Ayfer Koçak: “Seçmeli ders meselesi iktidarın Kürtçeye ve Kürt kültürüne yaklaşımından farksız”

İkinci kademe eğitim kurumlarında seçmeli ders seçimlerinde öğrencilerin dini derslere yöneltilmesi, Kürtçe gibi derslerin açılmamasını Eğitim Sen 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak ajansımıza değerlendirdi.

ELİF AKGÜL

İstanbul- Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullarda 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı döneminde okutulacak seçmeli dersleri tercih süreci yine öğrencilerin dini derslere yöneltilmesi, Kürtçe gibi dil derslerinin açılmaması tartışmalarını da beraberinde getirdi. Uygulamaya göre öğrenciler, “Yaşayan Dil ve Lehçeler” adı altında Kurmancî ve Zazakî seçmeli dersleri için de başvuru yapılabiliyor, 10 öğrencinin başvurduğu derslerin de açılması gerekiyor.

Bu süreçte Kürt Dil Platformu (PZK), Kürtçe Dili Hareketi (HEZKURD), Kürt Dili ve Kültür Ağı ve diğer sendikalar Kürtçenin eğitim dili olması talebinde bulunarak, öğrenci ve ailelere de seçmeli ders olarak Kürtçe'yi tercih etmeleri çağrısında bulunmuştu. Sosyal medyada Kürtçe üzerine çalışan dil uzmanları, bu dersleri seçecek öğrencilere yardımcı olacaklarını duyurmuştu.

Eğitim Sen: Veliler adına ders seçen okul yöneticileri suç işliyor

Tartışmalar sürerken seçmeli ders uygulamasına ilişkin bir açıklama yayımlayan Eğitim Sen “Geçmişte okul yönetimlerinin, öğretmen yokluğunu gerekçe göstererek, özellikle dini içerikli derslerin seçilmesi için büyük çaba gösterdiği, neredeyse bunu zorunlu tuttuğu uygulamalar basına ve kamuoyuna yansımıştır” diyerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Seçmeli ders tercihlerinde temel ölçütün öğrencinin ilgi ve yetenekleri olması gerekirken, her ders seçme döneminde öğretmen durumu ve fiziki olanakların yetersizliği gerekçe gösterilerek, sadece önceden belirlenmiş bazı derslerin seçilmesini istemek çelişkili bir durumdur. Ataması yapılmayan öğretmenlerin ataması yapılarak öğretmen yokluğu gerekçesi rahatlıkla ortadan kaldırılabilir.”

Sendika “Geçmişte defalarca yapıldığı gibi veli ve öğrenciler adına ders seçen okul yöneticileri suç işlediklerini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir” ifadelerini kullanmıştı.

“İdareler öğrencileri dini derslere yöneltiyor”

Ajansımıza konuşan Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Ayfer Koçak sorunun sistemsel bir sorun olduğunu, tüm uyarılara rağmen okul idarelerinin çocukları dini dersleri seçmeye yönlendirdiğini, buna ancak toplumsal baskıyla son verilebileceğini ifade etti.

“İdareler sürekli velileri ve öğrencileri ‘şu öğretmenimiz var dolayısıyla bu dersleri seçebilirsiniz’ gibi sürekli algı yönetimi gerçekleştiriyorlar” diyen Ayfer Koçak, bu konuda çaba gösteren öğretmenlere rağmen öğrencilerin seçmeli ders dilekçeleri okul idarelerine gittiği için “idarenin bu konudaki inisiyatifi gerçekleştiğini, ya idarelerin dersleri değiştirdiğini ya da öğrencilere değiştirttiğini” söyledi. Ayfer Koçak şöyle devam etti:

“Mesela Kağıthane ilçesinde daha yeni 5 yaş grubunda anaokullarında dini ders başlatma konusu başladı. Liselerde Cuma günleri okul bütününde bahçesinde ve koridorlarında ezan okutulması meselesiyle uğraşıyoruz şu an. Yani çocukları ve okul kültürünü ciddi bir dini derslere yöneltme yaklaşımı var. Bu seçmeli dersleri de bu şekilde yansımış durumda.”

Kurmancî ve Zazakî ile gündeme gelen seçmeli derslerin engellenmesi meselesinin bu derslerin haricinde sosyal etkinlik derslerini de kapsadığını belirten Ayfer Koçak, Kürtçe konusundaysa uygulamanın “iktidarın Kürtçeye ve Kürt kültürüne yaklaşımından farksız olmadığını” ifade etti.

“Kürtçe seçmeli dersi geri bir nokta ama o bile uygulanmıyor”

Milyonlarca insanın konuştuğu bir dilin seçmeli ders olarak müfredatta olmasının esasında “geri bir nokta” olduğunun altını çizen Ayfer Koçak, “Bizim elbette talep ettiğimiz şey bu değil. Ancak bu noktada bile sürekli engelleniyor olması bu alanda çalışma yapan insanların çalışma haklarını da ortadan kaldırmış oluyor” diyerek Kürtçe öğretmenliği bölümlerinden mezun öğretmenlerin bu sorundan doğrudan etkilendiğini kaydetti. Sorunun “sistemin gerçekten çocukların özgür bir şekilde istedikleri şeye ulaşıp ulaşamama meselesi, velilerin istedikleri dersi talep etme şansının olup olmaması meselesi” diyen Ayfer Koçak şöyle devam etti:

“Gerçekte böyle bir süreç yürümüyor. Okul idaresinin var olan öğretmeni ya da almayı öngörmüş olduğu öğretmen potansiyeli üzerinden yürüyor. Çünkü okullarda zaten kadrolu öğretmenler yeterli değil. Seçmeli dersler yoğunluklu olarak ücretli alınan öğretmenler üzerinden götürülmeye çalışılıyor. Bu ücretli öğretmenlik meselesi zaten başlı başına problem. Seçilen bu ücretli öğretmenleri de genelde dini derslerden ya da görevlendirmeyle alıyorlar.  Hatta zaman zaman camilerden görevlendirme şeklinde gönderilen imamlar oldu.”

“Milli Eğitim Bakanlığı Kürtçe öğretmeni ataması yapmalı”

Çözüm için  “Milli eğitim, bu kadar geri noktadan bile olsa Kürtçeyi gerçek anlamda seçilebilecek bir ders olarak tanımlamayı kabul ediyorsa, o zaman ona göre Kürtçe öğretmen ataması yapmalı” diyen Ayfer Koçak, “Şu anda zaten 120 binin üstünde öğretmen açığı var bu ülkede. Seçmeli ders meselesini bir yana bırakalım, zorunlu olan dersler konusunda bile öğretmen atamaları zamanında ve yeterince yapılmıyor. Dolayısıyla bütünsel bir sorun var ve seçmeli dersler meselesi de bunun bir parçası” diye konuştu.

Bu noktada toplumsal baskıya görev düştüğünü ifade eden Ayfer Koçak, velilerin okullarda istedikleri dersleri açtırmak için bir araya gelmeleri gerektiğini, aksi takdirde tek tek velilerin taleplerinin görünmez kılındığını sözlerine ekledi.