Beyrutlu kadınlar: Değişim ve dönüşüm kadın devrimi ile olur

Diane Vakfı öncülüğünde düzenlenen çalıştaya katılan kadınlar, değişim ve dönüşümün kadın devrimi ile yaşanabileceğini söyleyerek, “Tarihi birlikte yazalım” dedi.

SÛZAN EBÛ SAYÎD

Beyrut –  Diane Vakfı (Fondation Diane), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle “Kadın değişimin öncüsüdür, kriz süreçlerinde birleşirler” adında bir çalıştay düzenledi. Diane Vakfı Genel Yöneticisi Karen Latif, 2012 yılında kurulan örgütlerine ilişkin konuşarak, örgütün Lübnan toplumunu ve özellikle de kadınları başarı düzeyine getirmeyi amaçladığını ifade etti.

“Kadınların kişilik hakları ihlal ediliyor”

Diane Vakfı Kurucu Başkanı ve ayrıca kurucusu olan Diana Sfeir Fadel de savaş süreçlerinde kadınların önemli sorumluluklar üstlendiğini söyledi. Xelil Cunran’ın “Kadınların rolü olmadan ulus ve uygarlıklar kurulmaz” sözünü anımsatan Diane Sfeir Fadel, “Lübnan'daki her kadının bir dağ gibi olduğunu ve kadınlar birlik olursa Lübnan'ın bir dağ silsilesi olacağını biliyoruz. Radikal toplumsal değişimlere ihtiyacımız var ve bu kadın devrimi olmadan gerçekleşmez. Çünkü toplumdaki her bir gelişim kadın rolü ile ölçülüyor. Lübnan’da kadınların durumu iyi değil ve kişilik hakları ihlal ediliyor. Kadınların sosyal haklarına ve mecliste kaç kadın olduğuna bakmak bile kadının durumunu anlamak için yeterlidir” dedi.

“Mücadelemize devam edeceğiz”

Diane Sfeir Fadel, “Bugün çağrımız, hedefimize adım adım ulaşabilmemiz için kadınlara destek olabilecek erkeklerin katılımıyla bir araya gelmek. Bu çalıştayı düzenledik ama son olmayacağı bilinmeli. Başlattığımız mücadelemiz sonuçlanıncaya kadar devam edeceğiz. Kadının parlamentodaki varlığı çok önemli. Çünkü hiç kimse kadınların acısını kadınlar kadar anlamıyor. Kadınlar dışında Lübnanlıların acısını hiç kimse anlamıyor ve çözüm bulmaya çalışmıyor” diyerek kadınların parlamentodaki sayılarını arttırmaları gerektiğini ifade etti.

“Tarihi birlikte yazalım”

Kadınların, seçmenlerin yüzde 52'sini temsil ettiğini ve oylarıyla kadınların yüzde 50’sinin parlamentoya girebileceğini sözlerine ekleyen Diane Sfeir Fadel, “Tarihi birlikte yazalım ve kadınlar olarak olmamız gereken yerlere ulaşalım. Parlamentonun yarısını kadın yapmak ve kadın haklarını ihlal eden yasaları düzeltmek için karar alma mekanizmalarında yer alabilmeliyiz. Bunu da irademizi ortaya koyarak yapmalıyız” şeklinde konuştu.

“Kadınların siyasi alandaki varlığı artırılmalı”

2003 yılında başlayan Beyrut Maratonu'nun başkanı ve kurucusu Mey El-Xelil, geçirdiği bir kaza nedeniyle 36 ameliyat geçirdiğini ve sakat kaldığından bahsetti. Bu durumu enerjiye dönüştürmenin önemine değinen Mey El-Xelil, bu maraton aracılığıyla Beyrut’a 18 mezhebi bir araya getirdiklerini söyledi. Mey El-Xelil, kadınların siyasi alandaki varlığının artırılması gerektiğine dikkati çekti.

“Kadınlar fark yaratmalı”

Yönetici Kadınlar Derneği Başkanı Madiha Raslan, çeşitli online mağazalarda kadınlara yönelik sanat eserlerini satan Jazzmin projesinin de kurucusu. Lübnan'da özel kurumlardaki kadın oranının yüzde 5'i geçmediğini söyleyen Madiha Raslan, kadınların kendilerine ve yeteneklerine inanmaları, yatırım ve siyaset yönetiminde fark yaratmaları gerektiğini vurguladı.

“Kadınlar karar alma mekanizmalarında yok!”

Karar alma mekanizmalarında kadınların yer alması gerektiğini ancak bilinçli olarak kadınların bu alandan uzaklaştırıldığını söyleyen aktivist Sara El-Yafi, bunun yanı sıra kadınların haklarından da mahrum bırakıldığını söyledi. 

Barış Aktivisti Tracey Chamoun ise, parlamentodaki tüm partilerin önerilen kotaya karşı oybirliğiyle karar vermesini eleştirdi.

Xemsin Derneği kurucusu aktivist Jiwel Ebu Ferhat ise, son parlamento seçimlerinde 128 kadından sadece 6'sının seçildiğini belirterek, “Lübnanlı kadınların siyasi hakları bakımından 187 ülke arasında 183’üncü sırada yer alıyor. 17 Arap ülkesinde ise 15’nci sırada” dedi.