SÛZAN EBÛ SAÎD

Beyrut - Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bulunan Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020’de meydana gelen patlamanın üzerinden 1 yıl 9 ay geçmesine rağmen acılar hala taze. Birçok güvenlik dosyası gibi bu olay da hala aydınlatılmadı ve dosya bir sonuca varmadığı için yakınlarını kaybedenlerin acıları hafiflemiyor. Yakınlarını kaybedenler adaletin sağlanmasını beklerken yetkililerin olayın üzerini kapamaya çalıştıkları olayın son şahidini kaybettirmek istedikleri belirtiliyor.

“Soruşturmayı hızlandırsınlar”

Beyrut Limanı'nda hayatını kaybedenlerden birinin kız kardeşi olan Rima Zahid, oturma eylemine katılanlardan. Rima Zahid, “Egemenler bizi her gün öldürüp olayın yaşandığı güne dönmemize neden oluyor. Yetkililerden ve Lübnan devletinden olayı daha hızlı soruşturmasını istemek için buradayız. Bu onların asli görevidir. Devlet bize ve kurbanların ailelerine zulüm yapıyor. Bugüne kadar yaralarımız sarılmadı” dedi.

Olayın soruşturulmamasına tepki

Oturma eylemine katılan aktivistler Sally Hafez ve Michel Chouiri geçmtiğimiz hafta devlet güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmışlardı. Aktivistler, eylemcilere saldırılar üzerine değerlendirme yaparak olayın soruşturmamasına tepki gösterdi.

Beyrut'un ikinci bölgesindeki Beyrut My City listesinde Şii sandalye adayı Mimar Nahida Khalil, “200 kişinin yaşamını yitirdiği ve binlercesinin yaralandığı bu patlamanın soruşturması erkek egemenler tarafından engelleniyor” şeklinde konuştu. 

Olay aydınlatılmıyor

“Benim Kentim Beyrut” listesinde yer alan ikinci seçim bölgesinde Dürzi koltuğuna aday olan Rima Abu Chakra da ailelerin acılarını paylaştıklarını ifade etti. Rima Ebu Şakra, olayın geç araştırılmasına da tepki gösterdi.

Oturma eylemine katılan "Benim Kentim Beyrut” listesindeki Ortodoks sandalye adayı olan Paula Rubeiz, Beyrut’ta yaşanan patlamanın Ortadoğu’daki en büyük üçüncü patlama olduğunu belirterek olayın yaklaşık iki yıldır aydınlatılmamasının kaygı verici olduğunu ifade etti.