Baro ve STÖ’lerden CPT’ye İmralı çağrısı: Çözüm için adım atın

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan haber alamama durumuna dair CPT’ye mektup gönderen baro ve STÖ'ler, “Sorunun bir an önce çözümüne yönelik adımların ivedilikle atılması gerekiyor” dedi.

Haber Merkezi- İnsan Hakları Derneği (İHD) Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Muş Barosu, Van Barosu, Batman Barosu, Diyarbakır Barosu, Hakkâri Barosu, Mardin Barosu, Urfa Barosu, Şırnak Barosu’nun ortak imzası ile 12 Ocak 2024 tarihinde Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri ve avukatları ile görüş yapma haklarının ihlal edildiğine dair mektup gönderildi.

‘Çözüme katkı sunmalarını beklediğimizi ilettik’

İmzacı kurumlar, gönderdikleri mektuba dair İHD Genel Merkez’inde açıklama yaptı. Açıklamayı yapan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, CPT’ye gönderdikleri mektupta Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecride dikkat çektiklerini ifade etti. Hüseyin Küçükbalaban, şunları ifade etti:

“CPT’ye ilettiğimiz söz konusu mektubumuzda, İmralı Hapishanesi’nde süregelen iletişimden yoksun bırakma halinin (incommunicado) ağırlaşması ve koşullarda hiçbir değişikliğin gerçekleşmemesi nedeniyle CPT’nin ‘İşkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine dair Avrupa Sözleşmesi’nden kaynaklanan yetki ve sorumluluklarının bir gereği olarak sorunun çözümüne katkı sunmalarını beklediğimizi ifade etmiştik. Buna karşın, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın son dönemde, yaklaşık 3 yıldır, maruz kaldıkları, başta aileleri ve avukatları ile görüşememe ve dış dünya ile temaslarının kesilmiş olması hali, yol açtığı tüm ağır etki ve sonuçlarla birlikte devam etmektedir.

Kısacası, aşağıda imzası olan insan hakları ve hukuk kuruluşları olarak evrensel hukuk normları ve insan hakları değer ve ilkeleri açısından bu kabul edilemez sorunun bir an önce çözümüne yönelik adımların ivedilikle atılması gereğini ve bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşmak isteriz.”