Bazyanlı kadınlar haklarını koruyabilecek bir adresten yoksun

Bazyan kentindeki kadınlar, Bazyan'da kadın örgütlerinin olmamasının kadına yönelik şiddetin artmasına neden olduğuna ve kadınların sorunlarını aktarmak için başka bir yere gitmeye korktuklarına dikkat çekiyor.

TERZE TAHA 

Süleymaniye - Bazyan, Süleymaniye’nin güneybatısında etrafı dağlarla çevrili bir kent. 2020 yılına kadar verilerin gösterdiğine göre de kentin nüfusu ortalama 50 bin civarında. Bazyan şehrinde kadın örgütlerinin olmaması nedeniyle kadınlar fiilen şiddete maruz kalıyor, ancak seslerini duyuramıyor. Üstelik en yakınlarından doğru şiddete uğradıklarını bunun kendi eş, baba ya da oğulları da olsa kentin yapısından kaynaklı şiddeti anlatamadıkları, seslerini duyuramadıklarını söylüyor. Kadınların en önemli isteği kentlerinde bir kadın örgütünün olması. Bu kadınlardan biri de 45 yaşındaki Fatma Mehmud. 

“O kadar çok şiddet var ki…”

Yaşadığı erkek şiddetine dikkat çeken Fatma Mehmud, “O kadar çok şiddet var ki. Kadınlara gitmeden onlarla iletişime geçmeden bu şiddetin boyutunu bilemezsiniz. O kadar çok kadın tanıyorum ki; evinden çıkıp çarşıya gidemeyen, kendisine bir kıyafet ve ev eşyası alamayan kadınlar biliyorum. Bu erkekler eşlerinin evden çıkmasına izin vermiyor. Kadınları eve hapsetmiş durumdalar. Erkeğe göre kadın evinde kalmalı, bizler bu zihniyeti değiştirmeliyiz” dedi.

“Kadınlara saygı duyulmuyor”

Kadınlardan 37 yaşındaki Şêxan Mehemed Salih, kadına yönelik şiddete ilişkin şunları söyledi: "Özgürlük biraz da olsa bilincimizde yer etmiş ama erkek şiddeti de var. Kadına saygısı olmayan çok erkek var. Bu nedenle kadınlar kesinlikle daha fazla duyarlı olmalı, çocuklar anne, baba ve öğretmenler tarafından eşitlik temelinde yetiştirilmelidir.”

“Örgütlenmenin olmadığı yerde şiddet çok yaygın”

Emine Ehmed 57 yaşında. Kadın örgütlerinin varlığının önemine vurgu yapan Emine Ehmed, kadın örgütlenmelerinin olmadığı yerlerde kadına yönelik şiddetin çok yaygın olduğuna dikkat çekti. Yaşadıkları kentte kadına yönelik şiddetin yoğun olarak yaşandığını söyleyen Emine Ehmed, “Çünkü yaşadığımız kentte bir kadın örgütü yok ve kadına yönelik şiddet verileri de işlenmiyor” diye belirtti.

"3 kadından 2’si şiddet mağduru" 

Aktivist Neşmîl Îbrahîm, kentte her üç kadından ikisinin şiddet mağduru olduğunu söyleyerek, “Erkekler kadına karşı her türlü şiddeti kullanıyor, sadece dayak değil, kadınların evin dışına çıkmasını da engelliyor. Bütün yaklaşımlarımızla kadın üzerindeki gücümüzü ortaya koymaya çalışıyoruz, bu yüzden kadın üzerinde uygulanan şiddeti sadece fiziki algılamak hatalı olur, psikolojik ve yaşam yönü daha da ciddi” diye konuştu.

Neşmîl Îbrahîm ise, 1983 yılından bu yana Yekîtî Kadın Örgütü’nün üyesi olduğunu ve çok çeşitli alanlarda çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Neşmîl Îbrahîm, gün geçtikçe kadın haklarının çizgilerinin zayıfladığını gözlemlediğini düşünüyor ve bunu önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor.  

"Eğitim bir fark yaratabilir"

Kent düzeyinde aktivist ve bilinçlendirme çalışmaları yürüten Sîver Sitar da, toplumsal baskının genç kadınlar üzerinde çok yoğun bir şekilde yürütüldüğünü dile getirdi. “Namus” adı altında ailelerin çocuklarına baskı kurduğunu belirten Sîver Sitar, “Eğitim bir fark yaratabilir. Bu yüzden burada bu tarz çalışmalar yapılmalı” ifadelerinde bulundu.