Bir dönemin gazetecisi Ayşe Efendi: Geldiğimiz aşama mutluluk verici
BAAS rejiminin ağır baskıları altında 10 yıl gazetecilik yapmış bugün ise siyasetçi kimliği ile tanınan Ayşe Efendi, Kürt gazeteciliğinin geldiği aşamanın mutluluk verici olduğunu belirtirken, uzun yıllar savaş muhabirliği yapan Rebia Êto da, “Çocukluğumdan beri gazeteciliği sevmişimdir ama beni etkileyen ve gazeteci olmam da karar kıldıran Deniz Fırat’ın Maxmur’da IŞİD saldırısında yaşamını yitirmesi oldu” diyor.
BAAS rejiminin ağır baskıları altında 10 yıl gazetecilik yapmış bugün ise siyasetçi kimliği ile tanınan Ayşe Efendi, Kürt gazeteciliğinin geldiği aşamanın mutluluk verici olduğunu belirtirken, uzun yıllar savaş muhabirliği yapan Rebia Êto da, “Çocukluğumdan beri gazeteciliği sevmişimdir ama beni etkileyen ve gazeteci olmam da karar kıldıran Deniz Fırat’ın Maxmur’da IŞİD saldırısında yaşamını yitirmesi oldu” diyor.
BERÇEM CUDİ
Kobanê - Teknik ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte yayın, haberleşme ve dünya çapında gelişen olaylardan haberdar olma, ulaşma, kuşkusuz daha çok kolaylık sağladı. Kolaylık sağlamasıyla birlikte gelişen olayların dünya çapında sarsıcı etkileri de görülmekte. Bununla birlikte özellikle genç kesimin basın alanında aktif bir rol oynamasını sağladı. Peki bu çalışmanın ilk adımları ne zaman atıldı? 123 yıl önce 22 Nisan günü, Mikdad Midhat Bedirxan tarafından Kahire’de Arap alfabesiyle yayımlanan 'Kürdistan Gazetesi’nin yıldönümü, “Kürt Gazeteciler Günü” olarak kabul ediliyor. Kürt yayın gazeteciliğinin geçmişi ise 1932 yıllarına dayanıyor. Aradan geçen 89 yılda çok sayıda dergi, gazete, ajans kapatıldı, gazeteciler yaptıkları haberler ile yargılandı, yıllarca cezaevlerinde kaldı ancak tüm baskılara rağmen 89 yıldır gerçeklerden taviz vermeyerek, yazmaya devam etti.
“Çektiğimiz görüntüleri saklardık”
Kürt siyasetçi Ayşe Efendi’nin bir zamanlar gazeteci olduğunu biliyor muydunuz? Ayşe Efendi, bugün siyasetçi kimliği ile tanınan bir sima olmasına rağmen 1995 yılında ilk Kürt televizyon kanalı Med TV’de gazetecilik hayatına başlamış. Mesleğe başladığı zaman diliminde evli ve çocuk sahibi olduğunu anlatan Ayşe Efendi, “Her ne kadar teknik imkansızlıklar olsa da aralıksız çalışma yürüttük” dedi. “Çalışmalarımızı illegal yürütüyorduk. BAAS rejim baskısı çok fazlaydı. Newrozlar zaten yasaktı bir de üstelik çekim yapardık. Tek bir Newroz kutlamasında 7 film kullanmıştım. Her film bittiğinde bir kadına saklaması için verir, kutlama bitip güvenli bir yere geçtikten sonra bunları toplardık. Böylelikle bir film yakalanmış olsa diğer filmi sağlama almış olurduk” sözleri ile yaşadıkları zorlukları anlattı.
“Baskı altında gazetecilik yapıyorduk”
Yıllarca baskı altında gazetecilik çalışması yürüttüğünü anlatan Ayşe Efendi, yürüttükleri çalışmaların kayıtlarını Kobanê’ye bağlı Milê isimli köyde kazdıkları bir sığınakta yıllarca koruduğuna dikkat çekti. Ayşe Efendi, “Yıllarca televizyon arşivini orada sakladık. Hiç kimsenin dikkatini çekmemesi için gizli gizli köye gider arşiv kayıtlarını eklerdik. Bazılarını da yakmak zorunda kalıyorduk” diyerek, yaktıkları kayıtların kendisine derin üzüntü verdiğini de ekledi. Gazeteciliğin özellikle de Kürt gazeteciliğinin geldiği aşamadan mutluluk duyduğunu aktaran Ayşe Efendi, “Aslında birçok şeyi de yokluktan var ederek yarattık” dedi.
“Deniz’in yaşamını yitirmesi ile mesleğe başladım”
Bir başka gazeteci Rebia Êto da, 2015 yılından bu yana mesleğini yürütüyor. IŞİD’in Rakka ve Minbiç’e yönelik saldırılarını anı anına takip eden Rebia Êto, savaş muhabirliğinde ustalaşmış bir gazeteci. Rebia gazetecilikteki yolculuğunu ve kendisinde meydana getirdiği değişiklikleri şu sözlerle dile getirdi: “Çocukluğumdan beri gazeteciliği sevmişimdir ama beni etkileyen ve gazeteci olmam da karar kıldıran Deniz Fırat’ın Maxmur’da IŞİD saldırısında yaşamını yitirmesi oldu. Zaten bu olayı duyduktan sonra bu mesleği asla bırakmamak üzere giriş yaptım” şeklinde konuştu.