Belarus’ta kadınlar kamusal alanın dışına itiliyor

BM, Beyaz Rusya’da kadınların yaşadığı fiziki ve psikolojik baskıları, insan halkları ihlallerini raporlaştırdı. Rapor, kadınların ateş hattında olduğunu ortaya koyuyor.

Haber Merkezi- Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü Anaïs Marin , Belarus’ta insan hakları ve kadınların durumunu incelmek üzere görevlendirildi. İncelemeler sonunda ortaya çıkan rapor, Anaïs Marin tarafından geçtiğimiz salı günü BM Genel Kurulu’na sunuldu.

Belarus’taki kadınların genel olarak hak ve özgürlüklerinden mahrum edildiği, kadın siyasi aktivistlerin kaybedildiği, işkence, kötü muamele ve sürgüne maruz kaldığı belirtilen raporda “Kadınlar ateş hattında” tanımlaması yapıldı.

“Mevzuattaki kusurlar on yıllardır eşitsizliklere, ayrımcılığa ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ‘istismar’ vakalarında koruma boşluklarına yol açmıştır” denilen rapor hükümetin kadın politikalarına da odaklandı.

Kadınlar kamusal alanın dışına itiliyor

Anaïs Marin, kadınların kamusal alana aktif olarak katılımının engellendiğini belirtirken kadınların genellikle “aktif vatandaşlar olarak kamusal yaşama katılmalarından caydırıldığını” söyledi. Anaïs Marin, sosyal koruma sağlaması gereken kurumların, kadınları çocuklarıyla tehdit etme, çocuklara el koyma, işkence, kötü muamele ve kaybetme de dahil fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kaldıklarını gözlemlediklerini aktardı.

“Saygı gösterin”

Raporda özellikle kadınların şiddet ve ayrımcılıktan uzak, daha iyi bir yaşam haklarına saygı gösterilmesini isteyen Anaïs Marin, Beyaz Rusya’daki yetkilileri, barışçıl kamusal aktivizmini tüm nüfus için hakların korunmasını iyileştirmek için bir fırsat olarak görmeye çağırdı.

Hükümet yaptırımlarına devam ediyor

Beyaz Rusya’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana hükümetin başında Alexander Lukashenko yer alıyor. 2020 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana Beyaz Rusya’da milyonlarca kişi otoriter hükümeti protesto etmek için sokaklara döküldü. Bu eylemlerde yaklaşık 800 kişi siyasi gerekçelerle hapsedildi ve 270’den fazla sivil toplum kuruluşu ve bağımsız medya tasfiye edildi. Akademisyenler ve insan hakları savunucuları büyük çapta sürgüne zorlandı.