ifade edildi.

9 Ekim’de Girê Spî kentine yapılan askeri operasyonun yıldönümü vesilesiyle Til El-Semin kampında bulunan göçmenler ile görüştük.

3 kez göç ettiler

4 çocuğuyla birlikte kampta yaşayan Berivan Salih isimli kadın, Girê Spî’den 3 defadır göç ettiklerini söylüyor. Son göçün ise kendileri için çok daha farklı olduğunu ifade eden Berivan Salih, “Cebhet el-Nusra ilk saldırdığında evlerimizi bırakmak istemedik. Ancak camiden anonslar yaptılar ve bizler de göç etmeye mecbur kaldık. Perişan olduk. Evlerimize korku içinde geri döndük. Bu sefer aradan birkaç gün geçti IŞİD saldırdı. IŞİD’in saldırıları çok vahşi olduğu için Kuzey Kürdistan’a göç ettik. Girê Spî YPJ ve YPG savaşçıları tarafından kurtarıldığı gibi kayınpederim Girê Spî’ye döndü.  Evinin yıkılmış çocuklarının dağılmasına dayanamadı. Kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Daha sonra biz de geri döndük ve evlerimizi yeniden inşa ettik” diyor.

Tekrar dönmek ve evlerini yeniden inşa etmek istiyorlar

Terk etmek zorunda kaldıkları kentlerinin Kuzey Doğu Suriye ve Türkiye sınırı üzerinde olduğunu söyleyen Berivan Salip, “Girê Spî, sınırda bulunuyor. Bu nedenle Türkiye tarafından her gün tehdit ediliyordu. Büyük işgal, üçüncü kez 9 Ekim'de başladı ve biz yine göç etmek zorunda kaldık. Şimdi Til El-Semin kampında yaşıyoruz” dedi. Berivan Salih, kendi kentlerine geri döneceklerini ve evlerini yeniden inşa etmek istediklerini ekliyor sözlerine.

“Neler yaptıklarını gördüm...”

Aslen Türkmen olan Halime Mihemed Bozan, “Girê Spî işgal edildiğinde orada bir ay kaldım. Bir ayda neler yaptıklarını gördüm. Başta onlarca çete aileleri işgal altında olan Girê Spî’ye yerleştirildi. Ekmek, elektrik, gaz yoktu. Topladığımız çöplerle ateş yakıp yemeğimizi yapıyorduk. Türkiye geldiğinde bölgeye güven getireceğini söylüyordu. Ancak birkaç gün sonra gerçek yüzleri ortaya çıktı” diye konuştu.  Önce eşi ve oğlunu Ayn İsa’ya gönderdiğini belirten Halime Mihemed Bozan, daha sonra kızı ile birlikte ailesine ulaştığını ifade etti.

“Orası bizim topraklarımız”

Halime Mihemed Bozan, “Kürt, Arap, Türkmen ayrımı yapmadan herkesi kaçırıyorlardı. İki yıldır Girê Spî işgal edilmiş ama umudumuzu kesmiş değiliz. Orası bizim topraklarımız ve yine bizim olacaktır. QSD ve Özerk Yönetimin kentimizi kurtarma çabaları bizi rahatlatıyor” ifadelerini kullandı.